Bülent Ersoy'u nasıl bilirsiniz. Tartışmasız diva. Giydiği kıyafetleri, takıları, saçları, tırnakları bir başkası yapsa olmaz. O şahsına münhasır. Tek kelimeyle kendisini bu konuda tek geçiyorum. Kim ne derse desin. Defalarca da yazdım. Bir Bülent Ersoy daha gelmeyecek. Kendisini çok kez bazı konularda eleştirdiğim doğrudur. Ancak ses, tarz konusunda Bülent Ersoy'u kendi duruşunda tek geçiyorum. Herkes aynı olursa zaten sorun olur öyle değil mi? Onun farklı olmasını seviyoruz biz. Ancak Show TV'de yayınlanan "Bu Tarz Benim" in final gecesinde jüri koltuğuna oturan Diva'yı bu kez farklı görmek istiyoruz. Mesela Diva'yı son yıllarda hiç görmediğimiz bir tarzda görsek. Düz, sade. Güzel siyah bir elbise. Sadece bir makyaj ve saç. Hatta kısacık tırnaklar. Çünkü kendisini öyle gördüğümüz yıllar çok eskide kaldı. Hele bir krem renkli tulum içinde bir fotoğrafı var kendisinin bakmaya doyamıyorum. Bence az biraz şu tütülü kıyafetlerin içinde çıksa da kıyafetlerin içinde de nasıl tarz olunacağını gösterse bize. İnanın o zaman herkes daha çok şaşırır ve ekran başına kilitlenir. Çünkü ben artık hatırlamıyorum Bülent Ersoy'un sade ve tarz olduğu hallerini. Hem karşısında giyinmeyi bilmeyen o kızlara da örnek olmuş olurlar.




Moda demişken




Modanın kişiye kendine yakışanı olduğunu düşünüyorum. Marka, benzerlik boş. Ben öyle insanlar biliyorum ki bir elbiseye 5 bin TL veriyorlar ama üstlerinde 1 TL'lik duruyor. O yüzden kendiniz olun hanımlar. Bu yüzden de yarışmada ki kızlarda gördüğüm şudur ki. Gerçekten hiç giyinmeyi bilmiyorlar. Kafaları çok karışmış. Kavga etmekten üstlerine ne bulursa giyiyorlar.




Ve jüri




Umut Eker'i çok eskiden tanırım. Şahsen kimin aklına geldiyse tebrikler. En azından farklı bir isim. Ve yaptığı yorumlar gayet yerinde. Cemil İpekçi'yi zaten söylenecek söz yok. O da bir duayen. Ama geçen gün kızların kavgasına isyan ettiğin bir bölüme rast geldim. Az daha masadan kalkıp gidecekti. İyi sabrediyor gerçekten. Sibel Arna da bence televizyon için yeni bir kan. Çok da güzel olmuş. Her Şey Dahil'deki göbek şovu da gayet başarılıydı. Ve diğer yabancı gelinimiz Chole'ye. Serdar Ortaç'tan boşansa da memleketi terk etmeyecek. Bizim memlekette yabancı sevilir malum. Chole'ye de pek sevildi. Türkçe'yi bu kadar güzel olması da şaşırtıcı. Gayet başarılı. Ama biraz daha sert yorumlar bekliyoruz kendisinden.




Beyaz-Candan mutluluk verdi




Eskiden televizyon programlarında bu tarz şeyler oluyordu. Hatta öyle ki dışarda olunca bile akıllı telefonlardan açıp izlenirdi. İşte Beyaz ve Candan atışması da eski günleri hatırlattı herkese. Meğer ne çok ihtiyacımız varmış. Sosyal medyadan da anladığım kadarıyla bu tarz şeylerin daha çok yapılması gerekiyor. Eğlenmeyi unutmuşuz. Son zamanlarda kavga-gürültü, ağlama üzerine kuruluyor programlar malum. Ama iyi bir şey yapılınca tutuyor işte görüyorsunuz.

Son günlerde




-İnsanların yeni modası yeme-içme üzerine. Herkes birbirine "oraya mutlaka git çok güzel yemek var" diyor.




-Oscar yaklaşıyor malum. Yine herkes birbirine "Şu filmi mutlaka izlemelisin. Sonra bir kahve de buluşup Oscar öncesi tahmin yapalım" diyor.




-Yine herkes birbirine "Fotoğraf koydum neden likelamadım" diyor.




-Hatta yine herkes birbirine delirmiş gibi "Beni neden takip etmeyi bıraktın. Ben sana bir şey mi yaptım" diyor. Töbe töbe hiç anlamıyorum bu cümleyi. Yahu insan kimi isterse takip eder kimi istemezse etmez. Kimi isterse like yapar. Nedir bu telaşınız. Rahat olsanız azıcık.




-Ve yine herkes birbirine "Tarz mıyım?" diye soruyor. Özellikle de erkeklerin tarz olmak için biraz uğraş verdikleri görülüyor. Anne ve babalar da tabii "Kızım-Oğlum sürekli kıyafet almak istiyor" diye isyan ediyor. O da başka bir detay tabii.







İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR