İrem Derici üniversitelerin düzenlediği ödül törenleriyle ilgili "2.5 sene oldu, hala bana En İyi Çıkış Ödülü vermeye cüret eden mal üniversite kulüpleri. Hayır, siz üniversitelisiniz ya ben ona yanıyorum. Törene gelirsen ödül var ezikliğinden bilmeyen yok ama mastürbasyonunuza beni karıştırmayın" diye twit'ler atmıştı. Ben de kendisine hak verdim. Şöyle ki, "Gelirseniz ödül veririz" ya da "Ödül alırsam gelirim" zihniyetinin kol gezdiğini yıllardır yazıyorum. Hatta buna sanatçıların da çanak tuttuğundan bahsediyorum. Ama işte şükür ki, biri çıkıp isyan etti. İrem Dereci'nin isyan etmesinin nedeni ise daha vahim. Olayın perde arkası şöyle: İstanbul Yıldız Teknik Üniversite İrem Derici'ye mail atıp "Size Yılın En İyi Kadın Sanatçı ödülünü vermek üzere bekliyoruz" diyor. Haliyle İrem Derici'den de "Tamam" yanıtını alıyorlar. Ancak üniversite on gün sonra yeni bir mail atıp "Ödülünüz değişmiştir. Size En İyi Çıkış Yapan Kadın sanatçı ödülü vereceğiz" diyor. Oppsss... Kim olsa "Yok artık" der. Olaya kendi acımdan bakıyorum. Bana mail atıp "Size yılın En İyi Gazeteci ödülünü vereceğiz deyip on gün sonra Ayşe Arman'dan "Geliyorum" yanıtı alınca ödülü ona vermeleri gibi bir şey. Kim olsa isyan eder.




Yani bunun acılımı şu demek. İrem'den daha popüler birisi gelmeyi kabul edince ödül ona gitmiş. Başarılı mı, dinleniyor mu hiç bakılmamış bile. İşte ödülü de Sıla aldı. Sıla çok başarılı bir isim. Hem de öyle böyle değil. Ama yapılan çirkin. İrem burada yüzde yüz haklı. Ve üstelik mail de kendilerinde hala duruyormuş. Eminim bu durumu Sıla ya da bir başkası yaşasa onlarda aynı tepkiyi verirdi. Yani bu saygısızlıktır. Üstelik bu kız "En İyi Çıkış" yapan durumunu üç yıl önce bıraktı. Bu tarz ödül düzenleyen hatta "ne kadar çok ünlü gelirse o kadar çok gazetelerde yer alırız" mantığı güden her tören ciddiyetsizliği ile gün gelip yok olmaya mahkumdur. Ve maalesef törenler giden her ünlü de zan altında kalıyor. Hak edip mi aldı acaba durumu oluşuyor.




Bu ülkede...




Bir gün gerçekten ciddi bir alamda hakkıyla bir ödül töreni yapılırsa bakın işte o zaman insanların o törene gitmek için nasıl yarışıyorlar. Yahu bırakın gelmezse gelmezsin siz hak edene ödülü verin, popüler olup gazetelerde kocaman resmi açılacak kişiye değil. Bunu şimdilik bir tek Altın Kelebek Ödül Töreni yapıyor gibi. Ama tabii onların da eksikleri var. O ciddi törene bile hala ödül alan kişi gidiyor. Ödül almayacak bir sanatçıyı bile göremiyorsunuz artık törenlerde. Yani bu tarz eksiklerde tamamlanınca tadından yenmeyecek.




Beyaz-Candan çekişmesi




Oh be şükür. Ne tatlı tatlı çekişiyorlar. Ne güzel şeyler yapıyorlar. Bu ülkenin biraz da bu tarz şeylere ihtiyacı var. Eskiden çok olurdu bu tarz şeyler. Biz 3-5 yılda gülmeyi, eğlenmeyi unuttuk. Sanatçıların bu tarz olayları daha çok yapması gerekiyor. Televizyonda bu tarz işlerin daha çok olması şart. Dizilerin ağlak havasından çıkmamız gerekiyor. Beyaz ve Candan Erçetin atışmasından bahsediyorum. Ne tatlılar, ne güzeller. Lütfen biraz daha fazla bu tarz işler yapın. Sanatçıların görevleri biraz da budur. Ve Candan Erçetin'in ‘Kadın Dayanışması' ile yanıt verdiği bölüm inanılmazdı. İşte kadınların gücü.




Türklere vız gelir tırıs gider




Malum sömestre tatili yaklaşıyor. Genellikle de Türkler çocukları ile Disneyland'a akın eder. Paris'te son günlerde can sıkıcı ve korkutucu olaylar yaşanıyor. Dün Habertürk'te Ünsal Ereke'nin yaptığı "Korkusuz Türkler Paris'i ertelemedi" diye çok güzel bir haber vardı. Yani olaylarla ilgili hiç bir iptal olmamış ve tüm turlar tükenmiş. Hatırlar mısınız bilmem eskiden gizli kamera ile bazı haberler yapılırdı. Onlardan birini hatırladım bu haberi okurken. Haberde Türk erkekleri otobanda hayat kadınları ile pazarlık yapıyor. Hayat kadını "Ben AIDS'im" diye uyarıyor. Ama karşıdan gelen yanıt "Bana bir şey olmaz ben Türk'üm" diyordu. Gülüyoruz ama tabii çok düşündürücü.











İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR