Hediye Güral Gür, iş hayatına yeni atılan gençlere tüyolar verirken babası Nafi Güral ve kardeşleriyle birlikte çalışmanın nasıl bir sorumluluk getirdiğini ve özel hayatıyla ilgili tüm bilinmeyenlerini HT Kulüp Yazı İşleri Müdürü Reşit Özet’e anlattı...

Röportaj: Reşit ÖZET

Fotoğraflar: Atakan Makar

Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz… Siz bu dönemlerin nasıl üstesinden geldiniz?

H.G.G: Birkaç senedir maalesef böyle olumsuzluklarla geçiyor hayatımız. İnsanoğlu her şeye alışıyor. Pandeminin getirdiği zorluklar hemen akabinde kuzeyimizde yaşanan sıkıntılar bu sene de depremin yaşattığı sıkıntılar… Sektör olarak kötü başlıyoruz sonrasında toparlanıyoruz. İşler toparlanıyor, ruhumuz toparlanıyor mu? Bu bir soru işareti. Belli bir süre tökezliyoruz ama yavaş yavaş bu süreçlere de alışıyoruz. Önemli olan bunlardan maksimum motivasyonla ve ileriye dönük kararlarla yara almadan başarabilmek. Hem iş dünyası olarak hem aile hayatı olarak bunu başarabilmek için de var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.

Siz iş hayatınızda pandemi sürecini nasıl atlattınız?

H.G.G: Pandemi sürecine aslında uyum sağlamak için çok çabuk harekete geçtik diyebilirim. Normalleşme sürecinde otelini ilk açan grupların başında geldik. Güvenli Turizm Sertifikası’nın da hayatımıza girmesiyle bu süreçte turizm yapmaya çalıştık. İnsanların tabii ki güvenerek gidebilecekleri bir tesis olması da bu anlamda tatil için çok önemliydi. Bizde bu amaçla hizmet etmeye devam ettik. Bu sürecin atlatılmasıyla tekrar tatilin insanların hayatına girmesiyle birlikte az önce belirtiğim gibi normalleşmeyle birlikte güzel bir sezon geçirdik diyebiliriz. Yine geçtiğimiz sene yaşadığımız Rusya-Ukrayna arasında yaşanan sürece tabii ki dahil olmak buna uyum sağlamak bizim sektörümüz açısından çok kolay olmadı. İlk başta sıkıntılar yaşandı. Rezervasyonlarda iptaller olacak mı? Uçuşlar olacak mı? Bunlar bizim için soru işaretiydi. Ama bu anlamda bakanlıkların aldıkları önlemler vardı. Bu önlemler sayesinde de sektör çabuk toparlandı. Hatta rekorların ve hedeflerin yenilendiği bir yıl olarak 2022’yi kapattık. 2023 için de yine bu hedeflerin ilerisinde bir hedefle biz yıla girdik. Maalesef 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi, hemen akabinde gelen sel felaketi ülkemizi hem ekonomik hem de psikolojik anlamda çok derinden etkiledi. Çok büyük kayıplar verdik. Dolayısıyla da bizim hiç istemediğimiz sonuçlara maalesef sebep oldu. Biz grubumuz olarak depremin ikinci günü hemen harekete geçtik. AFAD’a nakdi yardımda bulunduk. 5 milyon TL para yardımında bulunduk. Bunun ötesinde bölgede bulunan Kütahya Porselen’in ve Kütahya Seramik’in bayileri aracılığıyla da gıda, kıyafet ve ısıtıcı gibi ani yardımlarımıza da hemen bölgeye göndererek oradaki depremzedelere ulaşılmasını sağladık. Yine AFAD ve valiliklerin aracılığıyla NG Afyon otelimizde depremzedelerimizin konaklamasına imkan sağladık. Otelimizde konaklayan diğer misafirlerimizden ayırmadan tüm olanaklarımızdan faydalanacakları şekilde konaklamalarını sağladık. Antakya ve Malatya’da oluşturulan konteyner kentlere 250 konteyner Antakya’ya 30 konteyner Malatya’ya olacak şekilde yardımlarımızı yaptık. Bunun dışında ben burada çocuklarımla birlikte derneklere giderek seferberliğe katıldık. Çocuklarım orada harçlıklarından bağışta bulunmak istediler. Bu benim için çok önemli çok özel anlardan birisiydi. Oğlum orada bulunan yardımların kolilenmesine orada bulunan yardımların taşınmasına destek verdi. Bu süreçte gördük ki ülkemiz insanları gerçekten kötü günlerde bir araya geliyor. Bu yardımlaşma ve dayanışma ruhu bizim insanımızın en önemli özelliklerinden bir tanesi. Evet çok ağır darbe aldık, yaralandık ama bu dayanışma ruhuyla da yaralarımızı sarmayı da biliyoruz. Yeni neslinde aslında ne kadar duyarlı bir nesil olduğunu da görmüş olduk. Bu anlamda da içimiz umutla doldu diyebilirim.



Deprem hepimizi derinden sarstı… Sizin hayatınızda ve düşüncelerinizde bir şeylerin değişmesine sebep oldu mu?

H.G.G: Hayata bakış açımızı tekrardan sorgulamamıza neden oldu. Deprem aslında bilim insanları tarafından sürekli bize hatırlatılan bir gerçek. Bu gerçeği günlük hayatımızın akışı içinde göz ardı edebiliyoruz. Dolasıyla tekrar hayatımızı gündemimize almamız açısından maalesef önemli bir gerçeği oldu. Bizlerde burada belki depremi burada birebir yaşamadık ama takip ettik. İçimizde hissettik. Empati yapmak süretiylede burada neler olabileceğini, oradaki insanların neler hissedebileceğini düşünerek tekrar depremi gündeme aldık. Depremin ekonomiyle ilgisi ilgili sadece aslında belki deprem bölgesinin yaşadığı sorunlar düşünülüyor ancak depremin bizim buradaki ekonomiye de olumsuz etkileri oldu. Şu anda orada yapılan çalışmalar için buradaki iş dünyasına çok büyük sorumluluklar düşüyor. Bu sorumlulukların yerine getirilebilmesi içinde ekonomik çarkların düzgün bir şekilde dönmesi gerekiyor.

2023 yılında ne gibi çalışmalarınız olacak?

H.G.G: Biz aile olarak porselen, seramik, turizm ve makine endüstrisinde hizmet veriyoruz. Ben ailenin turizm alanında hizmet veren üyesi oluyorum. Tabii ki yönetim kurulu üyesi olarak diğer sektörlerimizle de ilgileniyorum ama ana iş kolum turizm.



Aile ile çalışmanın avantajları neler? Anlaşamadığınız durumlar oluyor mu?

H.G.G: Aile şirketinde olmanın hem avantajları hem de zorlukları var. Önemli olan bir uyum içinde çalışabilmek. Ailenin kurallarını şirketin kurallarına göre hareket ettirmek. Anne-baba ve 4 kardeş hepimiz bir arada çalışıyoruz. Dolayısıyla da tabii ki fikir ayrılıkları yaşadığımız konular oluyor. Ama bunların üstesinden sulh içinde çıkmayı başarıyoruz. Bizim ailemizde hiçbir zaman fikir ayrılıkları fikir çatışmasına dönüşmez. Bunun en önemli sebebi de babamın her zaman üzerine düştüğü bir konu olan istişare etmektir. Bir konu üzerine istişare etmeden karar almamayı tercih ediyoruz. Bu sistemle devam ettiğimiz için aileyle çalışmanın hiçbir dezavantajını görmüyoruz. Zorluğu olabilir ama dezavantajı olmuyor.

BABAM; ''HARCAMA YAPMAYI BİLMEYEN İŞ HAYATINDA BAŞARILI OLAMAZ'' DER



Babanız Nafi Güral’ın en önemli kuralı nedir?

H.G.G: Babamın en önemli kuralı aile birliğidir. Bu aile birliğinin tabii şirkette de devamı… İş dünyasına yönelik söylediği şey de bizim için istişare etmek ve hesap yapmak. Bir işe girişeceğiniz zaman, karar alacağınız zaman o işin hesabını yapmadan karar almamak en önemli kriterimizdir. Çocuklarımıza da onu öğütlemeye çalışıyoruz. Babamın bir öğütü daha vardır. Özel hayatında harcama yapmayı bilmeyen iş hayatında da harcama yapmayı bilmez dolayısıyla başarılı olamaz der. Para harcamayı bilmediğiniz takdirde bu kendi cebiniz içinde geçerli şirketiniz içinde geçerli, çok açıldığınız zaman şirketi sıkıntıya sokabilirsiniz.



Çocuklarınızla nasıl zaman geçiriyorsunuz? Büyümüşler…

H.G.G: Büyüdüler. Oğlum 17, kızım 13 yaşında bir genç kız. İlişkilerimiz çok güzel ve keyifli. Klişe bir laf vardır hayatta en çok anne olmayı sevdim diye gerçekten öyle annelik bambaşka bir duygu. Ben çalışan bir anne olduğum için zamanımı çoğunu çocuklarımla geçiyorum dersem bu bir yalan olur. Ama çocuklarım benim bu tempoma alıştılar. Ben kendi işimde çalıştığım için zamanımı çocuklara göre ayarlıyorum. Uzun bir iş seyahatinden sonra mutlaka çocuklara vakit ayırıyorum. Ailece yaptığımız kültür seyahatlerini çok seviyoruz. İstanbul’da olduğumuz zaman da birlikte yemeğe gidiyoruz. Oğlumla kaçamak yapıyoruz. O da benim gibi, yemek yemeyi seven bir yapısı var.

Turizmciler genelde tatil yapamazlar. Sizin bir tatil planınız var mı? En büyük lüksünüz neler?

H.G.G: Tatil çok kolay olmuyor ama biz özellikle çocukların ara tatil dönemlerinde yaz tatili dönemlerinde tatile çıkmaya çalışıyoruz. Zaman zaman bizim otellerimize gitmek durumunda kalıyoruz. Durumunda kalıyoruz diyorum çünkü benim işle ilgilenmem gerekiyor. O yüzden başka şehirlerde başka otellerde tatil yapmak bizim için daha keyifli oluyor. Özellikle görmediğimiz yerler kültür turları bizim için keyifli oluyor.



“TURİZM SEKTÖRÜ İYİ OLMAYA DEVAM EDECEK”

Yıllardır turizm sektöründe faaliyet gösteren bir iş kadını olarak gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

H.G.G: Turizm sektöründe olduğunuz zaman insana hizmet ediyorsunuz ve insandan hizmet alıyorsunuz. Dolayısıyla iki taraf da insan olunca hem çok keyifli hem çok zor. İnsan odaklı bir sektör. Sürekli öğrenmeye devam ediyoruz ve bunun bir sonunun da olmadığını düşünüyorum. İnsan memnuniyetini en üst seviyede tutmak için bazı haklı haksız tüm taleplere de yeri geliyor cevap vermek durumunda kalıyorsunuz. Hem yerli hem yabancı misafirlere hizmet ettiğimiz için kültürler de değiştikçe talepler de değişiyor. Bu nedenle biz öğrenmeye devam edeceğiz. Teknoloji ve jenarasyon değiştikçe de sanıyorum talepler değişmeye devam edecek. Misafire güleryüz gösterdiğiniz sürece onları memnun ettiğiniz sürece de bu sektör iyi olmaya devam edecek. Gelecek nesillerde de tercih edilirliği zaman zaman azalabiliyor. Okullarda duyuyoruz bölümlerde bazen boşluklar olabiliyor. Ama bu sektör her zaman geleceği olan bir sektör. Gastronomiyle birlikte turizm sektörü de bence tercih edilebilecek en güzel bölüm.

Tatil herkes için mutluluk verici bir şey… Mutsuz bir misafir gördüğünüzde tepkiniz nasıl oluyor?

H.G.G: Bu kadar sene içinde tabii ki oldu. Bazı misafirlerimiz umutsuzluğa kendilerini şartlayıp gelmiş oluyor. Ama en güzeli zaten bu misafirleri mutlu etmek. Misafirlerimizin mutsuzken beklentilerinin üstüne çıkararak sürekli misafirimiz haline getirebiliyoruz. O bizim için gerçekten çok paha biçilemez bir kazanım oluyor. İşte o zaman yaptığınız işin kıymetini görüyorsunuz. Bazı misafirlerde var ki zaten mutlu olmak için gelmiş. Onların önüne bir bardak su bile koysanız mutlu oluyorlar. Dolasıyla önemli olan müşterek mutlulukları yakalayıp misafirleri mutlu etmeye çalışabilmek. Turizm zaten farklı duyulara, farklı hislere dokunabilmek. O yüzden diyorum zaten turizm hep var olacak. İnsanları mutlu etmek için birileri hizmet etmeye devam edecek.



Bodrum’da yeni bir projeniz var sanırım…

H.G.G: Bizim şu anda 4 otelimiz var. İkisi Sapanca’da bir tane Afyon’da bir tanede Antalya’da. Şimdi yeni projemizde Bodrum’da. Var olan bir tesisi satın aldık. Şimdi oranın inşaatına başladı. 2024 sezonuna yetiştirip misafirlerimizin hizmetine sunmuş olacağız. Orada da muhteşem bir denizin olduğu koydayız. NG kalitesine yakışır çok üstün hizmet sağlayan bir tesisi misafirlerimizin hizmetine sunmuş olacağız.

Aktif olarak çalıyorsunuz peki nasıl dinlenirsiniz? Alışveriş yapmaktan hoşlanır mısınız?

H.G.G: Ben öyle çok modayı takip eden, moda diye alışveriş yaparak üstüne giyinen bir insan değilim. Biraz daha zamansız kıyafetler giyinmeyi tercih ediyorum. O yüzden sık sık alışverişe çıkan bir insan değilim.

Bir hobiniz var mı?

H.G.G: Ben galiba o konuda biraz yeteneksizim. Müziğe başladım. Kulağımın yeterince olmadığını anlayıp bıraktım. Resim de öyle sadece bir eserim var onu da lise öğretmenimin zoruyla yapıp evimin duvarında asılı şu anda. ''Aslında yeteneğin var üzerine gitsen yaparsın'' dedi öğretmenim ama belki de yeteneğim vardı hevesim yoktu devam etmedim. Benim yapmaktan en çok zevk aldığım şey, kitap okumak. Evde olduğum zamanlar kitap okumak ya da dijital kanallardan bir şeyler izlemeyi seviyorum.

Hediye Güral Gür’ün oğlu Bora Gür tüm Türkiye’yi hüzne boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerde mağdur olan afetzedelere yardım desteğine katıldığı anları anlattı….

Bora Bey sizde deprem zamanında yardım faaliyetlerine katıldınız…

B.G: Annem bana derneğin yardımlarına katılacağını söyledi. Sende bana katılır mısın? Dedi. Nasıl hayır diyebilirim ki? Gittim oraya ve beklemediğim bir şey gördüm. Bir binada 50 kişi toplanmış koordineli bir şekilde paketleme yapıyordu. Tanışmadığımız kilometrelerce ötedeki insanlar için yardım topladık. Bende onun bir parçası olduğum için kendimi iyi hissediyorum.

Annenizle nasıl zaman geçiriyorsunuz?

B.G: Tek bir geziyi bir maceraya çevirebiliyoruz. Bazen de babamın yerine annemin kavalyesi oluyorum. Arada sırada da annemin şövalyesi gibi davranıyorum. Annemi arkadaşım gibi düşünüyorum.

“ANNEM HAYATIMDA TANIDIĞIM EN KARARLI KİŞİ”

Annen nasıl bir iş kadını?

B.G: Annem benim hayatımda tanıdığım en kararlı kişilerden bir tanesi. Annem şunu yapacağız diyorsa yapılıyor. Bu kararlığıyla da neyi yaptığını çok iyi biliyor.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR