Aysel Gürel'e saygı albümünde yer alamayacağını açıklayınca ona saldırmaya hazır bir kesimin ağzından dökülen ilk soru budur herhalde; Tarkan bunu nasıl yapar? Tarkan bu, onun hayatı bizimki kadar kolay işlemiyor. Size teklif edilse koşa koşa gider söylersiniz belki bir Aysel Gürel şarkısı ama Tarkan'ın kariyer planı ne durumdadır bilen var mı? Harıl harıl yeni albümü için çalışırken Aysel Gürel albümüne uyacak bir şey peşine düşmeye vakti olmamıştır ve yer almamıştır. Ayrıca bu Aysel Gürel için yapılan ilk saygı albümü değil. 2008'de çıkan Çınar albümünde zaten şarkıları yorumlanmıştı. İkinci albüme de yetişemeyen Tarkan belki 3. albüme yetişir, orası belli olmaz. Evet, Aysel Gürel şarkısı "Sevdanın Son Vuruşu"yla Tarkan büyük bir başarı kazandı. Bu yüzden Aysel Gürel'e manevi bir borcu olabilir. Ama bu borç onun albümünde şarkı söylerek ödenecek bir borç değil bence. Aysel Gürel'in bir başka sözü daha Tarkan'ın yeni albümünde vücut bulabilir. Asıl bomba bu olur kanımca...




Üzerinde ceset taşımak!




Sanat dünyasında eski olmak iyidir, saygı gösterilirsin, sözün dinlenir. Ama "eski kafalı" olmak bir sanatçıya hiç yakışmıyor.


Cincila kürküyle Nişantaşı'nda dolanıp "Türkiye'de bir tek bende var" diye havasını atan Bülent Ersoy için yazıyorum. "Allah hayvanları, insanoğlu etinden, sütünden, tüyünden faydalansın diye yaratmış" demek artık eski kafalının da ilerisinde çağ dışı olmak gibi bir şey. O sizin dediğiniz 70'lerde insanoğlu henüz bilinçlenmediği dönemlerde geçerliydi. O dönemlerde kürk giyen hanımlar kürk için öldürülen hayvanların varlığını düşünecek kültür seviyesinde değildi belki. Akıllarına bile gelmiyordu üzerlerinde bir sürü hayvanın cesedini taşıdıklarını. O dönemin kültürü, bakış açısı buydu. Ama siz 2000'lere gelip hala "ben mi öldürdüm canım" klişesinin arkasına sığınabiliyorsanız, bu iş çağdışılıktır. Bakın bu fotoğraftaki siz ısının diye öldürülen cincilia'lardan sadece biri. Türkiye gibi ılıman bir iklimi olan ülkede hava şartları malumken, bu masum bakışların günahını üzerinde taşımak bence Bülent Ersoy'a yakışmıyor!




Erkek pırıltısı




Sizin de fark ettiğiniz üzere kadın-erkek ayrımının ortadan kalktığı mecralardan biri de moda dünyası. Kadınlar ilk önce bizim gömlekleri giymeye başlayıp sonra da pantolonlara el atınca biz de eskiden kadın işi denilen birçok şeyi kullanmaya başladık.




Koca el çantalarıydı, leopar desenli pardesulardı derken şimdi de kadınların pırıltı aşkına ortak oluyoruz. Swarovski'nin yeni sezonunda yer alan bu saat, üzerindeki taşlarla hayli gösterişli duruyor. Aynı modelde taşsız saatler de piyasaya süren Swarovski'nin bu sezon satışlarını merak ediyorum. Parlayanlar mı kazanacak, yoksa sadeler mi?




Şeytani kediler




Şu hayatta kimle röportaj yapmak istersin diye sorsalar kesinlikle -Madonna'yı imkansız olarak kabul edersek- Animal Planet programcısı Jackson Galaxy diye cevap veririm. Kedi bilimcisi Galaxy, her hafta başka canavar bir kedinin sahipleriyle buluşup kediyi muma çeviriyor.




Kedilerle yakından ilgilenen biri olarak birkaç yöntem öğrensem fena olmazdı hani, arada lazım oluyor. Jackson Galaxy'nin programı Benim Belalı Kedim 2 Şubat cumartesi'den itibaren saat: 220:00'de Animal Tv'de başlıyor. Kedi meraklılarına şiddetle tavsiye ederim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR