Netflix'in yeni dizisi "Kulüp"ü önceki gece izledim.

Başrollerini Gökçe Bahadır, Barış Arduç, Salih Bademci, Fırat Tanış, Metin Akdülger, Asude Kelebe'in paylaştığı Kulüp'ten çıkarken sayıkladıklarım.

-Hiç bitmesin istedim.

-Salih Bademci'nin oyunculuğuna şapka çıkarttım.

-Fıstık İsmet beni benden aldı.

-Fırat Tanış döktürüyor. Gökçe Bahadır rolünün hakkını vermiş.

-Metin Akdülger of aman of dedirtiyor.

-Dekor şahane.

-Müzikler, kostüm, dönem gerçekleri, sürükleyici hikayesi ile özlediğim bir Türk dizi ile karşı karşı kaldım.

Kısacası "Acaba çok mu abartıyorum" dedim. Sonra "Yok yok olmuş" dedim.

Hiç abartmadım. Son zamanlarda izlediğim en iyi Netflix dizisi olarak birinci sıraya yerleştirdim.

Salih Bademci’ye dair

İzledikçe doyamadım.

En son Özge Özpirinçi ile rol aldığı "İlk ve Son"da kendisine bayılmıştım. Sonra Burçin Tercioğlu ile "Yalancı"da çıktı karşımıza. Şimdi de Gökçe Bahadır ile "Kulüp". Ve Salih Bademci üç farklı rolde de, üç farklı oyunculuk sergiliyor. Öyle böyle değil. Resmen rol çalıyor. Tebriğin en büyüğünü hak ediyor. Ki bu son yılda resmen oyuncu kadrosunda sürprizli bir şekilde yerini sağlamlaştı. Ve lütfen ödüller dağıtılırken kendisini en üst sıralara çıkartınız. Fazlasıyla hak ediyor. Oyunculuk adına parlayan bir yıldız. Sonra döndüm şöyle bir sıralama yaptım Malumunuz son yıllarda Netflix dizilerini sıkça masaya yatırıyoruz. Ve sıralamada en üst sıraya koyduğum Kulüp sonrasında ki, sıralamam şudur. 1-Kulüp 2-Masum 3-Bir Başkadır 4-Fatma 5-Aşk 101 6-50 M2 Atiye ve Hakan Muhafız'a yer bulamadım. Çünkü ikinci sezonlarını izlemedim. Merak uyandırmadı. Ancak sıralama yaptığım dizilerin ikinci sezonlarını merak ediyorum. Çağatay Ulusoy'un "Yeşilçam" ve oyunculuğu ne kadar iyiyse "Hakan Muhafız"da da olmamıştı. Tabii bana göre. Bu arada "Yeşilçam"daki Çağatay Ulusoy'a da ayrı şapka çıkartıyorum. Döktürüyor. Buram buram kıskançlık kokuyor Serenay Sarıkaya'nın reklam anlaşması yaptığı firmanın lansmanına katılan son zamanların yeni tanınan ismi Dila Tarkan'ın fotoğrafının altına Şeyma Subaşı "Neden sürekli aynı kişilerle kampanya yapıyorlar acaba?" diyerek fitili ateşledi. Daha doğrusu yeni bir polemik konusu yarattı. Evet gerçekten ben de bu soruyu merak ediyorum. Ancak şu yönden; "Son günlerin yıldızı parlayan ınfluencer ya da bloggerlar ile neden anlaşma yaptıklarını?" Çünkü Türkiye genelinde kim tanır Allah aşkına bu isimleri. Sosyal alemden bir avuç insanın tanıdığı bu insanlarla asıl markalar neden anlaşma yapar. Ki Şeyma Subaşı'nın örnek gösterdiği Dila'yı sadece sosyal alem ve çok az bir kesim tanıyor. Yani şimdi köklü bir marka neden o kişiyle çalışsın. Serenay Sarıkaya'nın ünü, şöhreti ve başarıları ile o isim kıyaslanır mı Allah aşkına. Bu eleştiriden benim sadece anladığım Şeyma Subaşı'nın Serenay Sarıkaya'yı kıskanması var. Başka da bir şey olamaz. Ya da kendinden söz ettirmek için arkadaşı Dila Tarkan'ı harcaması. Yani buradan öyle anlaşılıyor Şeymacık.. Haberin ola!!!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR