Kadın gülmesin. Kadın kahkaha atmasın. Kadın evinde otursun. Kadın şort giymesin. Kadın türban takmasın. Kadın o olmasın. Kadın bu olmasın cümlelerinizi bir susturun.
Şimdi kadınların zaferini alkışlama zamanıdır.
Bakınız kadınlar Tokyo Olimpiyatları'nda tarih yazıyor. Son olimpiyat şampiyonu Çin'i set bile vermeden 3-0 yenerek, bütün Türkiye'nin umudu olan kadınları gördünüz.
Önceki gün, İBB Spor Kulübü sporcusu Neslihan Yiğit ve boksta olimpiyat tarihimizdeki ilk kadınlar galibiyetimizi alan Busenaz Sürmeneli'yi gördünüz.
Kadının gücü sergileniyor. İster yenilsinler, ister kazansınlar. Kadın "Biz istersek her şey mümkün" cümlesini göklere çıkartıyor.
Konuşmaya korkan, sindirilen tüm kadınların sesi oluyor.
Ve sadece bir kadın değil insan olduklarını, sporcu olduklarını cümle aleme gösteriyor milli sporcularımız.
Filenin sultanı, Türkiye Voleybol Kadın A Milli Takım kaptanı Eda Erdem'in fotoğrafına saatlerce bakıp yaptığı açıklamayı defalarca dinledim.
Bir kere al fotoğrafı tablo yap. O kadar çok şey anlatıyor kaptan Eda Erdem'in fotoğrafı. Müthiş!!!
Açıklamasına gelince, sıfır ego, sıfır kibir. Asla "Ben demiyor" hep "Biz" diyor.
Hiçbir hiddetli cümle kurmadan, rakiplerinin hakkını teslim ederek ekibinin başarısını gözler önüne seriyor.
Takım arkadaşları ile bir bütün olduğunu anlatıyor.
Olması gerektiği gibi vurgu yapıyor her cümlesinde.
Mesela; "Biz hayatımızda en iyi yaptığımız şeyi yaptık ve bunu işimiz olarak yapıyoruz. Yaşamak için oksijene ihtiyacımız varsa, yaşamak için voleybola ihtiyacımız var. Biz neler başarmak istediğimizi biliyoruz" diyor.
İşte kilit cümle. İnsan erkek ya da kadın. Sevdiği, keyif aldığı işi yaparsa mutlu olur. Nefessiz kalmaz, nefes alır.
Bu yüzdendir ki, kızlarınıza, erkek çocuklarınıza her zaman sevdiği işleri yapmalarını öğütleyin.
Keyif aldıkları işte başarılı olabileceklerini onlara gösterin.
O zaman sizler de onların başarısıyla keyiflenirsiniz inanın.
Alışacaksınız
Bazıları "Yok kadın voleybol oynamaz", "Yok şort giymez" bla bla başladı.
Geçiniz bunları geçiniz.
Ve susunuz!!!
Alışacaksınız.
-Kadının gücüne.
-Peşinizden koşmayan kadına.
-Çalışan, üreten kadına.
-Çocuk da yapan, kariyer de yapan kadına.
-Dik başlı, kendi ayakları üzerinde duran kadına.
-Tek bir cümle bile çalıp çırpmadan, kendi yüreğini şiirleştiren kadına.
-Kendi gücünü kazancı gibi gören kadına.
-Toplum kurallarına isyan eden kadına.
-Kendi ahlaki değerlerinden taviz vermeyen asi kadınlara alışacaksınız.
-Başkasının sözü ile hareket etmeyen kadına.
-Bilmem kim ne düşünür demeden kendi istediği gibi yaşayan kadına.
Alışacaksınız alışacaksınız.
Kusura bakmayacak alışacaksınız.
İşte benim memleketim
Hatırlarsanız Turizm Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından yayınladığı "Siz eğlenin, ben aşı oldum" sloganı ile turizm çalışanlarının "Aşılıyım" baskılı maske takacağına dair görüntüleri içeren tanıtım filmi vardı. Ve gelen yoğun tepkiler üzerine kaldırılmıştı.
Şimdi de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy özellikle İstanbul'u anlatan yeni bir tanıtım filmi paylaştı.
"Ben aşılıyım" videosunu sevmemiştim ama buna bayıldım.
Evet bu videoya da tepkiler var. Hatta yazılanlara baktım ama ilgilenmedim bile. Umurumda değil.
Çünkü bu videoda, sanat var.
Dans var.
Kapalıçarşı var.
Tavşan kanı çay var.
Kızlı-erkekli güzel keyifli eğlence var.
Güvenle, tıpkı benim de hatırladığım gibi sokaklarda cıvıl cıvıl gezip eğlenme var.
Var da var.
Oh be dedim.
İçim açıldı.
Adeta 90'lara, 2000'lere ışınlandım.
Tam da benim yaşadığım İstanbul'u gördüm, izledim... Yeni neslin pek bilmediği yaşamadığı bir İstanbul...
Siyasi eleştirilere hiç takılmadan keyifle izledim.
Ve umudum bir kez daha yeşerdi...
Yeni neslin de benim yaşadığım gibi özgür bir şehirde, güvenle yaşaması, gezmesi, eğlenmesi en çok istediğim şey inanın.