-Deprem oluyor ayaklanıyoruz.


-Kadın öldürülüyor ayaklanıyoruz.


-Bir çocuğa taciz uygulanıyor ayaklanıyoruz.


-Bir çocuk kayboluyor ayaklanıyoruz.


-Çocuk öldürülüyor ayaklanıyoruz.


-Bir kadın “Öldürüleceğim” diye savcılığa başvuruyor sonra öldürülüyor ayaklanıyoruz.


Günlerce konuşuluyor.


Yazılıyor, çiziliyor, konuşuluyor.


Ah ah vah vah deniyor.


Ama ya sonra!


Unutuluyor.


Ve memleketin “Balık hafıza” şekli devreye giriyor.


Peki neler yapılıyor hiç bir değişiklik olmuyor.


Kısa bir süre sonra tüm yaşadıklarımız yeniden tekrarlanıyor.


Ve “Deja Vu” oluyoruz.

Instagram fotoğrafları sil, kendini sıfırla

Edis sonrasında Hande Yener’de instagram fotoğraflarını silip hayata “Sil baştan” yaptı.


Neden?


Yenilenmek için.


Edis sarışın oldu.


Bir başka “Edis” dedi. Ancak geçmiş görüntüsü bir anda silinmiyor elbet.


Ki ayrıca geçmiş tarzında ya da görüntüsünde de pek bir şey yoktu hani yani.


Saçlarını boyatınca her şeyi sıfırlamıyorsun.


Ancak Hande Yener’in tarzı konusunda daha bir keskin düşünüyorum.


Çünkü “Ara tarzı” pek sevilmedi malum.


O yüzden de bir yerde Hande şarkısı çalsın hemen bir kesim “Ah nerede o eski Hande halleri. Hele o Kırmızı klibindeki hali. Ne tarzdı. Hele o sarı etekli klibi olaydı. Ne güzel bir tarzı vardı” diye diye bir hal oluyorlar.


O yüzdendir ki, Handenin instagramı komple sıfırlaması pek doğru ve yerinde bir karar olmuştu.


Kendisini tebrik ediyorum.


İnşallah bu değişim şarkılara da yansır.


Çünkü geçmiş tarzındaki şarkıları hala pek özleniyor.

Erkekler ağlayın tutmayın kendinizi

Yıl 1985.


Nilüfer o dönemlerde “erkekler ağlamaz sil gözyaşlarını” diye diye beyinlere öyle bir kazıdı ki!


Maşallah yıllarca erkekler ağlamaya korktu.


İyi de kardeşim neden ağlamaz erkekler?


İnsan değil mi onlar?


İtiraf ediyorum benim bile “Dur sen erkeksin ağlama” dediğim yıllarım var.


Şimdi “Ne salakmışım” falan diyorum.


Kardeşim erkekler ağlarda, üzülürdü, yıkılırdı, iflas ederde. Canı sevişmek istemezde.


Yani tüm bunları yapabilir. Sonuçta erkek.


Ama erkeklere öyle anlamlar yüklenmiştir ki!


Bir kere erkek her daim sevişir, her an her kadını ister gibi bir düşünce var. Evet evet maalesef.


Eğer sevişmezse “Acaba gay mi?” Diye düşünüyor toplumda birçok kadın.


Ya da parası olmazsa “Erkek adamın parası olur. Olmazsa erkek olmaz” falan deniyor.


Saçmalık üstüne saçmalık. Kardeşler, hanımlar erkekler de insan.


Onlara bu kadar anlam yüklediğiniz için sapıklar çoğalmış olabilir mi acaba!


Neyse konumuzdan sapmayalım.


Konumuz erkeklerin ağlamasıydı.


Brad Pittciğimiz: “Neredeyse 20 yıldır ağlamadım. Son zamanlarda kendimi daha çok duygulanmış buluyorum. Çocuklarım, arkadaşlarım ve haberler beni duygulandırıyor” demiş.


Eh ağlayacaksın Bradciğim. Kasma kendini, sıkma kendini.


Neyse bu haberi duyunca etrafımda o an olan üç erkeğe “En son ne zaman ağladanız” dedim.


Birisi Aras Bulut İynemli’nin “7. Koğuştaki Mucize filmini izlerken ağladım” dedi.


Diğeri “En son geçen hafta anıra anıra ağladım. Nasıl dolmuşum. Böyle dayanamadım” dedi.


Bir diğeri ise “En son ne zaman ağladığımı hatırlamıyorum” demiş.


Ben bu erkeklerin ağlamasına taktım şu ara ya önceki gün Tuba Kalçık, Serdar Ortaç ile röportaj yapmış. O sırada da Serdar Ortaç’a şu ağlama mevzusu sormuş.


Serdar da “Duygusalım ama 25 senedir doğru düzgün ağlamıyorum” demiş.


Bırakın erkekler kendinizi.


Rahat bırakın.


Yav ağlayın.


Tutmayın kendinizi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR