Önceki gün Günaydın Gazetesi’nde Dilek Yaman’ın “Sana ekmek yedirmem koçum” başlıklı haberi vardı.

Koray Avcı, eğlenmek için gittiği mekana aracını almayan valeye “Sen benim kim olduğumu biliyor musun! Sana burada ekmek yedirmem” diye bağırıp küfürler etmiş. Vale de soluğu savcılıkta almış.

Öncelikle:

1- Hiç şaşırmadım.

2- Koray Avcı hakkında öyle olaylar duyuyorum ki, sonunda biri patlamış demek.

3- Kibir, ego, insanları küçük görme, hakir görme ve ayırması bir kez daha ortaya çıkmış..

4- Bu hareketinle havaalanındaki o terbiyesiz kadından hiç bir farkın kalmamış.

5- Ve evet sen kimsin Koray Avcı?


Allah aşkına sen kimsin Koray Avcı?


Bu “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diyen herkese sorumdur “Siz kimsiniz?” gerçekten.

Kardeşim bir insan kapının önünde görevini yapıyor, sen de sahneye çıkıp şarkı söylüyor ve ünlüsün diye ayrıcalığın nereden?

-İkinizde para kazanıyorsunuz.

-İkizinizde nefes alıyorsunuz.

-İkinizde ne zaman öleceğinizi bilmiyorsunuz.

-İkinizde hayata bir şekilde tutunuyorsunuz.

-Biri fazla para kazanıyor herkes tanıyor, diğeri az para kazanıyor sadece çevresi tanıyor.

Ve fakat, ancak.

Gün geldiğinde kimin kim olacağı hiç belli olmaz.

Belki o vale günün birinde farklı bir konuma gelecek ama seni kimse tanımayacak. Ve çok farklı bir hale düşeceksin.

Bu hayatta çok şeye tanık olduk.

Malum.

Gönül kırmak en büyük cehalet.


Bugün İşte tam da bugün ve önümüzdeki bir ay. Şapkanızı önünüze koyun, kafanızı iki elinizin arasına alın ve biraz düşünün. 11 ayın sultanı Ramazan geldi. İşte size tam da, kendinizle hesaplaşma fırsatı. Biraz huzura erin. Biraz gönlünüzü dinleyin. Sahte gösteriş anlarından kopup biraz düşünün bakalım. Hayır bunu sadece Ramazan ayında yapmamak gerek tabii. Ama bazıları bunu es geçiyor, unutuyor, kendini bir şey zannediyor ya. Koray Avcı örneğinde olduğu gibi. O yüzden o bazılarına, o kendini unutup bir şey sananlar için büyük bir fırsat. Düşünmek, anlamak, kalp kırmamak için. Ramazan ayı tam da böylelerin kendini düzeltmesi için bir fırsattır. Saçma sorulara hazır mıyız? Ramazan ayı geldiğinde saçma soruların zamanı da gelmiş oluyor. Nihat Hatipoğlu yıllardır Ramazan ayı içinde programlar yapıyor biliyorsunuz. Ancak Nihat Hoca’ya sorulan abuk ve saçma sorular da her daim gündem oluyor. Abuk ve saçma diyorum. Şöyle ki, bazı soruların yanıtlarını ana karnından çıkıp emeklemeye başladığımız andan öğrenmeye başlıyoruz aslında. İnsanımız bu soruları sorması karşısında şaşkın kalıyoruz ve haliyle bize saçma ve garip geliyor. Gülse’nin yazısı 2016’daki yazısı İşte bu saçma sorulardan yola çıkarak Gülse Birsel’de 7 Haziran 2016’da bir yazı kaleme almış. Arşive baktım tarih ne zaman diye. Çünkü üç yıl önce yazılan yazı şu sıralar tüm sosyal medya aleminde dolaşıyor. Hatta WhatsApp guruplarında dolaşıyor. Demiş ki, Gülse Birsel: “Her zaman, ilahiyatçılar oruçla ilgili aynı soruları sabırla cevaplıyor” diye başlamış ve şöyle bitirmiş. Sevgili vatandaşlarım, bildiğim kadarıyla: -Oruçluyken saçınızı yaptırabilirsiniz, ne alaka var yahu? -Krem sürmek orucu bozmaz tabii ki. -Dudağınızı yaladığınızda da oruç bozulmaz. -Diş fırçalamak orucu bozmaz. Lütfen fırçalayanız. -Parfüm kokusu duymak orucu bozmaz, niye bozsun yav? Ama mesela: İftira etmek, yalan, hırsızlık, rüşvet, birilerini hedef göstermek, toplum içinde ikilik, ayrılık yaratmak, insanlara aşağılayıcı isim takmak, küfretmek, her yemek, kalp kırmak, kadın dövmek filan var ya… Bunlar sadece orucu değil, her şeyi bozar!” demiş. Ben de bu üç yıl önce yazılan yazıya bir kaç ekleme yapmak istiyorum. Malum üç sene geçmiş üstünden. -Kadına taciz. -Çocuklara taciz, tecavüz ve hatta yan gözle bakmak. Akıldan dahi geçirmek. -Kediye, köpeğe eziyet, işkence, öldürmek. -Kul hakkı yemek. -Bir başkasının ekmek parasıyla oynamak. Orucu bozar hatta sizi insanlıktan çıkartır. Bu da benden gelsin. Bu ay inşallahhhhhh…. -11 ayın sultanı Ramazan ülkemize bolluk, huzur, bereket getirsin inşallah. -Dil, din, ırk ayrımı yapılmadan güzel ve huzurlu bir ay geçiririz inşallah. -Oruç tutana da, tutmayana da aynı saygının gösterildiği bir ay olur inşallah. -Çocuğa, anneye, babaya, kediye, köpeğe, hayvana sevginin tavan yaptığı bir ay olur inşallah. -Kimsenin kimseden bir farkının olmadığının anlaşıldığı bir ay olur inşallah. -Sen, biz, o, sizler, bizler demediğimiz bir ay geçiririz inşallah. -Ülkemiz ve insanına düşman değil, sevmeyi öğrendiğimiz bir ay olur inşallah.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR