-Dakika masa arasında kavga çıktı. Gençler sakin olun. Daha yaz uzun. Daha ikinci gün. Bu ne şiddet bu celal. Kavganın sebebi klasik. Yer mevzusu. Ne gereksiz, ne tuhaf kavgalar yapılıyor bu mekânlarda. Ya "Omuzuma çarptın" kavgası olur, ya "Yerim sıkışık az ileriye git" denir ya da "Sen benim hatuna neden baktın" olur.




-Malum Türkbükü'nün meşhur balıkçısı Atılay var. Ben de severim özellikle lokum levrekleri pek güzel. Ama son günlerde insanlar Atılay'a böcek yemeğe gider olmuş. Malum Yunan adalarında böcek yiyip üç kuruş para ödeyen Türk insanı buralarda yiyip fazla ödeyince haliyle "Kazıklandık" diyor. Önceki gün de iki kişi "Daha sezonun başında bir güzel kazıklandık. İki kişi 800 TL para ödedik" dedi. Bu tarz şeyleri çok duyacağız çünkü sezon kısa hanımlar beyler, bilginize. Hesap öderken adisyon isteyin. Hani yabancılar yapıyor ya siz de yapın.




-Pınar Altuğ'un Yalıkavak Palmarina'da dükkân açacağını yazmıştım. Önceki gün gittim. Altuğ, kızı Su ile birlikte "Pınar Altuğ by Selma"nın başında. Haftanın üç günü dükkânda olacağını söyleyen Pınar "Dükkânı açarken koşturmalardan 3-4 kilo daha verdim. Çok uğraştım" dedi. Pınar'ın durması tabii ki gerekiyor çünkü özellikle kadınlar önce Pınar'ı görmeye geliyor. Onunla sohbet edecek, fotoğraf çektirecek ve "Bak işte Pınar'dan satın aldım" diyecek. O anlamda Pınar bu yaz biraz yoğun olacak. Bu arada Pınar İstanbul'da dükkân açmayı düşünmüyormuş.




Magazini herkes sever

Bizim meslek hep üvey evlat muamelesi görür. Genelde yüksekten bakarlar. Hatta "Aman magazin mi", "A işin magazin mi, ne garip, nasıl oluyor" diye başlayan cümleler kurarlar. Oysa ki gizliden gizliye takip eder, her şeyi bilirler. Serdar Ortaç'ın karısı Chloe Loughnan "Magazini çok severim, takip ederim" dediği için bunu yeniden bir yazayım istedim. Yani Chloe'ciğim magazini herkes sever. Hatta "Sevmem" der yine sever. "Sevmiyorum, takip etmiyorum" diyen de yalan söyler.




Siz uyurken




-Türkbükü sahilinde dört kız bir erkek oturmuş kendi aralarında eğleniyor. Kızlardan biri yan taraflardan gelen müzikle durduğu yerde dans ediyor. Hatta "Bugün beni kimse yatıramaz. Asla uyumam, sabaha kadar dans edeceğim" diyor.




-Gece yarısı bir mekândan çıkan kalabalık bir grup bir köşede tek başına gitar çalan çocuğun yanına gidip "Hadi gel seni bizim otele götürelim. Orada devam edelim sabaha kadar" diyorlar ve çocuğu alıp götürüyorlar.




-Türkbükü Sess'te bir kız köşede oturuyor. Güvenlikten birisi "Dikkat edin düşeceksiniz" diyor. Kız da "Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben bilmem kimin yeğeniyim" diyor. Şaka değil gerçekten kendini uyaran kişiye bunu söylüyor. Sanırım kızın açıklamasının içeriği şöyle: "Evet düşebilir, kafamı yarabilirim. Çünkü ben gerçekten geri zekâlıyım. Dayıma haber verin."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR