Etek giyer taksimde dolaşırım ne demek? En son Ali Ağaoğlu etti bu lafı, şimdiye kadar kullanan erkek listesi de yeterince uzun. Ağaoğlu ormanın ortasına yapacağı yeni projesi için bir tane bile ağaç kesmediğini söylerken kendine çok akıllıca bir savunma mekanizması bulmuş; "Türkiye'de bu kadar çevreci bilinç olduğunu görmek sevindirici!" Geçen gün Enver Aysever'in Aykırı Sorular'ında izlediğim Ağaoğlu tam bir profesyonel gibi savundu kendini. İnandırıcılığı tartışılır tabii, "Hiç ağaç kesmedim" hatta "Çevre bilinci" gibi cümleleri duyduğunuz ağız çok önemli çünkü. Ya da bazı ağızlar var doğru söylese de inanmazsınız, sanırım aynı hesap! Konuyla ilgili o kadar çok eleştiri yapıldı ki, en sonunda Ali Bey "Bir tane ağaç kestiğimi kanıtlayın Taksim'de etek giyip dolaşacağım" dedi. Ali Bey'in kendini cezalandırma stiline hayran oldum. Kendinizi düşünebildiğiniz en kötü durum bu mu? En aşağıda durum bu mu, etek giymek! Kadınların her gün yaptığı bir şey yani! Nedir bu kadın kavramıyla derdi erkeklerin? Erkekleşen kadınlara neredeyse "delikanlı" kadın diyerek yüceltirken kadınlaşan erkeği bu kadar aşağılık saymak hangi ego?Taksim meydanına etek giyip çıkmak yerine siz delikanlı gibi çıkın meydana biz sizi yaptığınızla eleştiririz, kadınları bulaştırmanıza gerek yok bu işe...

Striptiz direğinin kerameti

Haftaiçi Rehab'deydim. Ben kulübe uğramayalı DJ kabininin tam karşısına bir striptiz direği koymuşlar, gecenin ortalarına doğru direği denemek için birkaç kişi çıktı. Ve ilk kişi çıktıktan sonra direk hiçbir zaman boş kalmadı. Kulüplerde ortaya konulan striptiz direğini ilk olarak New York'taki efsanevi Chelsea Hotel'in barında görmüş ve şaşırmıştım. Tabi orada insanlar çıktığı zaman bildiğin striptiz yapıyordu. Burada ise seksi seksi eğleniyorlar. Kim neder, ayıp olur mu düşünceleri bir kenara atılmış sonunda, pek mutlu oldum.

Türk Marşı

Şu ara pek bir üretim görülmeyen müzik dünyamızın en önemli konusu Ceza'nın Türk Marşı. İlk dinleyişte bile gurulanıyorsun, dikkat kesilip sözlere veriyorsun kendini. Ve Ceza'nın o kadar hızla söylediği her şeyi tek tek anlıyorsun. Bu tamamen onun yeteneği tabii ki, Tanrısal bir hediye. "Ay ben rap sevmem" bünyelerinin bile kulak kabarttığı bir iş yapıyor ve işini çok iyi beceriyor. Geçen gün karşılaştığımızda şarkıyı kaç günde yazdığını sordum; "Birkaç yıldır üzerinde düşünüyordum sonunda bir gecede oturdum yazdım" dedi. Ezberlemek için günlerinizi harcayabileceğiniz zorlukta bir şarkının tek gecede üretilmesi, hem de böyle bir zamanda. Şanslıyız ne diyeyim...

Bu nasıl bir marka?

Perşembe günü Coca-Cola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölümü Başkanı Galya Frayman Molinas ve Pazarlama Direktörü Beyza Ergen'le birlikte Marmara Forum'un otoparkına kurulan Coca Cola Dünyasını gezdik. Daha dışarıdan görünüşü bile başka bir aleme gireceğinizin mesajını veriyor. Kurulan çadır paraşütle üzerine atlama etkisi uyandırıyor insanda. Ama içi de bir o kadar eğlenceli. Bir nevi Coca Cola müzesi gibi olmuş doğrusu. Gezip kendi tadınızı alırsınız ama gezi parkurunun sonuna koyulmuş Coca Cola yazılı ürünlerin satıldığı market ise beni benden aldı. Nasıl bir marka yarattılarsa salonunuzun ortasına koyabileceğiniz Cola yazılı bir ürünü, acaba reklam mı yapıyorum diye düşünmeden kullanabiliyorsunuz. Ayaküstü alışverişimi yaptım ama gözümün kaldığı çok şey kaldı, sırf onun için bile bir daha gidilir...