Uluslararası Af Örgütü'nün pazartesi yayına verdiği çok çarpıcı bir kısa film var, adı ‘Gay Kaplumbağa'. Her tarafı akvaryumlarla çevrili bir petshop'ta başlayan film, minicik su kaplumbağalarını almaya gelenler arasında yaşanıyor. Müşteriler önce akvaryumdaki kaplumbağalardan bir tanesine bayılıyor ama satıcının hayvanın gay olduğunu söylemesiyle birlikte her şey değişiyor. İnsanların çoğu önce aşırı derece sevimli bulduğu kaplumbağanın cinsel tercihini öğrenince soğuyor. Sanki hatalı üretimmiş gibi "Düzgünü yok mu?" diye soruyorlar. "Hiç hoşlanmadım bu işten" diyenleri oluyor. "Gay'lik bulaşıcı mı" diye cahilliklerini ortaya koyan sorular bile soruyorlar. Ülkemizdeki transfobi ve homofobi'yi küçücük bir hayvanı kullanarak gözümüze sokuyor yani. Son 5 yılda homofobi ve transfobi nedeniyle yüzlerce nefret suçu işlenmiş. En az 41 kişi nefret cinayeti sonucunda hayatını kaybetmiş. Bu açıklamaların ardından "Sevgi kalpten gelir, nefret etmek ise tercihtir" yazılı mesaj geliyor. Tercihini nefret etmekten kullananların sayısının jet hızıyla arttığı günler yaşıyoruz, orası kesin. Onların yanlış olduğunu anlatmaya çalışmak bir çözüm tabii ama imkânsız bir çözüm. Hani ben olsam deveye hendek atlatmayı seçerdim. Bu tip videolarla belki utanç mekanizması tetiklenebilir. Ama ne tesadüf ki nefret duygusunu seçen kişilerde utanma duygusuna da pek rastlanılmıyor. Hani bir akıllı çıkıp da "Bana ne kaplumbağanın cinsel tercihinden, başkalarının hayatına karışmak bana mı kalmış" demez mi? Cevabını bildiğim soruları neden soruyorum ben de bilmiyorum...
Asmalımescit turu
Slope'da cuma gecesi Bilge Öztürk ve kardeşi Belda'nın DJ kabinine geçtiği bir event vardı. Bilge'nin İstanbul'daki son haftasıymış. Bu sene Akyaka'da bir sörf okulu açan Bilge, yazı yine orada geçirecek. Aynı zamanda turnuvalara katılmaya devam edecek olan Bilge, yazlık moduna geçmeden önce arkadaşlarıyla Asmalımescit'teydi.
5 Cocktails & More'da Bant Dergisi ekibinden Sadi Güran ve Deniz Bankal kabindeydi. Özellikle Sadi Güran'ın Bant için yaptığı illüstrasyonlar bir hayli ilgi çekiciyken, onların DJ'lik konusundaki eğlenceli tutumunu deneyimlemek iyi geldi. Disko soslu şarkıların arasında duyduğumuz Türkçe şarkılar bayağı iyiydi. Aynı mekânda rastladığım Cem Belevi ise yeni klibi ‘Alışamıyorum'da düet yaptığı Gülşen'den ne kadar etkilendiğini anlattı. Hem şarkıcılıktaki yeri, hem de seksi bir kadın oluşu Gülşen'le çalışmanın dozunu heyecanlandırıyor olmalı.
En stil Model
Model grubunu oluşturan 4 deli, yeni şarkıları ‘Mey'in klibinde harika görünüyor. Klip senaryosuna uygun kıyafetler seçilmiştir tabii de, bu zamana kadar birçok Model klibi izledik, özellikle Fatma'yı hiç bu kadar güzel görmedik. Simsiyah, uzun elbiseler ona ne kadar yakışmıyorsa, kırmızı kalpli mini elbise o kadar yakışmış. Çizgili takımın içinde Can Temiz, deriler içinde Okan Işık aşırı cool olmuşlar. Kas makinesi Kerem Sedef'e de Oxford kafası liseli süveteri çok yakışmış. Yeni şarkının getireceği yeni konserlerde bu çizgi bozulmasa keşke.
Para geçmeyen sanat mezadı
Kaçırdığınızda üzüleceğiniz bir sergi haberi vermek istiyorum. Okuduktan sonra üzüntünüz geçecek ve gelecek seneki Değiş Tokuş Sergi'nin zamanını dört gözle bekleyeceksiniz bence. Paranın geçmediği, eserlere sadece teklif vererek yaklaşmaya çalıştığınız karma bir çağdaş sanat sergisinin yapıldığı gün Ada Sanat'ı genç sanatseverler basmıştı. Önceki sene Mehmet Güreli, Faruk Beyran, Ekin Urcan gibi sanatçıların katıldığı sergiye bu sene Fatih Metin Demirkol ve Özgür Can Akbaş gibi genç fotoğrafçılar katılmış. Merve Atılgan ve Sinan Logie'nin eserlerine de bayılmıştım doğrusu. Peki eserlere ne gibi şeyler öneriliyor derseniz, önceki senelerde Bonibon kapağı koleksiyonunu öneren varmış. Bu sene yemek önerilerinde bulunanlar, karşılığında şarkı söylemeyi teklif edenler vardı. Çok beğendikleri eserlere yurtdışı uçak bileti verenler ve üç ay asistan olma teklifi ile yaklaşanlar da vardı. Teklifiniz sanatçıya iletiliyor, beğenirse size e-posta ile ulaşıyorlar. Ofix'in desteği ile yapılan serginin gelecek bölümünü merakla bekliyorum.