Hafta sonu gazetelerinde Murat Boz'un yeni albümündeki Tarkan ve Justin Timberlake benzerliklerine dair haberler vardı. Konuyla ilgili ilk yazanlardan biri olduğum için ikinci paragrafta biraz daha geniş açalım. Detaya takılıp albümdeki iyi şarkıları görmezden gelmek olmaz. Albümün açılış şarkısı ‘Janti' çok güçlü olmasa da başlangıç için iyi fikir olarak görülmüş belli ki. Yazın ortalığı birbirine katması muhtemel Tarkan kokulu şarkı ‘Üzüm' ve ‘Direniyorsun' gece kulüpleri odaklı yapılmış. Ozan Çolakoğlu etkisinin hissedildiği şarkıların yanı sıra Murat'ın yolculuğundaki önemli isim Gürsel Çelik'in imzası bulunan ‘Temelli' ve ‘Siyah Gün' öne çıkan şarkılardan. Duyduğuma göre Gürsel bu albüm için Murat'a 25 tane şarkı okutup demo yapmış, içlerinden seçmişler. Yine albümdeki iki güzel Murat Boz bestesi de Gürsel Çelik'in gaza getirmesiyle çıkmış, çok da iyi olmuş. ‘O Ses izleyicileri için yapılmış herhalde' diye düşündüğüm arabesk katkılı şarkılara hiç dokunmasam da albüm ve hit bakımından biraz dertli olan Murat Boz bu sefer tam donanımlı. Erken gelen yaz mevsimine yakışan bir albüm olmuş.
Seni bir benzetirim!
Tamam bu benzerlik hikâyesi bir tek Murat Boz'un yaptığı bir şey değil, ülkemizin genel problemi. Ben asıl bu noktaya nasıl gelindiğini çok merak ediyorum. Murat ekibiyle toplanıp "Ben bu sefer Justin Timberlake'e benzeyeyim" mi diyor gerçekten? Ya da tasarım ekibi gelip "Müthiş bir fikrimiz var, albüm fotoğraflarınızı Justin'in 2006'daki albüm kapağına, klibinizi de 2013'teki Suit&Tie'a benzetirsek harika olacak" mı diyor? Bir başka çalışma için Gülşen mesela, ekip toplantısına "Ben müthiş şarkılar yaptım hadi siz de beni FKA Twigs'e benzetin ortalığı yakalım" diye mi giriyor konuya. Sinan Akçıl, Justin Bieber'a benzemek için ayna karşısında dudak hareketlerine çalışıyor mu? Önceki sene ortaya atılan ‘Harika' isimli düet için Ajda Pekkan, Kenan Doğulu'yu arayıp; "Kenan'cım dün MTV'de harika bir Robin Thicke klibi gördüm, hadi seninle o klibi yapalım" mı diyor? Konuşulmak için başka bir yöntem mi bu benzerlik hikayeleri? Ayrıca o çekimler için fotoğrafçıya/yönetmene, moda editörüne, makyaj ekibine dünyanın parası yatırılıyor ya, ödenen miktar benzerlik oranına göre değişiyor mu? Eğer böyleyse ileride plastik makyaj yaptırmaya kadar varacak mı bu iş? Biri yardım etsin Allah aşkına!
Aklıma gelmişken
* ‘46 Yok Olan'ın ilk bölümü o kadar anlaşılmazdı ki yeni bölümü merakla beklemek gibi bir duygum olmadı. Neyi merakla bekleyeceğimi bile anlamadım hatta. Amerikanvari çekimler, sürenin kısalığı tamam da, konu ne olacak? Yeni bölümde Yasemin Kay Allen olaya girmiş, onun hatırına belki.
*Eski Survivor gönüllülerinden biri ile tanıştırıldım ve kendisini tanımadığımı belli edince kadında bir gerilme sezdim. Yarışmacılar herkesin onları izleyip oy gönderdiğini düşünme kafasına nasıl geliyor acaba?
*Tarkan'ın ‘Ahde Vefa'sına bayılmayan bir tek ben kaldım galiba. Serdar Ortaç ve İzel'den bile dinlediğimiz ‘Dönülmez Akşam'ın Ufkundayım' ve Muazzez Ersoy'un kafamıza vura vura hayatımıza soktuğu diğer eserler bir de Tarkan tarafından söylenince başka bir anlama bürünmedi maalesef. Pop albümünü acilen bekliyoruz.