NE güzel oldu di mi, sinirler o kadar gergin ki ülkece birbirimize saldıracak yer arıyoruz. İlk önce seçim döneminde birbirimize girdik. MHP'li arkadaşlarımız HDP'ye oy verenlere geçirdi durdu. Hayatlarında politikaya dair üç-beş satır bile olsa okumayanlar politikacı kesilip başımızı ağrıttı. Konu hakkında öyle bir yere takılıp kalmışlardı ki, büyük resmi görmelerine imkân yoktu. İşte aslında okuyup araştırsalar, dünyadan haberleri olsa mevzuyu daha kolay atlatabileceklerdi ama nafile. Sonra koalisyon durumu ortaya çıkınca televizyonda MHP'li milletvekillerinin tutumlarını dinledim, bizim arkadaşlardan farkları yok. Konuyu anlatmayı bırakın, konuşmak bile zor. Karşı tarafı dinlemek, anlamaya çalışmak yok, "Bana uymuyor sana da uymasın" diretmesi dillerde. Konuyu ileri sarıp pazar günü yapılan Onur Yürüyüşü'ne atlamak istiyorum. Yine ortalık karıştı, yine insanlar birbirine girdi. Valinin her nedense yürüyüşe izin vermemesiyle beraber olaylar o kadar çirkinleşti ki Lady Gaga bile valiye twit attı. Tabii biz atılan fişeklere, sıkılan plastik mermilere üzülürken diğer yandan da "Ramazan'da yapar mısınız böyle şeyler, oh olsun size" diyenler türedi. "Böyle şeyler" dedikleri de yürümek aslında. Ama yürümek kadar basit bir eylemi yapan LGBT'ler olunca yemedikleri küfür kalmıyor. LGBT bireylerin haklarını savunmak için, onların toplumdaki varlığını hatırlatmak için yapılan bu yürüyüşe karşı çıkma konusu, aynı yerde tıkanıyor kalıyor. İnsanlarımız kendileri gibi olmayana saygı duymayı öğrenecek. En kötü ihtimalle birbirimize öğreteceğiz herhalde!




BENİ YAKMA KENDİNİ YAK




LGBT bireyler ve onlara destek olanlar sokaklarda gazlanadursun, çok değil iki gün önce ABD'nin tüm eyaletlerinde eşcinsel evliliğe serbestlik kararı çıktı. Amerika sokağa çıktı ki etkisi buralara kadar geldi. Bazı empati yoksunları "Sanki Türkiye'de evlilik serbest oldu, bu ne sevinç" diye sığ mesajlar verseler de Amerika'da pişer bize de düşer umudu bile insanları mutlu etti. Zaten ülkemizde görülmese bile başka bir ülkenin eşcinselleri için de olsa böyle bir hakkın tanınması çok güzel. Ama Amerika'da bile bu konuyu hazmedemeyenler çıktı tabii. Teksas eyaletinden bir din adamı, karar resmi olarak yürürlüğe girerse kendini ateşe vereceğini açıkladı. Adamların nefretleri bile farklı kafalarda değil mi? Bizde olsa evlenenleri yakarlar, orada kendini yakıyor sadece. Batı kafası bu olsa gerek.




Bu sırada Bodrum'da




*BODRUM bu yıl biraz geç kaldı mevsime. Çok fazla mekân açıldı ama henüz bir katılım yok. Cuma gecesi Bodrum Merkez'de sokakta toplasanız 50 kişi ya vardı ya yoktu. Nerede bu insanlar acaba derken Mandalin'de sahneye çıkan Mehmet Erdem herkesi toplamıştı. Bodrum kafasında bir başka güzel oluyormuş Mehmet Erdem, bunu fark etmiş olduk. Yeni albüm hazırlıyormuş, yoldaymış.




*CUMARTESİ günü Sebastian Beach Club'ta GusGus'ın beyni President Bongo çaldı. Akşamüstü insanların eğlence saatinde biraz tempoyu düşük tutunca koparma işi sonradan sahneye çıkan Çağın Kulaçoğlu'na kaldı. Oğlunun sahneye çıkmasıyla DJ kabinine giren Hande Yener bir şarkılar patlattı ki, gece geç saatlere kadar uzasa çok mutlu olacaktık.




- MUFLA çok popülerdi. Hande Yener ve Berksan, arkadaşları Birol'un doğum gününü kutluyordu. Efsane söz yazarı Altan Çetin de aynı masadaydı. Başka masada Mehmet Erdem arkadaşlarıyla buluşmuştu. Yanımızda da tatil için orada bulunan Özlem Yıdız ve Öner Evez'den oluşan bir grup vardı. Yemek bitince sofradan kalkıp bar kısmında buluştu herkes. Kısa süre içinde Mufla sadece yemek için gidilen bir yer olmaktan çıkar ben söyleyeyim.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR