Çarşamba günü Zorlu PSM'de Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı yararına gerçekleştirilen konserden bahsediyorum. Katılan isimler kuliste o kadar heyecanlıydı ki, konservatucarda sergilenen oyunlardan önce yaşadıklarımızı hatırlattı bana. Gül Oğuz'un aralarda dolanıp tüm oyunculara gaz verdiği gecenin enleri aşağıda.




- EN cool'u kesinlikle Mert Fırat'tı. Sahnedeki havası Broadway müzikali oynayan Hugh Jackman'dan, James Franco'dan bir farkı yoktu. Sesinin şarkıya ve sahneye uyumu gecenin ortalamasının çok üzerindeydi.




- EN hızlı elbise değiştireni Gökçe Bahadır. Klasik anlamda "elbisesinin azizliğine" uğrayınca 10 dakika ayrıldığım kulise geri geldiğimde bambaşka bir kadınla karşılaştım. Ani bir plaseyle değiştirdiği Gamze Saraçoğlu elbisesi çok başarılıydı.




- EN assolist Emel Sayın'dı. Kulisinde köpeği ile birlikte takılan Emel Hanım, fotoğraf isteğimi de "Seksi bakmalıyım o zaman" diyerek büyük bir sempatiyle karşıladı. ‘Feride' şarkısını söyleyeceği zaman Gonca Vuslateri, Demet Evgar ve Ayça Bingöl'den vokal yapması istendi. Sonra erkekler de dayanamayarak sahneye çıktılar ve Emel Hanım'ın vokal grubu kabardı.




- EN espri yapmadan duramayanı Gonca Vuslateri'ydi. Gece biraz formal şekilde ilerlerken sahneye gelen Gonca'nın şarkı sonunda "Kalamam buralarda" olan sözlerini "Kalamar buralarda" olarak çevirmesi ortamın kasık havasını bir anda kırdı.




- EN güzeli Belçim Erdoğan'dı. Makyaj odasında yüzüne tek bir boya sürülmemiş kadınla, sahneye çıkmak için hazırlanmış arasında çok fark yoktu. Duru güzelliğini pekiştiren Raisa Vanessa elbisesi çok yakışmıştı. Aynı sıralarda Hayal Kahvesi'nde konser veren TNK şarkısı ‘Yine Yazı bekleriz'i söylediği için çok sevindim.




- EN bilirkişisi Sertab Erener'di. Kendisi programda yer almadı ama sahne alan da sıra bekleyen de Sertab'ı bulduğu yerde kıstırıp "Nasıldım" ya da "Nasıl olmalıyım" diye fikrini aldı. Zaten heyecanlı olan oyuncular bir de en öne kurulan Sertab Erener'i gördükçe eminim daha da gerilmişlerdir.




- EN eğlenceli sahne Şebnem Bozoklu ve Erkan Kolçak Köstendil namı diğer ‘Ulan İstanbul'un Carlos'unun düetiydi. Arabesk filminden Müjde Ar ve Şener Şen sahnesini canlandırdılar.




- EN şarkıcı Kenan Doğulu'ydu. Kuliste içeride gelen sesi dinlerken içimden kimmiş bu, ne kadar doğru söylüyor, diye düşünürken biraz daha dinleyince Kenan Doğulu olduğunu anladım.




SEZEN'İ AYAĞA KALDIRAN İKİLİ

Konersonrasında VIP bölümünde bir parti verildi. Konsere katılan bütün ünlü isimlerin geldiği gece, yaşanan stresin ardından tam bir dağıtma partisi haline geldi. Sanki kepler atılmış, diplomalar alınmış gibi rahat bir kafaya giren oyuncusu, şarkıcısı dans pistinde uzun süre takıldı. Hiç dans ederken göremediğim tek isim Deniz Çakır oldu. Sezen Aksu partinin ortalarına doğru herkesin ortasında selam vererek geçti ve gecenin sonuna kadar merkezi bir yerde oturdu. Çalan şarkılara daha çok yerinden eşlik eden Aksu, ‘Ulan istanbul'da Yaren ve Karlos'un söylediği ‘Yanarım' isimli şarkıyı duyunca piste geldi ve Carlos rolünü oynayan Erkan Kolçak ile bağıra bağıra bu şarkıyı söylemeye, dans etmeye başladı. Sezen konuya dahil olunca iş büyüdü tabi bir baktım herkes bu şarkıya eşlik ediyor. O gece çalına o kadar şarkı arasından en arabesk olanının geceyi birleştirmesi de enteresan bir anı olarak kalacak gözlerimde.




Kime yetiyor bu nefes?




WANDA Digital ajansının içinde yaşadığımız kültürü takmayan, hafif Amerikan kafasını seviyorum aslında. Yaratıcı tarafları dik başlılıklarıyla beslendiği için ayrı bir tat olarak çoksesliliğin içinde yer almaları çok hoşuma gidiyor. Ama "Nefes alsın yeter" başlığında sunulan dayak yemiş seksi kadın görseline "Yok artık" diyenlerdenim. Bir kaş yaparken göz çıkarma hikâyesi olarak sayfalarda yerini alacak sanırım bu ilan. İnsanların seksist yaklaşmalarının olayı bu hale getirdiği hiç anlaşılmamış demek ki. Modern kafa diyeceğimiz bir ajansın modern kabul edebileceğimiz çalışanları bile olaya buradan bakıyorsa gerçekten bazı Türk erkeklerine olayı anlatmaya "Dünya bir toz bulutuydu..." cümlesiyle başlamak gerekecek.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR