Sürekli yazıyorum. Her yerde, her mekânda, her saatte ne olursa olsun kadın bir hata yapıyorsa yine ilk taşı atan kadın oluyor.
Kadın başarılı bir şey yapıyorsa onu didikleyen ve aşağı çekmeye çalışan yine bir kadın.
Şimdiye kadar çalıştığım kadınlar arasında bir elin parmağını geçmez bana “Bravo ” diyen.
Bilakis daha çok cesareti mi, güveni mi kırmaya çalıştılar. Oysa ben tüm kadın arkadaşlarımı destekledim.
Onların her zaman arkasında durdum. Ama onlar da bu duygu olmadığı için beni anlamadılar. Bu yüzden de kadınlara güvenmiyorum.
Şimdi bunları neden mi yazıyorum? Birkadın olarak, kadın vekillerimizin Meclis’te konuşmalarını dinlediğim anlarda içimde güzel duygular yeşerdi.
Heyecanlandım. Yerimde duramadım. İçim pır pır etti. Pervin Buldan, Mihrimah Belma Satır, Sebahat Tuncel, Şafak Pavey, Ruhsar Demirel’e bayıldım.
Helal olsun dedim. Ama sonrasında güzel yüzümü yine bir kadın soldurdu. Sevilay Yükselir’in sesi öyle bir yükseldi ki duyguları acımasızca ortaya seriverdi.
Gerisin geri erkeklerde peşinden geldi. İşte olay bu. Kadın başlatır erkekde var gücüyle devam eder. Bizim sorunumuz bu işte.
Bizim topraklarımızın ana kökeni bu. Ne zaman memleketim Konya’ya da gitsem bu sorunla yüzleşiyorum. Sülalemin kadınlarıyla da tek kavgam bu.
Erkeklere kadınlarımız cesaret veriyor. Evlerinde oturdukları yerden bile yetişiyorlar herşeye. Anneler,
eşler konuşuyor erkeklerde uyguluyor. Bu nasıl bir egodur, bu nasıl bir hırstır? Kadınlar hem cinslerinizi biraz sevin, biraz koruyun. Hani kadınlar hep “Kadın olarak yaşamanın en zor olduğu yer Türkiye ” derler ya. Palavra. İddia ediyorum kökenlerimize biraz inin. Biraz fotoğrafı geniş tutun. Yaşadığınız çevrenizdeki kadınlardan dışarıya çıkın. Ben biraz dolaştığım zaman görüyorum herşeyi. O fotoğraf düzelmedende bizim kavgalarımız son bulmayacak. Kadın kadını korumadığı sürece bu memlekette yaşamak bir kadın için kolay olmayacak.
Güzelim, Güzelsin, Güzel
ÖZGE Ulusoy’un yarın ve cumartesi günü 32. TÜYAP Kitap Fuarı’nda imza günü var. Evet evet yanlış okumadınız Özge Ulusoy bu yaz sessiz sedasız bir kitap hazırladı. Bir gün beni aradığında “Esin kitap yazmam için teklif var. Ne yapayım, kararsız kaldım. Yanlış anlaşılmak istemem” dediğinde “Hiç düşünme bile. Bunu senden iyi hiç kimse yapamaz”dedim. Çünkü gerçekten ben Özge’yi hiçbir zaman bakımsız,rüküş bir halde görmedim.Her zaman giyimine, kuşamına,güzelliğine, bakımına, kilosuna dikkat eder. Yani tam bir model gibi yaşar. Survivor’da çamurların içinde bile ne kadar güzel ve iyi gözüktüğünü kanıtladı bize. Ve bunu da en iyi yazabilecek iki üç kişiden biridir. O yüzden de tam destek verdim. Her zaman da veririm. O da sessiz sedasız, kimselere söylemeden bir kitap hazırladı. İsim için de bizlere başvurdu. Bunu kendisi açıklamak isterdi belki ama ben dayanamıyorum söyleyeceğim, isim babası Oben Budak oldu. Yani ‘Güzelim, Güzelsin, Güzel’ bizim grup whatsapp konuşmalarımızda ortaya çıktı. Ve herkes öyle ama bana göre Oben, Özge ve ben tam da güzeliz. Malumözellikle bu dönemlerde böyle dostluklar kolay kolay yakalanmıyor. Bu arada kitapta Özge tamamen kendi hayatında deneyimlerini kaleme aldı. Yani evinde kendi uyguladıklarını samimi bir dille anlattı. Başucu kitabı olacak durumda biz kadınlar için.
Ciddi ciddi kazıklanıyoruz
Bayramda yurtdışına çıkan bir arkadaşıma telefon siparişi verdim.Çünkü benim telefonum kırılmış ve yenisini almak istiyordum. Ama malum biz kendi ülkemizde kazıklandığımız için yurtdışından sipariş vermek her zaman daha kârlıdır. Bir de bu kırılan telefonumu ben akılsız kafam 24 ay vadeli aldım. Maşallah ev kredisi gibi hâlâ ödüyorum, bitmedi. Ama ben yeni çıkan iPhone 5C’yi 549 dolara aldırdım. Yani 1.163 TL ödedim. Bizim memlekette geçen hafta 2500 TL’ye satışa çıktı. İşte buyurun başka söze ne hacet. Ciddi ciddi hem de büyük kazıklanıyoruz.
Siz uyurken
- LOVE 04.30 Özben Önal arkadaşlarıyla dans ediyordu. Özellikle ayağındaki Hunter çizmeler dikkatmi çekti. Cumartesi günü yağmurda yoktu memlekette ama.
- FERAHFEZA 01.00 asansör de bir kadın ile bir erkek tartışıyor. Daha doğrusu tartışmış birbirlerine laf
sokuyorlar. Kadın “Bir daha son” dedi, erkekde ona öyle bir bakış attı ki asansörde vakit geçmedi. Gerginliği siz düşünün artık.