Kıvanç'a magazin dersi
Öncelikle eğri oturup doğru konuşalım. Eğer ünlü biri erkeğin yanında esrarengiz bir kadın, ünlü bir kadının yanında esrarengiz bir adam varsa paparazzi ilk önce "Aşk mı?" sorusunu sormak zorundadır. Bu bir kuraldır. Daha sonra paparazzi gözlemlemeye başlar. Hal, hareket ve verilen yanıtlar sonrasında neticeye ulaşmaya çalışır. Neticeye ulaşamazsa gazetedeki amirine gözlemlerini bildirir. Bilgi sonrasında gazetedekiler fotoğrafı çekilen o ünlüye ulaşmaya çalışır. Ve ünlü kişinin telefonuna ya da yardımcısına bırakılan sayısız nota da geri dönülmüyorsa artık tek bir yol kalır: "Esrarengiz kişiyle aşk yaşıyor, ya da yaşamak için ilk adımı attı ancak bunu söylemek istemiyor." İşte perşembe günü bizim gazetemizde çıkan Kıvanç Tatlıtuğ ve esrarengiz kız arkadaşının haberi bundan ibarettir. Ve bu tamamen Kıvanç Tatlıtuğ ve ekibinin hatasıdır.
ESKİDEN BÖYLE OLMAZDI
Eskiden bu kadar yanıltma olmuyordu. Çünkü gece çekilen ünlü kişi sabah ya hemen telefona cevap veriyordu ya da yardımcısı sabah gazeteyi arayıp "Dün gece fotoğrafı çekilmiş. Doğrusu böyle böyledir" diyordu. Ancak yeni nesil bunu hiç ama hiç yapmıyor. Sonra da "Bu basın yalancı, gördüğünü çekip haber yapıyor" diyor. Kıvanç Tatlıtuğ ünlü biriyse ve her adımının fotoğrafı çekiliyorsa hem kendini, hem ailesini hem de yanındaki kişiyi düşünmek zorundadır. O yüzden de o gece eğer basının çektiğini fark ediyorsa önce gazetecilere selam verip sonra da "Yanımdakiler arkadaşım" gibisinden bir açıklama yapmak zorundadır. Ama Kıvanç "Alacağınızı aldınız hadi artık gidin" diyerek panik yapıyor ve sonra da kırmızı ışıkta geçiyorsa kimseden de bunun haberinin yapılmamasını beklememelidir. Bu tamamen Kıvanç'ın hatasıdır.
Şu meşhur göbek olayı
Günlerdir Özge Ulusoy'un göbek deliği konuşuluyor. "Maşallah harbi kızda ne göbek varmış" değil mi? Şaka bir yana ben fotoğrafa ilk baktığımda Özge'ye mesaj atıp "Göbek deliğin gözünün üstünde de olsa ne fark eder. Sendeki, o vücut olduktan sonra" dedim. Tabii kadınım ya. E Özge de zayıf ve güzel ya. Altı parmağı olsa ne fark eder. İşte bizim mantığımız öyle düz. Yapacak bir şey yok. Ancak bu göbek durumunu neden kimse Survivor'da fark etmedi ben de onu anlamadım. E kızın göbek deliği Survivor'da da öyleydi. Demek o zaman herkes Özge'nin başka bir yönüyle ilgileniyordu. Şimdi boya posa gelindi. Bu arada bu göbek deliği muhabbeti çıkınca dedikoducu baykuşlar da hemen bombayı patlattı. Meğer Özge bacak boyu uzun görünsün diye göbek deliğini yukarıya kaldırtmış. Ne yalan söyleyeyim en yakın olarak kendisine çok kırıldım. Zaten hemen arayıp, "Aşk olsun Özge bu bilgiyi neden benden sakladın. Ben de yaptırırdım" dedim. Şaka bir yana, olacak iş değil. İnsanlar artık nasıl dedikodu yapacağını şaşırmış durumda. Bu arada annesi Özge'ye hamileyken büyük bir hastalık geçirmiş. Verem ve menenjit olmuş. Yani Özge'nin doğması gerçekten bir mucize olarak görülmüş. Hani dedim belki bu bilgi biraz olsun sizin göbek deliğinizi rahatlatır.
Oben'in başarısı
Perşembe sabahı Alaçatı'ya geldim ve akşam da koşa koşa gazetemiz yazarlarından Oben Budak'a gittim. Oben Budak iki sezondur Aya Yorgi koyunda Kafe Pi'de çalıyor. Maşallah tıklım tıklımdı. Geçen sezon da çok kez dinledim Oben'i. DJ kabinine geçtiği anda hem eğleniyor hem eğlendiriyor. Ve ciddi fanları var. DJ setinin önünden ayrılmıyorlar. Oben ile sabaha kadar coşuyorlar. Oben nereye gitse oraya gidiyorlar. Arkadaşım diye söylemiyorum ama her şeyin en iyisini hak eden bir insan. Eğer onun gibi bir dostunuz yoksa acilinden olması için dua edin. 20 yıllık dostlarından bile kazık yemiş olan bana Oben ilaç gibi geliyor.
Siz uyurken
-Kafe Pi 02:00 kız telefonda annesiyle konuşuyor. Ama böyle kelimeleri yaya yaya bir konuşma tarzıyla "Anne sana telefon konuşmayı yasaklıyorum. Çünkü sen bildiğin telefon kullanma özürlüsün" dedi.
-Alaçatı 00:30'da kız ayağına basan arkadaşına "Ayı mısın kızım ayağıma bastın" diye bağırdı. Kız arkadaşı da "Ben basmadım ya" dedi ama nafile. Kız öyle bir bağırdı ki, herkes dönüp baktı.