Günlerdir Nusret'i konuşuyoruz. Bu kez et tokatlamasını değil dünya kupasını tokatlayıp öpmesini. Dünya Kupası'nda sahaya girmesini. Her futbolcu ile fotoğraf çektirip madalyalarını ısırmasını. Messi'yi çekiştirmesini.

Kusura bakmayın ama sosyal medyada naralar atan bazıları o sahada olsaydı Messi'yi çekiştirmez yakasına yapışırdı. Bu da bir gerçek. Bunu da es geçmeyelim.

Bir de bu naralar atan bazılarının ilk sözleri, "Utandık", "Türkiye'yi rezil etti" falan oluyor ya, işte bu tam bir samimiyetsizlik. Çünkü bu samimiyetsizler daha da utanacağımız konulara ses çıkartmıyor. Oysa ki, Türkiye'yi rezil eden çok daha önemli konularımız var. Nusret'e gelene kadar.

Bizler bence en çok 6 yaşındaki bir çocuğun evlendirilme olayına utanalım. Hatta yerin dibine girelim. İşte Nusret'e "Utandık" diyen bazıları bu olaya ses bile çıkartmadı.

Bence bunu düşünelim. Neden kadına şiddet, tecavüz konularında ya da çocukların başına gelen bu korkunç olayda seslerini çıkartmıyorlar?

İşte o bazılarının samimiyetsizliği yüzünden bunları yaşıyoruz defalarca. Bu ülkede duymadıklarımızı düşünmek bile istemiyorum. Kadına, çocuğu yapılan korkunç olayları.

Evet Nusret'in yaptığı tartışılır, konuşulur bu kadar gündemden düşürmeyecek, utanılacak kadar da değil. Ki FİFA'ya da sayısız şikayet gitmiş. O sahada Nusret'in olması, nasıl girdiği ve o kadar futbolcu ile fotoğraf çektirmesi konusunda. Evet ama Türkiye'yi rezil edecek kadar sadece bu konuyu konuşup, diğer konularda sessiz kalanların samimiyetsizliğine inanamıyorum.


Mesela önceki gün 30 yıllık doktorun feci biçimde darp edilme haberi vardı.

Bence buna da utanalım.

Doktoru döven hatta yerlerde tekmeleyen vahşi bir pislik ile bu ülkede yaşamak zorundayız. Düşünsenize korkunç değil mi?Gerçekten aklım almıyorum. Bu olaylara utanalım. Bunların son olmamasına utanalım. O tekmelenen, dayak diyen doktora, doktorlara ihtiyacımız var. Bunu ne zaman anlayacaksınız!!!

Anneniz, babanız, çocuğunuz, kardeşiniz, ablanız, abiniz. Ailenizden her hangi biri ve kendinizi teslim ettiğiniz o doktorlar bizi zaman gelince kurtarıyor. iyileştiriyor.

Yani Nusret'e gelene kadar daha utanacak çok büyük mevzularımız var bizim. Listelersen işin içinden çıkamayız zaten. Bu yüzden Nusret'e günlerdir laf söyleyip bu olaylara sessiz kalanlara sesleniyorum.

Şu samimiyetsizliğinizden sıyrılıp biraz da kafanızı kumdan çıkartın artık. Ve asıl utanılması gereken konulara bir bakın derim.

Nusret hep aynı zaten

Aslında Nusret'te değişen bir şey yok.

Nusret hep aynı Nusret. Dün de böyleydi, bugün de böyle. Bu kadar ünlü olmadan, bu kadar zengin olmadan ve bu kadar dünya tanımıyorken de böyleydi.

Mesela Dan Bilzerian, kendisine DM'den sayısız fotoğraf gönderen Nusret'i paylaştı. Ki bunu daha önce de anlatmaya çalışmıştı Dan. Nusret'i kendisine sayısız mesaj attığından bahsetmişti.

Ve şöyle bir not düşmüş altına; "Herkes onun ne kadar tuhaf biri olduğunu konuşuyor ama ben bunu yıllardır biliyorum zaten" diye.

İşte ben de bunu anlatmaya çalışıyorum.

Yıllardır yazıyorum bu konuda.

Arşivde duruyor yazılarım.

Nusret yeni böyle olmadı. Daha önce de böyleydi.

Yıllardır böyle tuhaf.

Bakın bu son da olmayacak. Messi'yi çekiştirdi, Dan mesajları yayınladı. Dünya onu konuşuyor ama Nusret değişmeyecek. Yine devam edecek. Hep tuhaftı, tuhaf kalmaya da devam edecek.

Fakat eskisi gibi de olmayacak. Artık Nusret tılsımı da bitti. Bir dönem sıraya girip kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenler onunla ancak dalga geçmek için çektirecek.

Bunu da buraya yazıyorum. Bunları da göreceğiz..

Hoş geldin Gülşen

Gülşen sessiz sedasız sahneye çıktı aylar sonra.

Yine fıstık gibiydi.

Oh be dedim. Sonunda....

Ve tam da kendine yakışanı yapmış. Kendi tarzında giyinmiş, dansını yaptı, şarkılarını söyledi ve sahneden indi.

Hiçbir konuşma yapmadan mis gibi.

Yılbaşı gecesi de İzmir'de sahne alacağı konuşuluyor. Bazıları yine sesini yükseltti ama hiç gerek yok. O bir sanatçı. Güzel teklif nereden gelirse onu değerlendirir. Bu saatten sonra attığı her adımı siyasete bağlamak yersiz.

Sessiz sedasız vurdu

Sene sonu yaklaşırken tabii ki koca senenin reçetesi çıkacak. Şu günler hep geriye dönüp bakıyorum. Neler yaşandı, nasıl oldu, nasıl geçti... Zaman zaman, "Evet ya bak bu da oldu", "Evet ya bu da yaşandı" falan derken buluyorum kendimi. Öyle bir seneydi ki, bu sene diğer senelere hiç benzemeyen sessiz sedasız vurup geçen bir seneydi. Hani bazen hiç anlamadan bir şey olur ver tepetaklak olursunuz ya aslında öyle bir seneydi. Kiminle konuşsam çok acayip şeyler yaşanmış. Ama bakın acayip diyorum Kimsenin aklına gelmeyen acayiplikler olmuş. Önümüzdeki hafta bol bol masaya yatıracağız sessiz sedasız vurup geçen bu senenin tahribatını. Fakat şunu söyleyebilirim ki, "Olmaz" denileni oldurttu. "İmkansız" denileni yaptıran bir seneydi. Gözümüzün önünde ne dostluklar bitti. Ne ilişkiler son buldu hem de feci şekilde. 2022 gidenlerin gittiği, kalanların yerini sağlamlaştırdığı sessiz ve derinden vuran bir yıldı. Hatıralarda da hep öyle kalacak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR