Bu sene Alaçatı’nın en çok sevilen yeni mekanları var. Bunların başında Ezgi Mola ve Mustafa Aksakallı ikilisinin birliktelik sonrasında geçen sene açtıkları Boop sonrası bu senenin yenisi Roop geliyor.
Ardından Alaçatı’nın en eskisi ama yeni yerinden dolayı en yenisi Ayşenur Mıhçı’nın Asma Yaprağı geliyor. Geçen sene başka bir isimle aynı yerinde ama yeni ismiyle Mehmet Davran’ın işletmeciliğini yaptığı altı gece Mert Davran’ın sahneye çıktığı Meftun esiyor. Ve kulaktan kulağa yemekleri ile konuşulan şef Ecem Çebi’nin elinden çıkan lezzetleri ile Lorient var.
1- Ezgi ve Mustafa ikilisi harikalar yaratıyor
Tam da birbirlerini buldular dediğimiz iki güzel insan Ezgi Mola ve Mustafa Aksakallı.
Mustafa dünya tatlısı. Ezgi ondan daha çok dünya tatlısı. İki güzel yürek bir araya gelince seyran oldu işte.
Bu iki güzel insan öyle güzel işler de yapmaya başladı ki, tatlarından yenilmiyor.
Geçen sene Hacımemiş’in en kör noktasında Boop’u açtılar. Mustafa’ya “Burası öyle dolacak ki, biz bile zor gireceğiz içeriye” dedim bu sene aynen o yaşanıyor mekanda. Tıklım tıklım. Daha saatler geç olmadan dolmaya başlıyor. Ezgi Mola’nın oyuncu arkadaşları da neredeyse Boop için Alaçatı’ya gelir oldu. Gelir gelmez ilk koştukları mekan oluyor. Bu sene de bu ikili Roop'u açtı. Kahvaltı ile başlayıp gece yarısına kadar sürüyor. Yani ikiliye bu sene dinlenme, uyku yok. Çalışıyor ve üretiyorlar.
Birçok insana da iş kapısı açıyorlar. Helal olsun. Biliyorsunuz pandemi döneminde ilk Ezgi Mola “İki evim var. Kiracılarımdan para almayacağım” diyerek güzel bir hareket başlatmıştı. Yeri çok ayrı Ezgi’nin. Bu yüzden de çalışmaya ve üretmeye devam.
2- Ayşenur’un yenisi
Asma Yaprağı’nın Ayşenur Mıhçı’sına ben Ayşe diyorum birçok kişi gibi.
Yıllardır Alaçatı’nın dokusunu koruyan, Alaçatı lezzetleri ile hizmet veriyor mekanında.
Bu sene yeni yerinde. Artık Asma Yaprağı Tarla adıyla müdavimlerine hizmet veriyor.
Nasıl güzel bir mekan olmuş. Kocaman ferah bir bahçe içinde.
Bu bahçede otururdu Ayşe. Şimdi Asma Yaprağı’nı da buraya taşıdı.
Tam oldu. Mis gibi olmuş.
Kileri de orada. Yani müşteri dolaşınca her şeyi görebiliyor. Mutfağı da açık. Seralar da hazırlamış. Müşteri isterse seraların içinde oturup yemeklerini yiyebiliyor. Alaçatı severlerin de ilgisi büyük.
3- Bu kardeşler Meftun ediyor
Arı gibi çalışkanlar. Yıllardır tanıyorum 'Davran Kardeşler'i. Bir an durmuyorlar. Başkalarının üzerinden geçinmiyorlar.
Kendileri üretiyor, çalışıyor, kazanıyorlar. En sevdiğim, en takdir ettiğim.
Mert Davran yıllardır sahnede. Ama o yıllar içinde öyle güzel geliştirdi ki, kendini her akşam dinlesem bıkmam tadında ayrılıyorsunuz mekandan. Çünkü her akşam bir başka güzellik yaşatıyor sahnesinde. Sevenleri çok. Ünlüsü, sosyetesi onlar neredeyse koşuyor. Mehmet Davran da her akşam çıkıp “İsyan” şarkısını söylemezse olmaz. Artık Memo’nun “İsyan”ı fiks mönüye dahil. Olmazsa eksik olur. Alaçatı’da geçen sene Kafi ile aynı yerinde Meftun ediyorlar gelenleri. Mert Davran altı gece de sahnede. Bir giden bir daha gidiyor. Bu sene Alaçatı’da adeta Meftun rüzgarları esiyor.
4- Ecem’in yemekleri mekanın önüne geçmiş
Yıllardır “Yemekleri çok güzel. Harika yemekler yapıyor. İnanılmaz” diye duyarım adını Ecem Çebi’nin. Yıldızburnu’nda Nevi’deydi geçen yıllar. Hatta giden herkes “Ecem’in yemekleri olay” diye başlar bilmem ne mekan derdi. Yani Ecem’in yemekleri hep mekanın önüne geçiyor. Mekan adı daha sonradan geliyor. Ecem adı sanı olmamış bir mekanda da yemek yapsa gidecek insanlar. O derece dillerde. Ben de “Allah nasıl olabilir” demedim değil açıkçası. Ama önceki akşam tanıştım yemekleri ile. Küçük yaşına harika lezzetler sığdırmış. Reçelleri rüyasına giriyormuş. O derece becerikli anlayacağınız. Annesi de becerikliymiş. Elinin lezzetini kızına vermiş zaar. Ecem sen hep yemek yap…. Ve asla vazgeçme…