Bigi Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu Ömer Çeşit’in “Anafora Kapılmak” kitabına takıldım son günlerde. Ömer’den arkadaşım Sedef Özenbay sayesinde haberdar oldum. Genç bir isim Ömer ve içinde yaşadığı duygusal gelgitleri romansı bir dille anlatıyor. Yazın bu günlerinde hâlâ


tatiliniz devam ediyorsa tavsiye ederim. Çünkü 1990 doğumlu Ömer, kitabında insan doğasındaki karmaşaları felsefi bir dille ele alırken aşkın derinliğini ve insanı insan yapan arayışları anlatıyor.Yani insanların kim oldukları neden ve nasıl yaşamaları gerektiğini sorguluyor. Malum günümüzde bu sorgulamalar pek moda. Siz dekendinizi sorguluyorsanız haberiniz olsun. Belki yardımcı olur.




Herkes zayıf olmak zorunda değil




Ah ah ne çok seviyoruz eleştirmeyi. Ne çok seviyoruz birilerine zayıf-şişko, kısa-uzun, Kürt-Türk, çirkin-güzel, uslu-yaramaz vb. gibi isimler takmayı. Ben de sosyal medyaya resim koyduğum an ilk yapılan yorum “Çok zayıflamışsın”, “Kilo mu almışsın”, “Çirkin çıkmışsın”, “Güzel çıkmışsın”, “Boyun


kısa” gibi yorumlar yapılıyor. Hemen ama ilk yapılan yorumlar hep böyle. İşte bu yorumlar yüzünden insanlar resim çektirirken pozdan poza giriyor. İnce gözükmek için, güzel gözükmek için neler yapılıyor. Hatta insanlar doğallıktan çıktı resimlerle oynuyorlar. Filtreliyorlar,


inceltiyorlar. İyi ama ne gerek var ki! Herkes zayıf olmak zorunda değil. Herkes manken gibi olmak zorunda değil. Biraz rahat olun. Zaten doğallığımızı kaybettik.




Belçim merakları giderdi




Malumunuz Belçim Erdoğan ile Yılmaz Erdoğan’ın boşanacağı konuşuluyordu. Yaklaşık 7-8 ay önce bana da bu konuyla ilgili detaylı bilgiler gelmişti. Hatta söyleyen ve bu dedikoduyu yayan insanlar o kadar iddialı bir şekilde Belçin Erdoğan’ın birlikte olduğu isimleri söylüyordu ki. Ben acemi bir magazin yazarı olsam defalarca o isimleri yazar yalan yanlış magazin haberlerine imza atmış olurdum. İkilinin arası bir ara bozuldu evet, ama boşanma yoluna hiç girmediler diye biliyorum. Sorulan boşanma haberlerine de yanıt vermediler. Ta ki, Belçim Erdoğan kendi hesabında


evliliklerinin yıldönümünü kutlayana kadar. Ben de bana sürekli oldukça iddialı bir şeklide “Boşanıyorlar, boşanacaklar, göreceksin” diyenlere Belçim’in bu notunu yolladım. Yine ilgilenmediler ve hatta “Bunlar göstermelik görürsün” dediler. İşte magazin dünyasında bazı isimler vardır iddia


ederler ve o iddialarının olmasını beklerler. Ben çok haberi böyle yok sayıyorum. Çünkü magazin gerçekten tehlikeli bir şey. Eğer siz bu uydurma haberlere yenik düşerseniz vah halinize.




İrem’den kendişarkısını bekliyorum




BU sene gerçekten evlilik zamanı oldu. Sürpriz evliliklerin yılı olmaya da devam ediyor. Müzik dünyasında yeni isim çıkmıyor derken imdadımıza yetişen ve güzel şarkılar yapan İrem Derici de evlenmeye hazırlanıyor. Rıza Esendemir ile evlilik yolunda olan İrem geçen gün Instagram hesabında


“Domuz gibiyim” diye sağlık raporunu paylaştı. Ne diyelim hayırlısı olsun Allah bir yastıkta kocatsın ama ben kendisinden son yıllarda evlenenlerin marşı olan “Kalbimin Tek Sahibini Sahibini” ni kendi düğününde canlı söylemesini bekliyorum. Malum Buse Terim’in düğününden sonra bu


şarkı da adeta düğün marşı haline geldi. Memlekette yapılan on düğünün dokuzunda bu şarkı çalıyor. İrem’in kendi düğününde kendi şarkısını söylemesini bekliyorum.




Hangi ara




- Bu kadar sevgisiz, saygısız, seviyesiz olduk.


- Sürekli kavga etmeye başladık.


- Onlar-bizler olduk.


- Ne konuşmamız gerektiğinden çıktık.


- Ağzımıza geleni söylemeye başladık.


- Küçüğümüzü, büyüğümüzü unuttuk.


- Kadınlar bu kadar küfürlü konuşmaya başladı.


- Erkekler kadınlara yiyecek gibi bakmaya başladı.


- Teşekkür etmeyi unuttuk.

Hangi ara...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR