Pazar günü demek aile ile yapılan güzel bir kahvaltı, bol bol gazete okumak ve sohbet etmek.
Ve tabii sinema ve güzel film izlemek.
Hele bir de yağmur yağıyorsa sinema kesinlikle kaçınılmaz en güzel aktivitedir.
Ben de tam bir Julia Roberts hayranı biri olduğum için Mirror Mirror-Ayna Ayna Söyle Bana’yı kaçıramazdım. Ve tabii hemen gidip izledim.
Bu yılın en merak edilen filmlerinin başında geliyordu.
Julia Roberts ilk kez kötü kadın rolündeydi.
Kötü kalpli cadı olan Julia bence yine muhteşemdi.
Yani ben çok sevdiğim için beğendim. Ama tabii herkes benim gibi düşünmeyebilir.
Salonda 7’den 77’ye kadar herkes vardı. Yani küçük orta ve yaşlı. Muhteşem bütünlük diyebiliriz.
Ve herkes çok keyifle ayrıldı filmden. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının bambaşka bir versiyonu.
Yani 21’inci yüzyıla uyarlanmış.
Değişik ve güzel bir film olmuş. Keyifli bir Pazar geçirmemize de yardımcı oldu.
Tabii popcorn olmadan sinema keyfi tamamlanamaz. Ben de en büyük boy pop corn ile sinema keyfini doyasıya yaşayanlardanım.
Size de kesinlikle tavsiye ederim yeni yüzyılın pamuk Prenses ve Yedi Cücelerini.
Gerçekten çok keyif veriyor.
En azından kafanızı boşaltabiliyorsunuz.
Ve şunu bir kez daha görüyorsunuz ki, er ya da geç her zaman iyiler kazanıyor. Biraz geç olsa da, zor olsa da, inişli çıkışlı olsa da her zaman iyiler kazanıyor.
Kısa vadede kötüler kazanıyor gibi gözüküyor ama yok. İyiler her zaman galip geliyor.
Tam da karamsarlığa düştüğüm şu günlerde bu film ilaç gibi geldi. Hele ki, şahane Nisan ayının gelişi ile birlikte muhteşem oldu.
Bu arada karamsar, kötü ve sorunlarla geçen bir Mart ayından sonra Nisan’a girdik.
Susan Miller’ı her ay takip eden biri olarak bu aya gerçekten çok mutlu başlıyorum.
Güzel günler bizi bekler.
O yüzden de neşe içinde tatlı ve huzurlu dakikalar başladı bile benim için. O yüzden keyifli bir hafta geçecek.
Hepinize de şimdiden iyi eğlenceler diliyorum.