Aslında Hadise tüm merak edilen sorulara, sahnede "Prenses" şarkısını seslendirirken "Özgürlüğüme gölgeyi hakaret sayarım" kısmında yüzüğünü fırlatarak cevap vermiş oldu.

Yani; "Evet Mehmet yüzüğü geri istiyor" diyerek doğruladı...

O değil de ne olduysa bu yüzük yüzünden oldu.. Ve evet ne yüzükmüş kardeşim. Aile birbirine girdi, mahkemelik durumlar yaşandı. Amca şikayet etti. Boşanma kararı alındı. Ve yine konuşulan tek bir konu var: "Yüzük!"

İnsanların başına ne geliyorsa bu mal, para, mülk yüzünden geliyor. Ve tabii evlendikten sonra insanların birbirini değiştirme sevdasından.

Şimdi olaya şöyle bi bakalım;

1-En başta Hadise'nin sahne kıyafetlerine ve özgürlüğüne karıştığı için sıkıntılar yaşadı Hadise ve Mehmet Dinçerler. Fakat Mehmet Dinçerler ne yaptı her konserinde Hadise'yi en ön sırada izledi. Hadise tarafında, "Sevgilimler, "Nişanlımlar" havada uçuştu. Sonra Hadise sahne kostümlerinde biraz revizeye gitti. Ve sonunda çift evlendi. Aile de sarıp sarmaladı Hadise gelini.

2-Sonra Hadise evlendikten sonra sahnede cesur davranmaya devam etti. Eski kıyafetlere hızlı dönüş yaptı. Sonra Mehmet Dinçerler ortada gözükmez oldu. Ve Hadise'nin iddiası mahkeme dilekçesine de giren "Evet özgürlüğü kısıtlanmış", "Evet şu meşhur yüzük geri istenmiş" falan filan.


Öncelikle ben Hadise'nin yerinde olsam "Amanaaan başımıza ne geldiyse bu yüzükten geldi. Aile bir türlü huzur vermedi. Herkesin gözü kaldı. Yuvayı dişi kuş yapar. Ben şimdi geri vereyim. Sonra biz el ele her şeyi başarırız" der önce yüzükten kurtulur sonra bakardım duruma. Ama en başta sıkıntı o yüzük ile başladı.

Neyse olan oldu. Gelinen durum bu..


Öncelikle Hadise'nin sahnede yüzük fırlatması bana çok komik geldi ne yalan söyleyeyim. Tabii o meşhur 3 milyonluk yüzük olduğunu düşünmüyorum. Onun fake modelidir gibi geliyor bana.

Fırlatma olayı sadece mesaj içerikli gibi. Yahu insanın deli olması lazım o yüzüğü fırlatması için. Sonuçta az buz değil 3 milyoncuk. Ve kariyeri için de ne yalan söyleyeyim gereksiz bir hareket olmuş.

Ha bu arada tabii mikrofonu rahat tutamadığı için yüzüğü çıkartma ihtiyacı hissetmiş Hadise yapılan açıklamaya göre ama tabii inanmadınız değil mi? Hadise akıllı bir kadın. Nerede ne yapacağını bilir ama dediğim gibi saçma ve gereksiz bir hareket olmuş. Kimseye çaktırmadan da çıkartabilirdi elbet. Ciddi ciddi mesaj içerikli bir harekettir bu yüzük fırlatma olayı.

Özgürlük meselesine gelirsek

Bakınız yıllar yıllar önce Gönül Yazar, Muazzez Abacı gibi hatta Allah rahmet eylesin Oya Aydoğan, Bergen gibi birçok ünlü kadın "Beni sahnedeki halimle sevdi. Ama sonra birlikte olmaya başlayınca ya da evlenince sahnedeki kadının özgürlüğünü kısıtlamak istedi" açıklaması yapmıştır. Yani bu klasik bir hareketi aslında bazı erkeklerin. Önce sahnedeki kadına aşık olur. Sonra da o kadını kıskanır ve değiştirmeye çalışır. Sadece sahnedeki kadın değil, buna hiçbir kadın izin vermemeli. Bugün özgürlüğü kısıtlayan kişi yarın neler etmez ki!!! Sonuçta Hadise sahneye çıkan bir kadın. Şov insanı. Dans edecek, mini eteğini de giyecek. Ki bu kadın hep böyleydi sonradan değişmiyor anlayacağınız. Ya böyle kabul et aşık ol ya da "Benim düşünceme, aileme olmaz" diyerek en başta düşünceni söyle. Eğer Mehmet Dinçerler ilk başta "Tamam" diyerek sonradan bir değişikliğe gittiyse olmaz. Fakat ilk başlarda Hadise de kıyafetlerinde değişiklikler yaptı. Keşke onu yapmasaydı ve "Ben böyleyim. Ben sahne insanıyım, şov insanıyım beni değiştirmeye çalışma" deseydi. İddialara göre, "Sahnelerini azalt, bunu giyme, onu giyme" demek yanlış. Bana bu dünyanın en saçma ve güvensiz durumu geliyor. Bu arada farkındaysanız Mehmet Dinçerler hakkında da tüm eski çamaşırlar ortaya dökülüyor. Kime evlenme teklif etmiş, kiminle arkadaşmış, kiminle görüşmüş, kiminle çıkmış, çıkmamış hepsi ortalara saçıldı. Bunlara gerek var mı? Bana göre yok. Sonuçta herkesin hayatında bazı ilişkiler, bazı paylaşımlar, bazı anlar, bazı buluşmalar var. Sonradan tüm bunların çıkması yersiz. Sonuçta Mehmet Dinçerler'in de bir ailesi var. Bu hafta sanata doyacağız Bugün 17'inci Contemporary İstanbul sanat severlerle buşuluyor. Cuma-Cumartesi-Pazar ön gösterimi olan Contemporary, İstanbul Tersane'de 22 Eylül'e kadar sürecek. Dünyanın farklı yerlerinden gelen sanatçıları, koleksiyonerleri ve sanat takipçileriyle buluşturan Contemporary İstanbul'a Cumartesi günü gidebildim. 65 çağdaş sanat galerisinin katıldığı fuara sanat severlerin ilgisinin büyük olacağı bekleniyor ama sosyalleşme alanları ile de bir hayli dikkat çekmiş. Eserlerin olduğu kısmın dışındaki bahçede ünlü markaların mekanları konuşlanmış. Gördüğüm kadarıyla sanat severler daha çok sosyalleşmek için zaman ayırılmıyor. Daha doğrusu şöyle; hızlıca sergi gezilmiş sonra hooop sosyalleşme alanına. Ünlü markaların mekanları daha tıklım tıklımdı ne yalan söyleyeyim sergiden. Bakalım bugün durum nasıl olacak. Bu arada sanat severler her sene merakla beklediği Maça Kızı'nın da sahibi Sahir Erozan'un Kuzguncuk'taki yalısına da akın etti. Biz de bir, iki saatliğine bile olsa Kuzguncuk'taki şu meşhur partiye gittik. Daha önce ki, yıllardaki bazı partilere de katılmıştım. Bu sene ki, farkını hemen söylüyorum. 1-Çok daha kalabalıktı. 2-Sanat ile ilgisi olmayan birçok kişi de sırf popüler diye partide konuşlanmıştı. 3-Sahir Erozan'un evindeki eserlerde hiç fena değil. Hatta çok daha kıymetli ve dikkat çekici.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR