"Ayrıldılar", "Ayrılacaklar", "Geçen ay ayrıldılar", "Bu kez ayrıldılar", "Barıştılar", "Evlenecekler", "Aileler tanıştı", "Ayrıldılar" diye diye gizli bir el şimdi de Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç için çalışmaya başladı.

Bu gizli el çok kişi için çalıştı elbet daha önce de. Örnek vermek gerekirse daha önce Kenan Doğulu-Beren Saat, Yılmaz Erdoğan-Belçim Bilgin gibi ünlüler için de çalıştı.

Mesela; Kenan ve Beren kurtardı.

Ama Yılmaz Erdoğan ve Belçim Bilgin kurtaramadı boşandı. Daha çok örnek var. Bu iki çiftle de kısıtlı değil elbet. Ama şimdi de görüyorum ki, Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç için çalışıyor bu gizli ayrılma servisi.

Ama boşuna çalışıyorlar çünkü; Demet ve Oğuzhan mutlu. Ve mutlulukları ve bu gizli ayrılma timinin bileğini burkmak için "Ti"ye bile alıyorlar.

Ki en iyisini yapıyor Demet ve Oğuzhan.

İkisi de genç, başarılı ve sevenleri çok. O yüzden de bi salın, bir rahat bırakın insanları. Nasıl istiyorlarsa öyle takılsınlar. Canları istiyorsa ayrılır, istemiyorsa ayrılmazlar.

Kime ne!!!

Bi rahat..

25 yıl dile kolay

Önceki akşam 25 yıldır iş, sanat ve sosyete dünyasının en vazgeçilmez mekanı olan Paper Moon'da unutulmaz bir doğum günü vardı. Bu kez bir ünlü, tanınmış bir isim değil mekanın 25'inci yaş gününü kutladı.

Müdavimleri de hazır bulundu elbet. İnsanların birbirini tanıdığı, selamlaştığı sıcak, samimi bir ortam vardı.

Şahsen bu mekanın 25 yılını hatırlamam ama bi 18 yılına şahidim.

Kendini evinde hissettirir. Özellikle hanımları ve iş adamlarının vazgeçilmez mekanının en büyük sırrı herkesin birbirini tanıyor olması. Hiç dışarıya çıkmayan, kalabalıklara karışmayan birçok kişinin de ilk tercihidir.

Ve mekanda genellikle neredeyse her masa birbirini tanır selamlaşır.

Tabii bunlar da yeterli değil elbet bir mekanın bunca yıl ayakta kalmasına. En başta sırrı lezzetinin ve hizmetinin hep aynı kalitede olması.

Hepsi birleşince 25 yıl kutlanıyor işte böyle. Ben özellikle şehirlerin marka olmuş mekanlarının olması gerektiğini hatta çok fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Böyle 3-5 yıl değil. Uzun yılları aşması gerektiğinden bahsediyorum.

Mesela Sunset, Ulus 29, Aztek, Sortie, Develi, Kaşıbeyaz gibi uzun yıllardır ayakta kalan markaların güven verdiğini düşünüyorum. O yüzdendir ki, marka kurarken uzun soluklu olmasına dikkat etmek gerek.

Öyle bir mekan açayım, para kazanayım, popüler olsun ama aman yıllarca ayakta kalmasa da olur. Ben kısa zamanda para kazanayım sonra tutmazsa ismini, konseptini değiştiririm olur biter dersen olmaz. Yıllarca ayakta kalabileceğin bir mekan için şartları zorlamak gerek.

Oluşturmak gerek.

Yatırımını iyi değerlendirmek gerek.

Canlı müzik mekanları çoğaldı

Şehirde yeme-içme eğlence dünyası demişken. Korona günleri, eve kapanmalar, sokağa çıkma yasakları derken uzun zaman sonra açılan yeme-içme sektöründe çok ciddi bir canlı müzik patlaması yaşanıyor.

Neredeyse her semtte, her köşe başında bir canlı müzik mekanı var.

Ünlü isimler o mekan senin, bu mekan benim koşturuyor.

Hatta o şehir benim, bu şehir benim konser konser dolaşıyor.

Ünlü isimler bu durumdan memnun. Mekan sahipleri de... Çünkü uzun süredir kapanan kapılar açıldı. İnsanlar az da olsa para kazanmaya başladı.

Az da olsa diyorum. Çünkü ünlü isimler inanılmaz zam yapmış ücretlerine.

Bunu da anlamak mümkün değil. Kardeşim siz 1.5 yıl evde oturdunuz. Bu neyin zam mı? Allah aşkına bu kadar insafsız olmayın. İnsanlar da uzun süredir evde oturuyor. Onların da para kazanmaya ihtiyacı var. Biraz daha el insaf. Ben istenen ve ödenen ücretleri duyunca gerçekten, "Vah vah yazık yazık" diyorum.

Ünlü isimler bu kadar ücretler alırsa, mekan haliyle bunu müşteriden çıkartmaya çalışıyor ve gerçekten hiç hak edilmeyen fiyatlar çıkıyor ortaya.

Biraz daha el insaf...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR