Yılbaşı gecesi dahil dört günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilir edilmez bir kesim var ki, yasağı tatil olarak algılayıp kolları sıvadı.

Tatil planlarını yaptı.

Ama ne tatil planlamak!

Kimisi uçak biletini aldı, kimisi arabaları ayarladı falan filan da…

Yılbaşı gecesini otel odasında mı geçirmek yoksa evinde mi geçirmek daha mantıklı?

Malumunuz otellerde eğlence yasak.

Akşam yemeği saati toplaşmak bile yasaklandı.

Onu da geçtim bir gün sonra gittiğin yerde sokaklarda dolaşmak bile yasak.

Ve neden bu zorlama?

Neden bu kadar kuralları yıkma çabası.

Tamam anlıyorum sıkıldınız, bunaldınız.

Ki sıkılmayan, bunalmayan yok zaten!

Kimse normal değil şu süreçte.

Ve bu geçirilen günlerde de çok kişi işsiz.

Tamam oteller iş yapsın.

Turizm canlansın.

Birileri para kazansın.

Ama ya diğerleri.

Gerçekten ciddi bir çelişki yaşanıyor.

Ciddi bir karmaşa içindeyiz.

Ciddi bir acabalar içindeyiz.

O yüzdendir ki, bence kastırmayın hanımlar-beyler.

Bu yıl da sağlığınız için sakin olun derim.

En en sakin halinizde yeni seneye hazırlanın derim.

Artık kimsenin sabrı kalmadı

Şarkılar söylemeye alışmış, kalabalıklara hitap eden, yoğun bir tempo sonrası evine kapanan ünlü isimler de de sabır kalmadı.

Kiminle konuşsam isyan ediyor.

Ece Seçkin sosyal medyadan isyanını dile getirdi ve “Mutasyonuna da aşına da, bulaş hızına da sosyal mesafene de maskene de s...yım senin covid kere yeter artık “ dedi.

Duygu halleri karışık, karmakarışık.

Yani küfürlü konuşmayan insanlar bile çileden çıkmış durumda. Ki takipçiler de “Ece Seçkin bile delirdi sonunda” dedi. Kimisi de “Duygularıma tercüman oldun” dedi.

Evet hepimizin duyguları karışık.

Her gün ben değişik bir ruh hali ile güne başlıyorum. Bir gün çok iyi bir gün çok berbat oluyorum.

Ve gün içinde çok kez “İyi”, “Kötü”, “Berbat”, “Bıkmış”, “Yılmış”, “Mutlu”, “Şükreden”, “Kaçmak isteyen”, “Usanmış” hallere de büründüğüm oluyor.

Bir çoklarınız gibi…

Eskiden bu zamanlarda ünlü isimler

-Ünlü isimlerin yeni yıl gecesi sahneye çıkacakları yerleri belli olurdu.

-Her gün bir davette sahneye çıkarlardı.

-Her firma yeni yıl daveti yapardı.

-Her gün o davet senin, bu davet benim koştururlardı.

-Yeni yıl gecesi giyilecek kıyafetler hazırlanırdı.

-En iddialı kıyafeti giymek için özel çaba sarf edilirdi.

-Hangi sanatçı yılbaşı gecesi ne kadar para kazanacak tadında haberler yapılırdı.

-Yılbaşı gecesi en yüksek fiyatı kim alacak tartışmaları başlardı.

Keşke

-Keşke korona konuşmasaydık da ünlü isimlerin fiyatlarını konuşsaydık.

-Keşke mutasyon demeseydik de, ünlü isimlerin çıkacakları otelleri tartışsaydık. -Keşke karantina demeseydik de, yılbaşı gecesi nerede gireceğimi düşünseydik. -Keşke aşı demeseydik de, yılbaşı gecesi ne giyeceğimi tartışsaydık. -Keşke günlerce evlere kapanmasaydık da, o davet senin bu davet benim koştursaydık. 2020’yi şöyle hatırlayacağım -Ocak-Şubat’ta “Wuhan da herkes patır patır yere düşüyor. Bir hastalık var. Gördünüz mü?" adı korona galiba. -Mart’ta Türkiye de bir kişide korona göründü. -15 Mart’ta evlere kapandık. Mekanlar kapandı. -Nisan her gün ekranda doktorlar var. Anlatıyorlar. -Mayıs hala evlerdeyiz. Ve mesafe koruyoruz. Marketten gelen alışveriş poşetlerini yıkıyoruz. -Kimsenin evine gitme, kimseyi evine alma. Markete maske ve eldivenle gir. -1 Haziran yeni normaller başladı. Nereye gidilecek, nerede tatil yapılacak. Denizden korona geçir mi tartışmaları başladı. -Temmuz-Ağustos maske-mesafe-temizlik… Denize girsek mi girmesek mi? -Denizden korona geçiyor mu? Uçağa binsek mi binmesek mi? -Eylül ikinci dalga mı başlıyor… Mekanlar açık hala ama 22.00'da kapanıyor. -Ekim-Kasım evlere dönüş. Mekanlar kapanacak mı? -Aralık sokağa çıkma yasakları başlar yeniden. Mekanlar tamamen kapanır… Ve yıl bitiyor….

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR