Sosyal medya kanayan yaramız. Ve birçok kişinin en büyük sorunu. Orada olup biteni çok fazla ciddiye alan insan var.
Mesela İrem kendi yaptıkları için “Beni fazla ciddiye almayın, eğleniyorum sosyal medyada” diyor.
Ki aslında çok kişinin yapması gerektiğini yapıyor.
Eğlenilmesi gereken bir yer, özellikle Instagram. Ama çoğu insan “Eğlenmek” kelimesini unutmuş durumda.
Çok fazla ciddi takılıyor.
Ve hatta kimse eğlenmek istemiyor. Çoğu insan o kadar ciddi takılıyor ki siz eğlenirken çileden çıkıyor.
Eleştiriyor, yerden yere vuruyor.
İrem Derici'de zaman zaman bundan nasibini aldı. Ama yılmıyor, kendini değiştirmiyor ve farklılaşmıyor.
O bildiği yoldan devam ediyor.
Canı eğlenmek istiyorsa eğleniyor.
Kızgın bir günündeyse de bunu da sergiliyor.
Üzgünse bunu da takipçilerine paylaşıyor.
Ama en çok eğlenirken kendini paylaşıyor.
Yani olması gerektiği şeyi yapıyor.
Vazgeçme sakın bu durumdan İrem devam.
Çoğu insan bunu unutmuşken sen unutma ve eğlenmene bak.
Ben bu yazıyı yazıp bitirdikten sonra Demet Akalın, İrem Derici’ye sosyal medyada yaptığı paylaşımlar yüzünden saygısızlık yaptığından dem vuruyordu.
Tuhaf olan şu ki, kimsenin bir kişiye saygısızlık yaptığı yok.
Sadece kendi sayfalarından kendi hayatlarını yaşıyor ve kendi istedikleri gibi yansıtıyorlar.
Önemli olan isteyen istediğini takip eder. Hepsi bu.
Diğer bir sosyal çılgınlık: Güzellik merkezi dolandırıcılığı
Fazla ciddiye alıyor bazı insanlar dedik ya. Bakın bir olay anlatacağım.
Önceki gün Show Haber’de denk geldim. Bir kadın Nişantaşı’nda bir güzellik merkezine gidiyor.
Botoks, cilt sakımı, gençlik aşısı falan aklınıza ne gelirse güzelleşmek için hepsini yaptırıyor.
Tam anlamıyla bilmiyorum neler yaptırdığını ama 4 bin 500 TL’lik bir şeyler yaptırıyor.
Ciddi bir fatura çıkıyor ilk seferinde.
Çünkü kadın merkezin kendisine sunduğu ve o an yaptırabileceği her şeyi yüzüne enjekte ettirmiş.
Ve bunu planlayarak gitmiş.
Merkez de kendisine gelen müşteriden yararlanmak istercesine her şeyi uygulamış kadına.
Sonra işlemler bitince kadın dinlenme salonuna geçiyor, çay-kahve içip hesabını ödeyip oradan ayrılacak.
Ama tabii olay planlı olduğu için kadın ne yapıyor, ne ediyor kaşla göz arasında parayı ödemeden merkezden çaktırmadan kaçıyor.
Sonra merkezden kendisine ulaşıyorlar.
Bakın dikkatli okuyun.
Fıkra gibi.
Kadına “Parayı ödemeden gittiniz” diyorlar.
Kadın da diyor ki “Evet param yok. Ödeyemem” diyor.
Merkezden “Neden böyle bir şey yaptınız. Paranız yoksa neden bunları yaptırdınız” diyorlar.
Kadın da “Sosyal medyadan görüp özeniyordum. Sosyal medya beni bu hale getirdi. Bir şeyler yaptırmasam çatlardım.
Param olunca öderim” diyor ve telefonu kapatıyor.
Merkez şaşkın ben dinlerken şaşkın.
Ama durumumuz bu.
Kadın yüzüne her şeyi enjekte ettiriyor sonra kayıplara karışıyor. Yani kadın düşünün sağlığını düşünmüyor: “Sonrasında ne olur, kontrol şart gelip kontrol ettirmek gerekir.
Ya yüzüme bir şey olursa” diye tasalanmıyor.
Onan tek düşüncesi sosyal medyadan geri kalmamak.
Ve bunun için her şeyi göze alıyor.
O da o duyguyu yaşamak istiyor.
O an yüzüne, gözüne bir şeyler yapılırken video çekip sosyal medyasında paylaşmak istiyor.
Anlayacağınız çağın hastalığı bu.
“Oradaydım”, “Ben de yaptım”, “Bende de var” gibi şeyleri söylemek artık çok önemli.
Diğer birçok şey birçok kişi için değersiz.
Sadece varsa yoksa sosyal medya gerçeği var.
Ama siz siz olun fazla da ciddiye almayı bu sosyal medyayı hanımlar-beyler.
Demek ki adalet var
Müjde Uzman, Ceyhun Yılmaz ile katıldığı bir programda kendisine hakaret ettiği iddiasıyla açtığı davayı kazandı.
Demek adalet var.
Ve birileri için geçte olsa işliyor şükür.
Evet dava üç yıldır sürüyor.
Bitmek bilmeyen sıkıntılı bir durum ama kadına hakaret varsa, şiddet varsa kadın bu olayın peşine düşmeli.
Bakın birlikte konuk oldukları programda Müjde Uzman’a mesleğiniz ne diye soruluyor.
O an Ceyhun Yılmaz fısıltıyla “O...luk” yanıtını veriyor.
Savunmasında da “şaka yaptım” diyor.
Bak sen?
Bunun tam tersini düşünün.
Yani Müjde Uzman, Ceyhun Yılmaz’a böyle bir şaka yapsaydı hakkını aramaz mıydı?
Yoksa gülüp geçer miydi?
Muhtemelen güler geçerdi ama aslında, hakkını aramalı.
Herkes aramalı.
İnsan bedeni üzerinden yapılan şakalarda herkes hakkını aramalı ve herkes haddini bilmeli.
Meraklısına:
-Ceyhun Yılmaz için neden muhtemelen güler geçerdi dedim?
Çünkü Ceyhun Yılmaz böyle bir lafı canlı yayında söyleyebiliyorsa, muhtemelen kendine söylenen lafı yanlış anlamaz şaka zanneder üstünde durmazdı.
Ve tabii kadınlar genellikle böyle densizlikler yapmaz.
Ve çoğu erkek kadın bedeni üzerinden şakalar yapmaya ve küfür etmeye bayılıyor.