Özge Ulusoy kalbini İspanyol’a, Tülin Şahin Portekizli’ye kaptırmış.


Severiz biz yabancı damatları malum.


Yabancı gelinleri de.


Özge Ulusoy altı yıllık ilişkisi Hacı Sabancı’dan sonra sessizliğini koruyordu.


Birçok kişi “Acaba Özge kiminle birlikte olacak?” diye merak ediyordu.


Önceki gün kendisi, Londra’da yaşayan İspanyol kökenli bir bankacıyla birlikte olduğunu belirten bir fotoğraf paylaştı sosyal medya hesabından.


Adı Joaquim Lundholm.




Meğer 1,5 aydır ilişkileri sessiz sedasız yürüyormuş. Tam emin olduktan sonra da “Tamam” demiş Özge ve duyurmuş. Bu hafta Londra’da sevgilisinin yanına giden Özge Ulusoy’u aradım “Hayırlı olsun” dedim.


Meğer yabancı damat geçen hafta İstanbul’a gelmiş. Uzun uzun gezmişler.


Kimseler de görmemiş.


Özge emin olana kadar kimselere söylemek istememiş.


Ne güzel, ne harika bir hareket.


Ve kesinlikle çok doğru ve herkesin yapması gereken bir hareket. İlk günden çıkıp ikinci gün de “Denedik ama olmadı” demektense böyle temelleri sağlamlaştırıp emin olmak daha doğrudur.




HAFTA SONU TATİLİ




Bu arada, yabancı damat bugün İstanbul’a geliyormuş.


Özge Ulusoy, sevgilisi ile bir hafta sonu tatili yapacaklarını söyledi İstanbul’da.


Artık saklanmak yok. Hayırlısı olsun. Bu arada acayip yakışmışlar. Zaten önceki gün sosyal medya ahalisi ikilinin çok yakıştığını konuşuyordu.


Ve diğer bir yabancı damat Tülin Şahin’den geldi. O da sürpriz oldu.


12 yıllık eşi Memet Özer’den sonra kiminle olacağı merak konusuydu.


Ve adı Portekizli iş adamı Pedro De Noronha ile anılıyor.


Şaşırmadım zaten Tülin Şahin’in bir ayağı tamamen yurt dışında.






Abla-kardeş sosyal medyadan kavga ediyor




Hadise ve ablası Hülya Açıkgöz arasında gerilim son sürat devam ediyor.


Hatta ikili şu ara sosyal medyadan kavga ediyor.


Tamam yıllardır ekranlarda kavga eden analara, babalara, kardeşlere, bacılara alıştık ama Hadise bu memlekette şöhretli bir insan.


Yani ben öyle biliyorum yanlışım varsa düzeltin lütfen.


Hatta biz gazeteciler bir şeyler yazınca, sinirlenen kendisi, ablası ile sosyal medya üzerinde tartışıp milletin ağzına sakız oluyor.


Buradan bir tuhaflık yok mu sizce?


Ben işte burada işin içinden çıkamıyorum yıllardır.


Biz gazeteciler yazınca sorun ama kendileri cümle alemin önünde tartışınca sorun yok.


Ve bir türlü çözemedikleri sorunları ile daha da çirkinleşiyorlar.




Contemporary’de neler oluyor?




-Ahmet Güneştekin’in “Ölümsüzlük Odası” sizi İstanbul Kongre Merkezi’nin tam kapısında karşılıyor. Ancak sokak çocukları eseri oyuncak bellemiş. Esere tırmanıyor. Taş atıyor, vuruyor, eserin etrafında birbirlerinin kovalıyorlar. Hiç bir görevli de ilgilenmiyor. Ama vatandaşlar yani sanatseverler eserin etrafında oynayan çocuklara “Ne yapıyorsunuz? Çocuk parkı değil burası!” diye çocukları kovuyorlar. Ama çocuklar yine gelmeye devam ediyor.




-Bu sene Contemporary’in en çok selfie’sini Herkül yaptı. Geçen sene hatırlayın boks eldiveni ile en sükseli Herkül'ü bu sene de almış eline telefonu herkesle selfie yapıyordu. Emre Yusufi’nin heykeli 160 bin TL’den alıcı bekliyor. Alıcıya satıldığı zaman herkülün elindeki telefon altın kaplama olacak. Elindeki telefon özel olarak tasarlarmış ama sergiye özel Samsung Glaxy Note9'la selfie çekiliyordu.




-Bu yıl sanatçılar biraz daha sinirli ve agresif geldi bana eserlerden dolayı. Sanırım dünyada yaşanan sıkıntılar sanatçıların sanatını da bir hayli etkiledi. Bazı eserlerin önünden hızla kaçmak istedim.




-Bazı galeriler tamamen Türk Lirası'na çevirmiş satışlarını asla Dolar ya da Euro ile satış yapmadılar.




-Bazı galeri sahibi arkadaşlarıma sordum. Geçen seneye oranla daha düşük olduğunu söyledi satışların.




-Contemporary’in ilk günün ilk dakikalarında Antonio Signorini’nin bu heykeli 75 bin Euro’ya saniyesinde satılmış. Satın alan bir Türk ve kendisinin bir sır gibi saklanmasını istenmiş.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR