İbrahim Tatlıses kızının annesi Ayşegül Yıldız'la yeniden evlenmek istediğini söyledi. Ayşegül Yıldız da "Akıllı kadınım. Yeniden evlenmem. Bakın akıllı kadınlar yeniden evlenmiyor" diyerek Hülya Avşar'ı örnek verdi. Ben de bir kez evlilik yapmış, ikinci evlilikten kaçan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bunun akılla alakası yok. Evlilik bir kumar ve kumar oynayıp oynamayı sevmekle alakası var. Ve evlilik fikrini yani bu kumarı oynamayı her kadın sevmiyor. Artık bunu kabul edelim. Toplumun dayattığı gibi illa kadının evli olması, çocuğu olması şart değil. Zorunlu da değil.
AKILLARIYLA ÖVÜNÜYORLAR
Mesela 1 değil, 2 değil, 8 kez evlenen Gönül Yazar gibi kadınlar da var. Onlarda akıllarıyla, zekalarıyla övünüyorlar mesela. Şimdi bu kadınlar 8 kez evlendi diye akıllı değiller mi? Yani bu tartışmanın sonu yok. Sonu çıkmaz sokak olur. Sonu gelmez çünkü kadınlar "Baksana sen bana. Ben sekiz kocayı nasıl idare ettim biliyor musun? Buna akıl ve zeka denir" diye ellerini bellerine koyarsa öyle bir kıyamet kopar ki Alimallah. Düşman başına. Kadın kavgası da pek çirkin olur hani...
AKILLI KADIN HUZUR İSTER
Aslında kavgayı gürültüyü sevmeyen, huzur isteyen kadın tekrar evlenmez. O imza nedendir ki bir şekilde o huzuru kadında da adamda da bozuyor. Ben bunu gördüm. Etrafımda da bunu görmekteyim. İster 2-3 üniversite bitirsin, ister çok kültürlü olsun, ister dünyayı gezsin, ister bilmem ne olsun fark etmiyor. Hele ki evlilikte karşınıza huzursuz, sorunlu, kavgacı bir insan çıkmışsa geçmiş olsun. O imza herkesi bir şekilde değiştiriyor çaktırmadan. O yüzden de evlilikten uzak duran insanlar var. Hepsi bu.
Bu kadınlar tekrar evlenmedi
MEMLEKETİN Benjamin Button'ları da yeniden evlenmedi. Kim mi bunlar? Ajda Pekkan, Nebahat Çehre, Ayşegül Aldinç, Billur Kalkavan, Yonca Evcimik. Bakar mısınız kadınlara? Taş gibiler. 50'lerini çoktan devirdiler. Peki bu kadınların ortak özellikleri ne?
-Çocukları yok, yeniden evlenmediler.
-Kötü enerji veren insanlardan uzak duruyorlar.
-Hayvan severler, sanatla uğraşıyorlar.
-Spor yapmayı asla ihmal etmiyorlar.
-Kendilerine bakıyorlar. "Huzur, huzur, huzur" diyorlar. En büyük istekleri bu.
-Gönülleri ne istiyorsa onu yapıyorlar.
Bu da istek ve tercih meselesi.
Dilimde tüy bitti ama
ARTIK gerçekten gülüyorum. Dilimde tüy bitti ancak ne Gülben'ciyim, ne Seren'ciyim. Sadece objektif olup dışarıdan bir göz olarak görebilir ve izleyebilirim. Şimdiye kadar yazdığım yazıların hepsini toplayıp okursanız ne Gülben'ci ne de Serenci olduğumu görürsünüz ama inatla anlamak istemiyorsunuz.
Bence siz de taraf olmayın. Bırakın, kendiniz olun. Bu sanat dünyasına akıl sır ermez. Ben yıllardır erdiremedim siz okuyucular, izleyenler hiç erdiremezsiniz. Bu sektörde kulislerde neler oluyor, neler konuşuluyor, kim kimin arkasından ne dolaplar çeviriyor hiç ama hiç bilemez hatta tahmin bile edemezsiniz. O yüzden hiç kafanızı yormayın bence. Hadi kalın sağlıcakla.