Brightwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı ünlü iş adamı Alphan Manas iş hayatında başarısıyla ön plana çıkıyor. Alphan Manas, sosyal sorumluluk projelerinden iş ve aile hayatına kadar birçok bilinmeyenini HT Kulüp Yazı İşleri Müdürü Reşit Özet'e anlattı.




Röportaj: Reşit ÖZET


Fotoğraflar: Gürkan KURT






Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?




İlk, orta ve liseyi İzmir'de bitirdim. Daha sonra Amerika'da Üretim Yönetimi üzerine master yaptıktan sonra 1987 yılında Türkiye'ye döndüm.




İş hayatıyla ilk ne zaman tanıştınız?




1987'de Türkiye'ye döndüğümde Amerikan şirketinde çalışıyordum. 1998'in başında da eski ortağımla beraber teknoloji şirketi kurdum. 18 yıl ortaklığımız oldu. Daha sonra yollarımızı ayırdık. Ben Hollanda merkezli Brightwell Holding'i kurdum. Aslında bireysel yatırım yapıyoruz. Brightwell Holding, Hollanda merkezli bir şirket, yatırım fonu. Başlangıç aşamasında olan şirketlere ve projelere yatırım yapıyoruz. Şirketleri belli bir büyüklüğe ulaştırdıktan sonra ya bir strateji ortağa satıyoruz ya da halka açılmak gibi obsiyonları değerlendiriyoruz. Alan konusunda bağımsısız. Tecrübemizin olmadığı alanlara çok fazla girmiyoruz. Aslında baktığımızda gayrimenkulde tecrübeli değiliz. Türkiye aslında gayrimenkul yatırım olarak çok iyi bir alan olmasına rağmen, tecrübeye sahip olmadığım için çok fazla şansımı denemedim.






Daha sonra iş hayatında alan değişikliği mi yaptınız?




Teknoloji holding o zamanlarda ciro anlamında ve çalışma olarak en büyük holdingti. Farklı portföyü vardı. Bilişim sektörü amaç olmaktan çıkıp araç olmaya döndükten sonra oradaki karlılığın azaldığını gördük. Dolayısıyla ben teknoloji içeren her türlü alana girmeye karar verdim. Denizcilikten tutun da madencilik, gıda gibi birçok alanda 12 – 13 tane yatırımımız var. Tabii son kullanıcıya gitmediğimiz için bizi tanımıyorlar. Ama bugüne kadar yaptığımız çalışmalar sonucunda yarattığım şirket değeri yaklaşık 600 milyon dolar civarında. Şu anda yarattığımız şirketlerin geçen yılki cirosu 4 milyar doları geçti. Aslında çok önemli bir değer, geçen yıl devlet bütçesinin binde 5'ini bugüne kadar yarattığım projelerden sağlanıyor. Bu desteği sağladığım için çok mutluyum. Bizi televizyon programlarıyla tanıyorlar. Son kullanıcıya yönelik hizmetimiz olmadığı için genellikle sosyal girişimlerimizle tanıyorlar. Tabii Türkiye için çok önemli projelerin anahtarının çevrilmesinde katkımız oluyor. Elektrikli araba konusunda yoğun çalışmalarım var. Yurt dışında iki firmayı satın almak için uğraş verdim. Sonunda Rus mafyasına kadar uğraşımız sürdü. İkisinde de başarılı olmadık ama başka Fransız firmada başarılı olduk. Fransız firmayı satın aldığımız ortaklarımızda son kullanıcıya yönelik şirketler olmadığı için onlarda tüketici tarafından çok fazla bilinmiyor.




Sosyal sorumluluk alanında hangi derneklerde faaliyet gösteriyorsunuz?




Ben sosyal sorumluluğa çok önem veriyorum. İş hayatının en önemli zekatı sosyal sorumluluk sorumluluktur. Ben birçok derneğin kurucusu ve kurucu başkanıyım. Fütüristler Derneği'nin kurucusuyum. Aynı zamanda Dünya Fütüristler Birliği'nin Türkiye Başkanı'yım. Birleşmiş Milletler Milenyum projesinin Türkiye kurucusuyum. İş dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği kurucusu ve yönetim kurulu üyesiyim. TÜSİAD'a üyeyim. Ege Sanayicileri İşadamları Derneği yönetim kurulu üyesiyim. Üstün zekalılara yönelik Mensa Üstün Yeteneklileri Destekleme Derneği'nin başkanlığını yürütüyorum. Bu derneğe çok önem veriyorum. Türkiye'de geleceğin liderlerinin üstün yeteneklerden ve zekalardan oluşacağını düşünüyorum. Aynı zamanda üstün yetenek, spor alanında da başarı getirir.






Konferanslara da katılıyorsunuz sanırım...




Derneklerin yanı sıra konferanslara çok gidiyorum. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genç Girişimciler kurulu üyesi Ali Sabancı'nın başkanlığında 42 kişiyiz. Türkiye'nin her yerinde girişimcilere konferanslar veriyoruz. Yaklaşık 20 civarında ulusal ve uluslararası alanda üniversitelerde konferanslar veriyorum. Aynı zamanda gelecekle ilgili konferanslar veriyorum. Bu yıl şansıma neredeyse Türkiye'nin en büyük ilaç firmalarına gittim. Beyaz eşya şirketlerine konferanslar verdim. Yılda 10 civarında da büyük, orta ölçekli şirketlere gelecek anlatıyoruz.




Aynı zamanda Kamboçya Fahri Başkonsolosusunuz. Biraz bahseder misiniz?




Altı yıl önce ilk yaptığımız röportajda Çin'deki işçilik ücretlerinin artacağını, işçinin Kamboçya ve Vietnem'a kayacağını söylemiştim. Kamboçya devlet nişanım var. Çünkü biz Tika aracılığıyla 1 milyon dolara yakın bir para yardımı yaptık. O para aracılığıyla 50 bin kişi yağmur sezonunda pirinçlerini tekneyle taşırken, şimdi arabayla taşıyorlar. Kamboçya – Türkiye kardeşlik köprüsünü açtık. O tören esnasında bana devlet nişanı verildi. O yüzden de çok mutluyum.




Şirketinizde kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?




Yatırım fonu olduğumuz için istihdama yönelik değiliz. Şirketimiz 15 kişilik, ufak bir kadroyuz. Tamamıyla konusuna hakim, araştırma yapan ve bana destek olan bir kadro. Tabii ki yatırım yaptığımız şirketler kendi çaplarında büyüyorlar, istihdam ve kar oluşturduklarında, 3 veya 4 yıl içinde ben herhangi bir şirketten çıkmış oluyorum. Deniz taksinin bütün projesini biz yaptık, belli bir büyüklüğe gelince bir ortağa satıldı.




Çocukken hayalini kurduğunuz bir meslek var mıydı?




7 - 8 yaşında Apollo oyuncaklarıyla oynuyordum. 1971 yılında 9 yaşındaydım ve bilgisayarla oynamaya başlamıştım. O zamanlar kişisel bilgisayar yoktu, ben kullanmaya başladıktan 9 yıl sonra piyasaya çıktı. Çocukluğum yaratıcılığa çok yatkın olarak geçti. Zaman içinde benim tecrübelerim de eklenince, oldukça yaratıcı bir noktaya geldik. Dünyanın en büyük beyaz eşya üreticisi firmasına patent başkanına, şu ana kadar biz buzdolabı için 16 tane patent yolladım. Patentlerinden para kazanmayı mı düşünüyorum? Hayır asla, ama dünyayı değiştirebilecek bir şeyler yaptığıma inanıyorum. Yaklaşık 50 tane patentim var. Boş zamanlarında herkes teknesiyle gezerken ben patent alıyorum. Yaratarak kendimi eğlendirdiğimi ve tatmin ettiğimi düşünüyorum.




Bu kadar yoğunlukta hobilerinize vakit ayırıyor musunuz?




Hobim neredeyse yok. Uçmayı çok seviyorum ama yasak olduğu için model uçakla sınırlıyorum. Kanada Havayolları'dan Boeing 767 flight simulatör eğitimim var. Şimdiye kadar uçak uçurmadım.






Peki hayalini kurduğunuz mesleği mi yapıyorsunuz?




Türkiye'deki eğitim sistemi buna çok uygun değil. Ben kişilik envanterine en uygun mesleği yapıyorum. Bende dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var. Bereket ıq'um biraz yüksek olmasına bağlı olarak aynı anda birden çok işi yapabilme yeteneğine sahibim. Dolayısıyla bu yeteneğimi kullanarak 10 şirkete birden yatırım yaparak onların işlerini takip etmeleriyle ilgileniyorum. 2000 kişinin çalıştığı bir şirkette genel müdür yapsalar hiçbir şekilde beceremem. Çünkü kişiliğime uygun değil. Evet kişiliğime uygun bir iş yapıyorum. Yapabildiğim en iyi iş bu.




İş hayatındaki hedefiniz nedir?




Bir kere hiçbir şirkette 3 – 4 yıldan fazla kalmadığım için çocuklarıma da şu şirketi bırakıyım diye bir durumum yok. Annem babam gibi başarılı olamayacağım deyip çocuklar gitar çalıyor. Bende yedi yaşındayken faytoncu olmak istiyordum. Babam beni faytonun başına oturtuyordu, ben onu yönetiyordum. Çocuklar ufak yaşlarda bunları düşünüyor. Ebevyn olarak onların uzun vadede severek yapacağı işte destek vermeyi ve alt yapı sağlamayı düşünüyorum.




Gelecekteki hedefleriniz neler?

İç güdülerim çok önemli, iç güdülerimi oluşturan bilinçaltımdaki bilgi çok yoğun. Bir şeyi gördüğüm zaman üzerine atlıyorsam mutlaka bir şey vardır. 50 tane şirketim olsa ne olur? Cari açık katili olmak istiyorum. Bu ülkenin bütçesinin % 3ünü sağlayacak bir değer yaratmak uzun vadede hedefim. Kişisel hedeflerin ötesinde ülkeme destek olacağımı düşünüyorum.




Siyasi arenada Türkiye'yi takip ediyor musunuz?




Çok yakından takip ediyorum. Ortadoğu'yu çok iyi biliyorum. Büyük eniştem Filistin - Mısır Büyükelçisi. Dış politikanın gittiği yeri iyi biliyorum. Türkiye gelecekte yükselen bir değer olabilir. En azından bu değere katkıda bulunan bir insan olabilirim.




İş dışındaki zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?




Çocuklarla spor yapmak, sinemaya gitmek, bisiklete binmek, hep beraber yemeğe gitmek hoşuma gidiyor. Yılın 120 günü ülke ve şehir dışında oluyorum. Bence anne baba olarak birlikte geçirilen sürenin çok olmasından yana, yoğun olması önemli. Yeteri kadar hayatlarına katkıda bulunmaya çalışarak dengeliyorum. İş için aileyi ihmal eden bir baba değilim.




Çocuklarınıza karşı nasıl bir babasınız?




Çocuklarla baba gibi değilim. Arkadaş gibiyim. Her türlü şakayı yapıyorlar. Baba nasıl olsa her şeye 'Evet' diyor. Evde patron annedir, kararları o verir. Çocuklarla arkadaşlık muhteşem bir duygu.




İş hayatında olmazsa olmazlarınız nelerdir?




İş hayatında, bir iş insanının prensibi yoktur. Tabii ki ahlaki sınırlar koşulunda... Amerika'da iş yapmayı düşünmezken şimdi orada fabrika kuruyorum. Her 4 yılda bir büyük ölçekli iş üretiyorum. Doğurganlığım 4 yılda birdir.




Türkiye'nin bu seneki ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?




Benim yatrımlarım ekonomiden etkilenmiyor. Yatırım yaptığım şirketlerin çoğu 'double deep' dediğimiz ekonomi yere de değse satışları hiç azalmayacak alanlar. Önümüzdeki dönemde iç talebin zayıflayacağını görüyoruz. Kriz olarak algılanmak çok yanlış. Türkiye'nin kriz etkisinde olacağını asla düşünmüyorum. Yurt dışında krizde olsa Türkiye bunu yaşamayacaktır. Türkiye'deki işsizliğin kısa dönemde çözüleceğini düşünmuyorum. Ben Türkiye'nin önünü açık görüyorum. Cari açığı düşürecek önlemler alırsak 2023 hedeflerine çok net ulaşabiliriz.




İş hayatına yeni atılan gençlere neler tavsiye edersiniz?




Türkiye'nin girişimcilere ihtiyacı var. Tek başına bakkal dükkanı açanla, benim gibi sıfırdan başlayıp, 19 ay içinde milyar dolar değere ulaşan bir şirket yaratma potansiyeli olan insanı aynı potada değerlendiriyoruz. Ben bir kobi girişimcisi olarak, kobi desteği almak istesem aynı desteği alırım. İçinde girişimci ruhu olan gençler, Türkiye'yi değiştirebilir. Genç yaşta risk alınacak, hakikatten inancınız doğrultusunda inandığınız konuya yatırım yapın. T tipi insan olarak kendinizi yetiştirin. Bir konuda kendinizi yetiştirin ama her konuda bilginiz olsun. Çünkü bundan sonraki dönemde, birden fazla işi yapabilecek kapasitede eleman alımı söz konusu olacak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR