Yasemin Kamhi, resim sanatını icra eden cemiyet hayatının ünlü ismi... Tablolarıyla, her sanatsevere ulaşmayı hedeflemiş ancak belli bir kesime değil.... 'Tablolarımı herkes görsün diye halka açık bir sergi istiyorum' diyen Yasemin Hanım, pandemi döneminde resim yapmaya daha çok ağırlık vermiş. Sosyal medya üzerinden kendisine ulaşılması ve tablolarına sahip olunması bir o kadar mümkün... Biz de HT Kulüp olarak Yasemin Kamhi'yi evinde ziyaret ettik.
Röportaj:Aybala YILDIZ
Yıllar boyu kişisel gelişim adına birçok eğitim aldınız. Hayatınıza ve ruhunuza kattıklarından bahseder misiniz?
Yapım gereği, hayatın bana bahşettikleri için hep teşekkür eden, mümkün olduğunca hayata pozitif bakan, insanları iyi yanlarıyla kabul etmeyi seven bir insanım. İçsel yolculuğumda edindiğim deneyimler, beni yaşamında ve kişisel iletişiminde çok daha dengeli, manevi açıdan da çok daha huzurlu kıldı. Bu alanda çok fazla eğitim aldım, eğitimlerle beraber çok da okudum ve anladım ki, insan içinde ters giden ne varsa, onları düzeltebildiği kadar iyileşiyor. Bunu öğrenmek zaman aldı ama bu yolculuğun en büyük katkısı da bu oldu galiba.
Resim yapmaya nasıl başladınız? Sanat sizin psikolojinizi ne yönde etkiliyor?
Çocukluğumdan beri güzel resim yapan biriydim. Sonraki dönemlerde de hobi amaçlı desen boyama yapardım ama asıl şimdiki resim yolculuğumun başlama nedeni, kendimi iyileştirmekti! Bir gün bir baygınlık geçirdim. Bana ruhumun bedenden ayrıldığını söylediler. Dört gün yoğun bakımda kaldım ancak bir şey bulunamadı. Çok uzun bir baygınlıktı, tüm reflekslerim durmuştu. Maddi hayattan kopmuştum. Nedenini anlamaya çalışırken, gittiğim doktor dışarıda olmamın tehlikeli olabileceğini söyledi. Bu bende müthiş bir panik duygusu yarattı. Bu panik atak yüzünden bir sene evden çıkamadım. Bu evde kalma sürecinde içimden bir ses resim yapmamı söyledi. Evdeki resim kitaplarına bakarken, akrilik tekniği ile ilgili kitaplar aldım kendime. Bu kitaplardan işin tekniğini taklit ede ede öğrenmeye çalıştım. Sonunda bu taklitlerden sıkılınca, ruhumun götürdüğü yere gidip, serbest çalışmaya, daha soyut resimler yapmaya başladım. Resim, bana çok iyi geldi, sıkıntılı süreci atlatmamı sağladı. Uzunca bir zaman resim yaptıkça yaptım, yaptıkça da daha çok yapasım geldi. Önce aileme, çocuklarımın arkadaşlarına hediye ettim. Bir dönem ara vermiştim ama pandemi dönemi başlayınca, “Yasemin madem kurallara uyuyorsun ve hep evdesin, öyleyse resme geri dön bakalım” diyerek, tekrar tuvalin başına geçtim. O gün bugündür ruhum ne istiyorsa, hangi renkleri kullanmamı istiyorsa, onu tuvale aktarıyorum.
Sanatseverler eserlerinize nasıl ulaşabilir?
Çeşitli galerilerde resimlerim sanatseverlerle zaman zaman buluşuyor. İçimde öyle çoşkun bir resim yapma isteği var ki, sürekli renklerle hemhal olasım, tablo yapasım geliyor. Resimlerime ulaşmanın ve satın almanın en kolay yolu; Instagram’daki sanat sayfamdan bana ulaşmak.
Amacım, resimlerimden gelir elde etmek değil, beni bu kadar mutlu eden resmin insanlara da yaşam enerjisi vermesi olduğu için çok uygun fiyatlarla satışa sunuyorum. Verdiğim emeğin karşılığını almak harici bir maddi derdim olmadığından tablolarım çok ulaşılabilir.
Mesela, bir sanatsever benden bir tablo aldı. Sürekli bana yazıyor ve “Her baktığımda bir başka renk görüyorum” diyor: Bu hisse maddi bir karşılık biçmek mümkün mü?
'TABLOLARIM BAKANLARIN İÇİNİ ISITSIN'
Resimleriniz, sanatseverlerde nasıl bir etki bıraksın istersiniz?
Açıkçası, resimlerime bakanlar teknik açıdan ne muhteşem, bu ne ustalık gibi büyük sözler sarf etsin istemem. Bir tabloma baktıklarında, içlerindeki sevgiyi harekete geçirsin, kullandığım renkler kalplerinde güzel duygular uyandırsın, içlerini ısıtsın isterim.
Pandemi dönemi sizi nasıl etkiledi? Sanatsal yönde artısı oldu mu?
Pandemi hepimiz için zorlu bir süreçti, resimse benim bu süreçle baş etmemin bir yolu oldu. İyileştim, renklerle uğraştıkça resimlerim aracılığı ile insanlara ulaşmak, hayatlarına renkleri dâhil etmek istedim. Belki pandemi sayesinde resme hak ettiğince vakit ayırabildim, ortaya çıkan eserlerimi insanlarla paylaşmak için cesaretimi toplayabildim.
Kızınız Melda Kosif de resim yapıyor. Onun çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Hem Melda hem Lara sanatla uğraşıyor. Sanat tutkusu tüm ailemiz de var, kızlarım bu konuda çok başarılı. Melda’nın resimlerini hiçbir şekilde kendi tablolarımla kıyaslayamam bile. Onun kendine özgü bir tarzı, oturmuş bir çizgisi var. Çok güzel buluyorum. Lara ise dijital sanat ile uğraşıyor, ayrıca yönetmen. Yurt dışından ödül aldı klip çalışmalarıyla. Gerçekten bakıyorum da, hem Melda hem de Lara’nın on parmaklarında on marifet var, sanata yönelik ilgi ve başarıları var.
'EVLİLİK SABIR İŞİ'
Cefi Bey ile yıllara dayanan mutlu bir evliliğiniz var. Dengeli bir ilişki kurmayı nasıl başardınız?
Bir şey diyeyim mi, ben evliliğin öncelikle sabır işi olduğuna inanıyorum. Uzaktan göründüğü gibi çok mutlu bir aile, kadın kocası tarafından el üstünde tutuluyor ya da karısı kocasına iyi davrandı diye bir şey yok. Bunlar vitrinin gözüken tarafı. Hayatın içinde olduğu gibi evlilikte de münakaşalar var, hayal kırıklıkları var, üzüntüler var. Sabır olursa devam ediyor, olmazsa etmiyor.
Kızınız Melda Kosif ile birlikte yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler var mı?
Kızlarım aynı zamanda benim en iyi dostlarım. Onlarla hayatta bize keyif veren şeyleri yapmayı seviyoruz. Pandemi izin verse, hem kızlarım hem de torunlarımla neler yapacağız neler! Melda ayrıca benim içsel yolculuklarımı, hayat öğretilerimi de paylaştığım evladım.
'İSYAN ETME ARZUM KALMADI'
Hayatta yaşadığınız haksızlar karşısında isyan ettiğiniz oldu mu? İlahi adalete inanır mısınız?
Benim hayatımda artık ne, ne için gibi sorular anlamsızlaştı. Artık çok daha teslimim, tevekküllüyüm. Kızgınlıklarım geçti, isyan etme arzum yok oldu.
Ruhunuzu beslemek ve iyi hissetmek adına neler yapıyorsunuz?
Resim yapıyorum, yaptıklarımı, ruhumun renklerini tuvale döküyor, insanlarla paylaşıyorum. Bana iyi gelen renkler, başkalarına da iyi gelsin, onların hayatlarına, evlerine dokunsun istiyorum. Herkesin hayatında resim ya da bir başka sanat dalı olsun, sanat ruhumuzu beslesin, bizi değiştirip dönüştürsün gibi bir hayalim var. Bunlarla ilgilendikçe, manevi olarak besleniyor, gelişiyor, dönüşüyorum.
Pandemi döneminde kendi adınıza çıkardığınız en önemli ders neydi.?
Açıkçası, bu dönemde sıkıldım diyemem. Ben kendimi resimle yeniden rehabilite ettim, ruhumu iyileştirmenin yolunu resimde buldum. Pandemi bana asıl küçücük bir şeyin dünyanın seyrini nasıl değiştirebileceğini gösterdi. Bu yönüyle bana öğretiden çok üzüntü verdi. İyileşenler ya da hayatını kaybedenler bir yana, beni asıl çocukların geleceği için üzüp endişelendirdi. Okuldan uzak kaldılar, hayatları aksadı. Onlara diyorum ki, “Yarın torunlarınız olduğunda ben bunlara tanık olmuştum diye anlatacaksınız.” Ancak böyle bir avuntu olabilir, yoksa çok kolay bir süreç değil insanlık için.
Hayattaki en büyük zenginliğiniz nedir?
Kimi zaman yıpransam da, insani duygularımı ve sevgiyi kaybetmemiş olmak. Ayrıca, ailem ve elbette dünya tatlısı torunlarım.