Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği için canla başla çalışan Neşe Gönül, Melisa Mutlu ve Monik İpekel, ellerini taşın altına koyarak müthiş bir sosyal sorumluluk örneği sergiliyorlar. Haftanın belirli günleri Mecidiyeköy'de yer alan derneğe gelerek hem görme engelli çocuklarla vakit geçiriyorlar hem de ailelerine bir nebze olsun destek oluyorlar. Dernek için yeni projeler üretip fon sağlamaya çalışmaları ise ayrıca bir teşekkürü hak ediyor. Onların en büyük mutluluk kaynakları dernekte ücretsiz eğitim alan çocukların yüzlerindeki mutluluğu görmek ve ailelerinin yaşadıkları sıkıntıları bir nebze olsun hafifletmek... Minik yüreklere gelecek olursak, her biri özel hocaları eşliğinde bilgisayar, daktilo ve okuma kursları alıyor. Her biri hayata sıkı sıkıya bağlı, her biri hepimizden çok görüyor... Biz de HT Kulüp olarak bu kadar yararlı bir derneği merak ettik ve derneğe gönül veren hanımlarla sohbet ettik.
Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN
Fotoğraflar: Mertcan DEMİRDÖĞEN
Sırasıyla sizleri tanımak istiyorum. Dernekle yollarınız nasıl kesişti, dernekteki görevlerden bahseder misiniz?
Neşe Günül: Parıltı Derneği’nin Başkan Yardımcısıyım. Başkanımız Hale Bacakoğlu. Yeğenim görme engelli ona olan düşkünlüğümle ve bağlılığımla birlikte bu derneğe gönül verdim. Kurulduğu günden beri dernekteyim. İlk seneler daha uzaktan ilgileniyordum ama 6 senedir tamamen aktif olarak çalışıyorum.
Monik İpekel: Dernekte görev alma sebebim; bir an gözünüzünü kapayın ve kapalı bir gözle yürümeye çalışın veya keşfetmeye çalışın bunun ne kadar zor olduğunu hepimiz anlarız. Ben burada en zor olanı başaran çocuklar tanıdım. Görme engelli çocuklarımız burada kendi hayal dünyalarını en iyi şekilde geliştiriyorlar. Benim için burdaki çocukları gördüğüm zaman etkilenmemek elde değil. Çok zor olanı yapıyorlar, hatta bir kızımız Microsoftta büyük bir başarı elde etti. Bütün bunları gördüğünüz zaman gerçekten yardım etme heyecanınız hep dorukta oluyor. Biz burada birkaç tane çocuğa hayallerini, hislerini birazcık daha fazla verebiliyorsak ne mutlu bize. Beni burada tutan şey, en başta tabiiki çocuklar. Burada çocukları için emek harcayan bütün annelerin ellerinden öpüyorum. Gerçek insanlar, gerçek kalplerdir. İşleri çok kolay değil, o anneler olağanüstü yürekli annelerdir. Biz görüyorsak onların kolu kalbi olalım, yapılması gereken bir şey varsa onlara destek olalım, tekrar tekrar o anneleri düşünelim.
Melisa Mutlu: Yaklaşık 3-4 senedir Parıltı Derneği'nin faaliyetlerine katılıyorum. 1 senedir de Yönetim Kururulu'ndayım. Beni de vuran nokta çocuklardı. Malasef topluluğumuzda engelli olan bireyler toplum dışına itilebiliyor. Ama onlar eğitildiği zaman neler yapılabileceğini gördüm. Biz bu faaliyetle elimizden geldiği kadar bu çocuklara ulaşıp topluma kazandırılmasını, çocukların hayallerini biraz da olsa gerçekleştirmek amacıyla burdayız. Sadece kendi çocuklarımız değil, dünyaya gelen her çocuk özeldir. Onların yetişmesinde biraz da olsa katkımız oluyorsa ne mutlu bize.
Neşe Hanım'a dönmek istiyorum, derneğin bir de farklı bir özelliği var. Görme engelli çocuklarının aileleri tarafından mı kurulması… Derneğinizde şu an kaç çocuk var?
N.G: Evet, derneğimiz tamamen görme engelli çocukların aileleri tarafından kurulmuştur. Sonra ben ve arkadaşlarım tamamen destek olduk. Tam 11 senelik bir dernek. Biz burda her ay yaklaşık 180 çocuğa ulaşıp eğitim verebiliyoruz. Tüm Türkiye’den de bize 700'e yakın çocuk ulaştı. Bu çocuklarımız güzel bir eğitim aldıkları zaman hayata güzel başlayarak devam edebiliyorlar. Bizim kuruluş amacımızın en büyük özelliği de çocuklarımızı kaynaştırma okullarına hazırlamak ve oralarda okutmaktır. Bütün çocuklarımız kaynaştırma okullarında gören çocuklarla beraber okuyorlar. En büyük başarı da bence budur. Bazı çocuklarımız bazı okullarda birincidir. Çok güzel üniversiteleri dereceyle kazanıp şu an da okuyan çocuklarımız var. Microsoft'ta çalışan öğrencimiz ilk mezunumuz ve gurur kaynağımızdır. İnşallah başarımızda devam etmeyi ve çocuklara uzun süre eğitim vermeyi planlıyoruz.
Görme engelli çocukları sosyal, iş ve özel hayata kazandırıyorsunuz. Bu anlamda buradaki faaliyetleriniz nelerdir?
N.G: Bizim buradaki faaliyetlerimiz çocuklarımıza bilgisayar, matematik eğitimleri veriyoruz. Okulda yetemedikleri bölümleri burada tamamlamaları için çalışıyoruz. Okuldaki bütün derslerin burada yan eğitimini alabiliyorlar. Çünkü çocukların dışardaki hayatlarını sürdürmek için bazı eğitimlere ihtiyaç duyulabiliyor. Mutfakta eğitimlerimiz de var. Çocuklar kendileri yaşayabilecekleri şekilde mutfak aletlerini kullanabilme derslerimiz var. Aklınıza gelebilecek normal hayattaki her şey burda bire bir veriliyor. Bizim görme engelli olupta onun yanı sıra çok engeli olan 30 çocuğumuz toplamda ise 180 çocuğumuz var. Randevuyla gelip eğitim alabiliyorlar.
Aileler sizi nereden buluyor, nasıl iletişime geçiyorlar?
N.G: Aileler bizi genellikle tesadüfen buluyorlar. Bir de görme engelli raporu alan çocuklar da buraya gönderilebiliyor. Okullar, öğretmenler ve internet vasıtasıyla ulaşabiliyorlar. Aileler bizi bulmak istediklerinde www.parilti.org.tr’den bize ulaşabilirler.
Monik Hanım, fon olarak dernek nasıl ayakta duruyor, nerelerden besleniyorsunuz? İnsanlar size hem maddi hem de manevi anlamda yardım etmek isteseler neler yapabilirler?
M.İ: Bir derneğin ayakta durup, ilerleyebilmesi için güven vermesi lazım. O güveni de devlete ait bir kuruma bağlıysa, elbette ki dernek çok daha ciddi bir anlam kazanıyor. Bu derneğin de bağlantısı Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Ben buradan devlete teşekkür etmek istiyorum. Buranın varlığının sürdürülebilmesinde ciddi şekilde destekliyor. Fakat devlet her şeye yetişemez. Ben buradan imkanı olan ve yardım etmek isteyenlere sesleniyorum. 1 liralık da olur… Buraya gelip bir kalem bile hediye etseniz makbüle geçer. Bizler yardımsever insanlarız. Hepimiz torunlarımıza ve çocuklarımıza temiz bir isim bırakmak için derneklerde koşturma içindeyiz. Benim torunum kendine göre kermeslerde satışlar yapıp engellilerimiz için 650 tane baston yaptırdı. İmkanı olan herkese tavsiyem şu, eğer çocuklarınıza güzel örnekler bırakmak istıyorsanız lütfen nereye hangi derneğe olursa olsun mutlaka bi şekilde yardım elinizi uzatın. Biz kendimiz tanıtmak için çırpınıyoruz. Arzu edenler buyursun her zaman gelsinler. En azından bize gönül desteği olsunlar, bizi bölmesinler. Çünkü biz gönüllüyüz.
Bu süreçte çocukların da belli bir psikolojik desteğe ihtiyacı var ve en büyük yükü taşıyan ailelerin de yönlendirilmeye ihtiyacı var. Siz dernek olarak bunu üstlendiniz mi?
M.M: Buradaki en önemli nokta zaten ailelerdir. Aileler buraya gelip ulaşmak istediklerinde en büyük yükü aileler taşıyorlar. Annelerle tanışıyoruz, her şeylerini bırakmış çocuklarıyla beraber buraya gelip bekliyorlar. Onlar için bu hiç kolay olmayan bir şey. Büyük bir sevgiyle, umutla kucağınıza aldığınız çocuğunuzu bir zaman sonra engelli olduğunu görüyorsunuz ve maalesef ki göremediklerini fark ediyorsunuz. Bu ailelerinde tabii ki psikolojik olarak desteğe ihtiyacı oluyor, biz bunu belli ölçülerde vermeye çalısıyoruz.
N.G: Yeni doğmuş bebeğinin görmediğini fark ettiği zaman aileler önce hayal kırıklığına uğruyorlar. Bizim burda psikologlarımız var, onların yardım ve desteğiyle nasıl bir yön çizeceklerini en başından anlatıyolardır. Aileler de bunun bilinciyle evde de devam edilen tedavi süresini ilk etapta burada öğreniyorlar. Anneler zaman içinde bilinçlenip öğretmenler kadar çocuklarına burda destek olmayı öğreniyorlar.
Şu anda derneğinizde en önemli eksik nedir?
N.G: Aslında her şeyimiz var ama daha da çok olabilir. Daha çok çocuğa daha iyi imkanlarda hizmet verebiliriz. Bilgisayarlarımız daha güncel, yeni modeller olabilir. Ancak size bağışlanan bilgisayarlarla bellirli bir miktarda bazı hizmetleri sunmaya çalısıyorsunuz. Yeni aletler çıkabiliyor. Çocuklar altı nokta kullanıyorlar ve çok çabuk bozulabiliyor. Biz bunları birçok çocuğumuza bağışladık. Alttan gelen küçük çocuklarımızda olunca, tabiiki sürekli eksiklerimiz oluyor.
Derneğinize başvurulduğundan, başvuran ailenin maddi durumuyla ilgili bir araştırma yapıyor musunuz?
N.G: Maddi anlamda hiçbir beklentimiz yok ailelerden. Görme engelli her çocuğumuz buradan eğitim alabilirler. Burda herkese kapımız açıktır.
M.M: En önemli kriterimiz özellikle görme engelli olmasıdır. Elimizden geldiği kadarıyla elimizdeki fonlarla ve aletlerle kapımızı çalan her çocuğa yardım etmeye çalışıyoruz. Her gün bir sürü eksiğimiz oluyor, en önemlisi kitaplar. Kitapların çevrilmesi görme engelli çocuklar tarafından okunması bile bizim için çok önemli bir kaynaktır. Çünkü bir çocuğun kitap okuması bir kademe daha ufkunu genişletir. Tabii ki bu kitapları çevirmek emek istiyor, bunları ne kadar çocuklara dağıtırsak çocuklarımızın da o kadar zihni açılır.
M.İ: Buraya bir çocuk geldiği zaman onun ailesinin maddi durumuna bakılmıyor. Çocuk ailesi tarafından getiriliyorsa bir umut için geliyor ve eğer onu verebiliyorsak, ona yakın bir bilgi olarak yükleyebiliyorsak biz vatandaşlık vazifesi olarak ufak bir şey yapmış oluyoruz.
Derneğinizde gerçekten çok duygusal bir ortam var. Birebir yaşadığınız diyologlarda sizi etkileyen olaylar oldu mu?
N.G: 2 sene önce görme engelli çocuklarımızla bir tiyatro çalışması yaptık. Çocuklar 8-9 ay bu çalışmaya hazırlandılar. Onları sahnede izlerken inanılmaz mutlu oldum ve duygulandım. Anladım ki bu çocuklar eğitim aldığı sürece her şeyi yapabiliyorlar. O an karar verdim ki Neşe yoluna devam et, asla kimse seni durduramaz.
M.İ: Buradaki çocukların bir özelliği var, merhaba diyorsunuz hemen teşekkür ediyorlar. O kadar da çok sosyaller. Hepsi sevgi yumağıdır. Biz onları engelli olarak görmüyoruz, onlara melek diyoruz. Bizi en çok etkileyen onların terbiyesi ve sevecenliliğidir. Her şeye açıklar.
M.M: Ben burada çocukların en çok ne kadar hayat dolu olduklarını görüyorum. Hayata o kadar saf ve güzel bakıyorlar ki... Burada gördüğünüz yeni doğan ve 16 yaşındaki çocuklar var onların hayattan aldıkları zevki görünce sanki biz onların yanında engelli kalıyoruz. Onların hayat sevincini görünce insan önce kendinden utanıyordur. Ne kadar bu çocuklar böyle hayata bağlıysa, bizim hiç bir şeye üzülmemiz gerekiyor. Aslında biz engelli onlar engelsizdir.