Malumunuz son yıllarda yapımcılar, yönetmenler, oyuncular bir kara mizah peşinden gidiyor ve biz izleyici de peşinden sürüklemek istiyor..

Ben iyi bir izleyici olarak pek kara mizahçı değilim.

Sevmiyorum bu tarz yapımları.

En son “9 kere Leyla’yı izleyip “Aman Allah’ım neden biz izleyiciyi hiç düşünmüyorsunuz” diye isyan ettiğim doğrudur.

Ve ardından “Azizleri”de de aynı duyguya kapıldım.

Biz bazı izleyiciler böyle yapımları sevmiyoruz doğrudur.

Ancak bu güzel oyuncuların hatırına izliyoruz zorla da olsa.

Çünkü oyuncular gerçekten şahane.

Haluk Bilginer’i izlemek harika bir duygu. Ötesi yok.

Engin Günaydın’ı acayip özlemişim.

Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’in mini rolüne bayıldım. Onları birlikte görmek çok hoşuma gitti.

İrem Sak’ın donup kalmasını da sevdim.

Ve en çok canavar yeğen Göktuğ Yıldırım’a bayıldım. İnanılmaz bir yetenek geliyor. Hazır olun derim.

Ve sonuç: “Çok beklentiye girmeden izlemek gerek”

Çok beklenti içinde olursanız üzülürsünüz.

Erkek yalnızlığı

Filmin ana teması “Yalnızlık” ve aslında erkek yalnızlığı efendim.

Hani kadınlar için hep “Kadınlar yalnız kalır” algısı vardır ya.

Aslında erkekler yalnız kalmaya çok müsait.

Çünkü kadınlar hayata daha çabuk karışabiliyor.

Daha çabuk dost, arkadaş bulabiliyor.

Yaşı ilerlemiş bir kadın kendine illa ki, bir eğlence bulabiliyor.

Ancak yaşı ilerlemiş bir erkek için bazı şeyler çok zor.

Filmde de genellikle bir erkeğin yalnızlığı anlatılıyor.

Ve aslında çok doğru anlatılıyor.

Erkekler yalnız kalınca kendine bakması için, bir yoldaş bulmak için yeniden evlenmek zorunda hissediyor.

Ve o yaşı ilerlemiş erkekle de parası genellikle kadınlar “E bu yakında ölür evi, barkı bana kalır” diye evleniyor.

Yani neresinden baksanız sıkıntılı bir durum.

Eğer sizler de şu ara “Yalnızlık” olayına taktıysanız tabii ki “Azizleri”i izleyin derim.

Sizler de benim gibi dört gözle kar bekliyor musunuz?

Son günlerde sürekli hava durumuna bakıyorum.

Ve kar yağması için dua ediyorum.

Dua ederken de, sokakta açta, açıkta olan insanları düşünüyorum elbet ama bir yanım da çocuklar gibi kar yağmasını istiyor.

Çünkü nedense bir hafta şöyle güzel mi güzel bir kar yağsa daha da hızlı şekilde tazeleneceğiz, daha da hızlı şekilde iyileşme olacak gibi geliyor.

Hani kar yağdığı zaman, kirlerin, mikropların kırıldığı söylenir ya.

İşte ben de bu yüzden dört gözle kar yağmasını bekliyor, hatta dua ediyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR