Önceki gün Yılmaz Özdil hakkında yazdığım yazı için alkışlayanlar kadar, eleştirenler de oldu.


Birçok kişiden “Şok olduk sizin böyle düşünmenize. Sizin gibi Cumhuriyet kadını nasıl böyle düşünür.


Sizin gibi Atatürkçü biri bunu nasıl yazar.


Yılmaz Özdil inanılmaz bir Atatürkçü ve Cumhuriyetçidir. Bunu nasıl göremiyorsunuz. Bizi şok ettiniz” tadında mesajlar aldım.


Şöyle ki!


Atatürk’ün kullanılmasından, PR aracı yapılmasından, her zaman rahatsız oluyorum.


Bunu kim yaparsa yapsın.


Kaldı ki: Yılmaz Özdil, Atatürk’ü yazacak anlatacak en son kişi.


Ki ben neden Atatürk’ü, Yılmaz Özdil’den öğreneyim, okuyayım.


Atatürk ilkeleri ile büyümüş ve eğitilmişseniz zaten bilirsiniz.


Onun yolunda ve ışığında ilerlemişseniz zaten gerekli kitapları okumuşsunuzdur.


Ki evimde sayısını bilmediğim kadar çok “Nutuk” kitabım var.


Hala da gördüğüm zaman alıyorum.


Onlar benim için çok daha kıymetli.


Ancak ben en çok bana gelen mesajlar arasında “Neden kitabın fiyatına takılıyorsun.


2500 TL olması mı sizi rahatsız ediyor. Onu bağışlayacak Yılmaz Özdil. Haberiniz yok mu” diye mesaj atmış.


İşte asıl samimiyetsizlikte burada bence.


2500 TL zaten çok fazla ben vermem. O ayrı ama o kitap zaten daha önceden satıştaydı.


Ve fiyatı da 45 TL’ydi.


O kitabı da almadım.


Alan arkadaşlarım oldu.


Ama ben almadım, asla da almaya yeltenmedim.


Benim en çok merak ettiğim, acaba o satılan kitapların da gelirini bağışlayacak mı?


Yoksa sadece 2500 TL’ye satılan 1881 adet kitabın gelirini mi bağışlayacak.


Sonuçta üzgünüm ama nereden baksanız samimiyetsiz kokuyor bu olay.


Ki zaten bu gelirin bağışlanma açıklanması da tepkilerden sonra gelmedi mi?


O yüzden kusura bakmayın ben Yılmaz Özdil’e çok önce inancımı, güveni mi kaybettim ki sıkı bir okuyucusuydum.


Hele ki bu olaydan sonra da geçmiş olsun.


Unutmayın güven ürkek bir kuştur.


Bir kere yuvadan uçtu mu, geri dönmesi de çok zordur.


Deliler


Berkay sessiz sedasız sözlerini Sinan Akçıl’ın yazdığı “Deliler” şarkısını çıkarttı. Son günlerde benim dilimde. Hatta her gün sayısız bir kaç kez dinliyorum diyebilirim. Tavsiye ederim. Sessiz, sakin bir şu “Deliler”e takılın derim. Bu ikiliyi unutmak gerek Adriana Lima ve Metin Hara ilişkisinde sadece Türk basını değil, Amerika basını da delirdi. Ya da Adriana Lima ve Metin Hara delirdi. Yani bu ilişki birilerini delirtti. İlişki var mı yok mu? İlişki var ama neden yokmuş gibi yazılıyor? İlişki var yok. İlişki ilişki ilişki. Adriana-Metin diye diye gerçekten aşkın ayarı bozuldu. Geçen seferde söylemiştim. Şimdi de söylüyorum. Metin ve Adriana’dan hızla uzaklaşmak gerek. Sessizce. Usulca. Ya da bu ikiliyi bir mağaraya kapatıp orada unutmak gerek. Son günlerde çok sık duyduğum - İştahım çok açık kendimi durduramıyorum. - Spora başlıyorum sonra tekrar bırakıyorum. Bir türlü konsantre olamıyorum. - Kars’a trenle gitmeyen kaldı mı? - Dubai’nin her köşesini öğrendim sosyal medya sayesinde. - Sayfama beklerim. - Serenay’ın müzikaline bilet bulamıyorum delireceğim. - Şener Şen’in oyununa bilet bulamıyorum. Kim bana yardım eder. - Yaz gelsin artık çok sıkıldım kıştan. - Yine kar yağmadı. Bir kar göremedik ya.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR