- Sinem Kobal’ın ne zaman “kadrolu gelin adayı” konumuna geçmeyi kabullendiğini merak ediyorum. Bir dönem diziydi, reklamdı herkes Sinem’i konuşurken şimdi olayı koca adayının gözünün içine bakan bir genç kıza nasıl bağladı anlamakta zorlanıyorum. Kadınların bu teslimiyet duygusunun bu çağda tükendiğine emindim oysa.




- Dün Kelebek’te Didem Soydan ve Can Bonomo’nun bir mekân girişinde çekilmiş fotoğrafları yayınlanmış, kimin konserine gelindiğine kadar her ayrıntı yazılmış. Mekân da sürekli ock’çı tayfanın takılıp gayet rahat bir şekilde eğlendiği bir yer. Görüntülenmeye kalksa kimlerin ne haberleri patlamıştı. Didem ve Can’ın fotoğraflarını görünce insana hiçbir yerde rahat yok mu diye sorasım geldi.




- Model güzelliğindeki kızlarımızın zengin ama çirkin erkeklerle evlenmesinin ardından, boşanma tarihlerinin adamın iflasına denk gelmesi tesadüf müdür? Hayır, ben zengin erkek parası yemeyin demiyorum, hobi için yine yiyin!




'Kalpleri Allah bilir'




Tesettüre girme haberi magazin dünyasına jet hızıyla düşen Burcu Çetinkaya, Esin Övet’in Söylemezsek Olmaz programına bağlanıp bir güzel konuştu. Zaten magazin gündeminde ne olup bitiyorsa hemen Söylemezsem Olmaz’a bağlanıp konuyu aydınlatıveriyorlar. Burcu telefonda “Herkesin yolculuğu kendine bu hayatta” dedi. “Kendi kendime aldığım bir karar bu, kimseyi bağlamaz” diye de devam etti. Burcu’nun kurduğu cümlelere yerden göğe kadar hak verdim ama bu konuyu sadece tesettüre girenler adına değil, aynı şekilde başı açık gezene de, mini etek giyene de anlayış göstermek şeklinde algılayabilsek ne güzel olur. İnanma inanmama, inancını yaşama-yaşamama özgürlüğü diye bir şey var. Konu başkasının hayatı olunca zamanla hepimiz ahkâm kesmeye başlıyoruz. Bundan vazgeçersek belki ortak paylaştığımız anları daha güzel hale getirebiliriz. Konuyu yine Burcu’nun söylediği samimi bir cümleyle bitireyim; “Kalpleri sadece Allah bilir.” Bize ise boş boş konuşmak düşersadece!




DERİ FUARI ÜNLÜLERİ




Perşembe günü TÜYAP’taki deri fuarındaydım. Bütün ihracat yapan markalar kendi standtlarında çoğunluğu yurtdışından gelen alıcı firmalara kendilerini beğendirmeye çalışıyordu. Adrien Brody’yi manken olarak kullanıp dünya çapında bir atağa hazırlanan Türk markası Emiliano Zapata standında Ahmet Kural’la karşılaştım. Kendisiyle tanışıp nasıl ‘İşler Güçler’ hastası olduğuma ve yeni filmlerini dört gözle beklediğime dair hayranlık cümleleri kuracaktım ki soğuk bir şekilde elimi sıkıp kafasını çevirince lafımı yutmak zorunda kaldım. Kestiği rol daha tatlıydı halbuki. Standın bir diğer ünlüsü Ali Ensar Duru ise başrol oynamaya başlayınca haftada 6 güne çıkan çalışma günlerinden bahsetti. Dizi oyuncuları bildiğin mesai yapıyor yani. Son olarak karşılaştığım Bülent Serttaş da Twitter’dan yakındı. “Bülent Serttaş’ın spor araba kullandığı bir ülkede yaşamak istemiyorum” diye yazıp sallıyorlarmış. Bülent Serttaş’ın spor arabaya binmek için ne eksiği var anlayamadım. İnsanımız kendinde olmayanı eleştirmeye pek meraklı.




Über seksi hikâyeler




Arzum Uzun, benim çok eski arkadaşım olması bir yana ilişkiler üzerine en cesur kitapları yazan bir yazarımız. Çok eskiden beri tanıdığım için kitabında kullandığı kadın modelinin ne kadarının hayal ne kadarının gerçek olduğunu kestirebiliyorum. Arzum’un hayal gücüne laf yok ama kendimden biliyorum, çatlak insanların başına çatlak şeyler geliyor! Son romanı “Süper Zeki Bir Kadının Über Salak Hikayesi” yılbaşı öncesi yeni kapağıyla yenidenpiyasaya sürüldü. “Bu benim başımdan geçen bir hikâyeye benziyor” demek ve kahkahalarla gülmek için ideal bir seçim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR