1979 doğumlu genç yönetmen Barry Jenkins'in film ‘Moonlight' (Ay Işığı), gösterime girdiği günden itibaren çok fazla ilgi çekince !f'in açılışında gösterilen filme hücum ettik tabii. Film hakkında ‘Son 10 yılın en iyi filmi' diye bir yorum okuyunca hafif bir tedirginlik yaşamıştım doğrusu. Evet sonuç olarak çok iyi bir hikâye, çok iyi bir film izledik ama hepsi bu. Film öteki olmanın zor kısmını gözünüze sokup, uyuşturucu bağımlılığının korkunç bir şey olduğunu kafanıza kafanıza vuruyor. Cinsel yönelimiyile ne yapacağını bilemeyen çocuk hikâyesini barındıran o kadar çok film izledim ki ‘Moonlight' bana pek özel gelmedi. 1995 doğumlu Ashton Sanders'ın oyunculuğu ise yanıyor. Beklentinizi yukarı çekmeden giderseniz uzun süre etkisinde kalabileceğiniz bir film.




Beren'in çakma alkışları




Geçtiğimiz pazar HT Masa'da çok fazla konuşulan bir elbise vardı: Beren Saat'in GQ Men of The Year gecesinde giydiği yeşil elbisesi. Elbise o kadar övüldü ki asıl sahibine ayıp olmuş gibi geldi bana. Elbisenin orijinali Altın Küre gecesinde Hailee Steinfeld tarafından giyilen bir Vera Wang tasarımı. Gerçekte kolları tülle kaplı ve lavanta rengi olan kıyafetin kollarındaki tüller atılıp rengi yeşil yapılarak Türkiye'de kral olacak bir kıyafet yaratılmış. Türk tasarımcılarının kopyaladıkları kıyafetlerden biri daha anlayacağınız. Benim bu konuda merak ettiğim, starlar bizim tasarımcılara terzi gibi mi davranıyor? Dergi sayfasından kopardıkları kıyafeti tasarımcılara götürüp, "Ben bunu giymek istiyorum tatlım bana bunu diker misin" mi diyor? Yoksa tasarımcılarımız Fashion TV izleyip gözüne kestirdikleri kıyafetleri aşırarak koleksiyon mu oluşturuyorlar? Ben cevabı biliyorum da ortaya soruyorum.




Her şey zenginler için




DÜN Habertürk Ekonomi'de bir haber vardı: Türkiye'de sanat bedavaysa gençler, paralıysa zenginler içindir... Meltem Ersoy'UN IKSV'nin yayınladığı toplumun kültür ve sanat faaliyetleriyle ilişkisini ortaya koyan raporuna göre, tiyatro ve konsere alışkanlığımız yerlerde. Sadece %20'miz bilet satın alarak etkinliğe gidiyormuş. %70'imiz ise hiç etkinliğe katılmıyormuş. Sanat zenginler için yapılan besleyici bir aktivite haline geldiyse geri kalanlar ne yapacak merak ettim. Atamız ne demiş: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir!" Rapordan anladığımız kadarıyla kopmak üzere olan hayat damarlarımızdan biri hakkında yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Bu konunun bir an önce ciddiye alınması hepimizin yararına.




Şehrin ‘!f' hali




İSTANBUL'DAKİ !f Film Festivali aktiviteleri de filmler kadar ilginç. Cumartesimiz pek keyifli geçti bu yüzden. Before Sunrise'dan sonra hastası olduğum ve son olarak ‘Boyhood'da herkesi nakavt eden yönetmen Richard Linklater'ın yeni filmi ‘Eveybody Wants Some'ı izledikten sonra Babylon Bomonti'deki !f Music açılış partisine gittim. Prag'da yaşayan video sanatçısı Orkhan Mammad açılış gecesi için gelip Tolerance Break grubu sahnedeyken görsel sanatını konuşturdu. Ardından sahne alan Jakuzi ise indie semalarında dolaşan yeni sayılabilecek Türk grubumuz olarak gençleri eğlendirdi. Eğlenmek derken, !f partisi ile fark ediyorum ki dans edilip çıldırılan partiler bardak oldu galiba. Şimdiki gençler sadece dinliyor ve konuşuyor. 26 Şubat'taki Gökkuşağı Partisi de bu kafada geçerse bir devir kapandı diye hiç utanmam oturur ağlarım.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR