KÖŞE yazarlarımız son dönemde yazılarına, ne kadar iyi niyetli olduklarını göstermek için, "Aslında homofobik değilim ama..." cümlesini eklemeye başladı. Normal şartlarda insanların cinsel yönelimleriyle bir alıp veremedikleri olmadığını söyleyen köşe yazarlarımız, homofobik değiller ama Kerimcan Durmaz'a takmışlar mesela. Alt beyinlerinde yatan homofobinin farkında bile değiller. Kafalarına oturttukları gay imajının dışına çıkılmamasını, gaylerin de tek tip olmasını istiyorlar. Feninen olup, bel altı espriler yapan kesimin cinsel tercihlerini ayaklar altına alıp ucuzlattığını bile düşünüyorlar. "Kadın kahkaha atmasın" kafasıyla aynı ayardalar aslında. Güç aldıkları mesele de sosyal medya fenomenlerinin hiçbir işinin olmaması! Yani bu gençler her hafta binleri kulüplerde bir araya getirip eğlendiriyorlar ama yazarlarımıza yetmiyor. Eğlencesini bilmedikleri, hayatları boyu bir kere bile izlemedikleri insanları eleştirmeye bayılıyorlar. Homofobik değilim sözünü de ekleyerek aşağılamaya bayılıyorlar. Abilerim ablalarım, sizler yıllarca bu ülkede sesi olmayandan star yaratmayı, film çekemeyenden yönetmen yaratmayı başarılı bir şekilde kıvırdınız, içinde şarkıcı olmayan albümleri, içinde yönetmen olmayan filmleri bize kakaladınız. Şimdi sosyal medya fenomenlerinin insanları eğlendirmesi mi dert oldu? İnsanların eğlenmesine karışacak egoyu gidip dağlara haykırmanız gerekmiyor mu? Ortalığa bırakınca ayıp oluyor biraz. Yazımın verilere dayanan kapanış bölümünde ise bu sefer elimde belgeler var! Bir arkadaşım şans eseri aynı gün hem Demet Akalın ile hem de Kerimcan Durmaz ile ‘instastory' yapıyor. Demet'in görüntülenmesi 95 bin, Kerimcan'ınki 720 bin. Gözlerimle görmesem abartıyor diyebilirdim ama sonuç bu. Lütfen insanların eğlencesine karışmayın. Ha bir de herkesi olduğu gibi kabul edin yahu, o kadar da zor olmamalı.

‘İhanet benimle alakalı değil'

DEMET Şener buyurmuş: "İhanet benimle alakalı değil!" Topu topu üç kişinin bulunduğu hikâyede "Suç benim değil onlar yaptı" diye uzaklaşmak kadınlarımızın pek sevdiği bir hareket. Ama ihanet olayının iki tarafı var. Sonuçta evlilikte azalan duyguların sorumlusu iki kişi. Çiftler ilişkilerini birlikte tüketiyor, tek taraflı değil. "İhanet benimle alakalı değil" diyerek geri çekilmek olmaz bence. Karşı tarafı ihanete iten bazı nedenler var ve bunları görmezden gelmemek gerekir. Bizim bilmediğimiz bu nedenleri Demet Hanım bir düşünsün bence.

Saçımı süpürge ettim ben

BİR başka aldatma vakası da pazar günü Habertürk TV'de yayınlanan HT Masa'da konuştuğumuz oyuncu Burcu Binici ve Ahmet Kayakesen arasında yaşanmıştı. Hatırlayacağınız gibi Burcu Hanım, sevgilisinin kendisini aldattığını sosyal medyadan duyurup, defansa geçmişti bir şekilde. "Onun için sete yemekler yaptım götürdüm, o bana bunu yaptı" gibisinden modern bir saçımı süpürge ettim hikâyesi anlattı. İlişkinin ardından yaptığımız en büyük hata belki de bu, hesaplaşmalara girmek. Hem de tek taraflı hesaplaşmalara. Eminim Ahmet Bey o yemekleri istememiştir, Burcu Hanım içinden geldiği için yemek yapmıştır ama ayrılık günü gelip çattığında öyle düşünülmüyor. İnsanlar birbirleri için yaptıkları fedakârlıkları, mecburiyetmiş gibi anlatıyor. İçinden gelmiş yapmışsın, sonradan dert etmenin bir manası yok ki. Aldatılmak insanın canını yakıyor, bu yüzden karşı tarafın da canı yansın isteniyor ama günümüz ilişkileri zaten kısa sürüyor. Aldatılma olmasa da ayrılık olacaktı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR