Kötü bir pazar geçirdik. Pazarların insan hayatında tatil günü olma gibi bir özelliği vardır aslında ama bu hafta hiç de öyle değildi. Sabah uyanır uyanmaz bir arkadaşımı trafik kazasında kaybettiğimi öğrendim. LGBTİ aktivistleri Boysan Yakar ve Zeliş Deniz korkunç bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Yine acelecinin biri Çanakkale’den İstanbul’a dönüş yolunda hatalı sollama yapmış ve otomobiller birbirine girmişti. Gazetelerde okuduğumuz dram dolu haberlerde bu sefer tanıdık bir isim okumak yıktı tabii. Arkadaşlarından


birinin Boysan için “Ancak bir kaza sonucu aramızdan ayrılabilirdin zaten” yazması olayı özetledi aslında. Düşüncesiz bir insan yüzünden dünya iyisi bir insan ayrıldı aramızdan. Akşama kadar zor ayılıp Cüneyt Özdemir’in 5N1K’sını izlemeye başladım. Bodrum üzerinden Yunan adalarına kaçmaya çalışan mültecilerin umuda yolculuğu bir kez de onun lirik anlatımıyla geldi önüme. Boysan’ın üzerine minik Aylan’ın gözlerimden bir türlü gitmeyen görüntüleriyle yeniden karşılaşmak mahvetti beni. “Bıktım bu Suriyelilerden” diyenlerle girdiğim ağız dalaşında onların çektiği sıkıntıları daha net anlatabilmek adına devam ettim izlemeye. Evet, artık insanlarla konuşulmuyor, ancak kavga edebiliyorsunuz çünkü. Cüneyt Özdemir’den öğreniyorum ki Suriyeliler bile kalmak istemiyor Türkiye’de. Bizim kavgamız onlara da yansıyor çünkü. Ülkenin enerjisi bozuldu bir kere, mültecilere bile cazip gelmiyor. Derken Dağlıca haberleri düştü ortaya.“Ne olur o kadar olmasın” dediğimiz yüksek kayıp sayısı dolandı ortalıkta. Bir türlü kesinleşemedi o sayı. Acımız büyüdü


de büyüdü. Çaresizliğimizi artıran bir pazar oldu toplamda. Bu pazarların sayısı artmaya başladı, en kötü tarafı da bu galiba. Çaresizliğimizin pazarı kuruldu, toplanmak bilmiyor.




Sensin vatan haini




Sosyal medyada son moda, birbirini “Vatan haini” olarak suçlamak. Oynamak da çok basit, öyle zor kurallar koymamışlar ki düşük zekâ düzeyleri de zorlanmadan katılsın. Kurallar şöyle, savunduğun ideolojiye inanmayan biri ile tartışmaya başlıyorsun ve sıkıştığın yerde büyük harfle bağırıyorsun; VATAN HAİNİ SENİ! Yani birinin vatan haini ilan edilmesi bu kadar kolay artık. Senin fikirlerine uymuyor mu, damgala! Senin fikirlerini çürütecek bir şey mi söylüyor, damgala! Siyasi bilgisi, arkadaş arası konuşmalarda kulağında kaldığı kadarıyla şekillenen, hayatı boyunca başlıklar haricinde herhangi bir gazete köşesi okumamış insanlar birbirlerine haykırıyor: VATAN HAİNİ. Güzel olanın birçok fikirle bir arada yaşayabilmekten geçtiğini, başkalarının fikrine saygı duyulması gerektiğini ne zaman öğreneceğiz acaba? İlkokulda benim babam senin babanı döver diyenler büyüdü şimdi birbirlerini vatan haini olarak suçluyor. Değişmiyor hiçbir şey. Beden olarak büyüyoruz ama kafa olarak yerimizde sayıyoruz nedense.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR