Bir basın gezisinde Fransa'nın tatlı sahil kasabalarından Les Baux de Provence'da Cosmopolitan'ın şefi Özlem Kotan ve Elele sorumlu amiri Gözde Kaynak ile yemek halindeydim. İnsanın işinin bir bölümü trendleri yazmak olunca ve yanımda da iki önemli kadın dergisinin yayın yönetmeni olunca merak etmeden duramadım, bu ara kadınlar arasında popüler şikâyet konusu neydi acaba? Hani kadın dergilerine baktığın zaman erkekleri çözmenin ipuçlarını veriyorlar ya, konu oraya gelene kadar bir şikâyet süzgecinden geçiyor olmalılar. Kadınlar bu ara neden şikâyetçi diyecek oldum, gelen cevabın "Ego" olması beni şaşırttı. Daha çok erkek dünyasına hizmet veren bir yazar olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki erkeklerin de kadınlar hakkındaki en büyük derdi ego hakkında. Erkeklerin çoğu kadınların iş dünyasında bir yerlere gelip, küçük dağları ben yarattım enerjisini etrafa yaymalarından çok şikâyetçi. Bu durumu beyan ettiğimde de "Kadınların hayata karşı bir egosu var, erkeklerin kadınlara karşı" diye bir cevap aldım. Kadınlar iş hayatında başarılı oldukça "Bunu ben başardım" kafasına girip genel olarak bir ego şişmesi durumuyla baş başa kalıyorlar. Güzel ve başarılı erkekler ise "Benden nasıl olsa çok az var, koşsunlar peşimden" tribiyle kadınlara kök söktürüyorlar belki de. İşin komiği iki cinsin de hem yalnızlıktan mustarip olması hem de farklı açılardan da olsa aynı konuya, yani "ego" meselesine takılıp kalmaları bir hayli ilginç değil mi? Bütün bunlar ilişki yaşamamak için bahane mi, sorun etmeye gerek var mı, "Ego ego" diyerek bu hayat geçer mi bilmiyorum. Her çağda bir veba olacak illa galiba, bu döneminki de hiç şüphesiz ego. Herkesin birbirinin egosundan dert yanarken kendi egosunu göz ardı etmesi de işin bana göre eğlenceli kısmı.




Taş ocağı sanatı




Provence bu mevsimde ne kadar sakinmiş, burada ne yapılır ki diye konuşurken Les Baux'da mutlaka gidilmesi gerekenlerden olarak kabul edilen Carrieres De Lumieres Müzesi'ni bulmak, yaptığımız en akıllıca hareket oldu. Eski bir taş ocağından boş kalan tarihi arazinin içine "mapping" yöntemiyle yepyeni bir dünya yaratılmış. Fonda çalan opera örnekleri eşliğinde bambaşka bir dünyanın içine giriyorsunuz sanki. Şu andan 3 Haziran'a kadar Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Raphael'in eserlerinin devasa versiyonları ile hayaller dünyasına dalmak fena keyifli. Hayatınızda harcayacağınız en akıllıca 10 Euro olacağının garantisini verebilirim.




Müziğin intikamcıları




Daha tanıtımlarından olağanüstü bir şey olacağı anlaşılıyordu zaten. Basın toplantısı yapmayı bekleyen Madonna, Beyonce, Rihanna, Jay-Z, Calvin Harris, Kanye West görüntüleri ile tanıtımları giren yeni platform Tidal, müzik sektörünü canlandırmak için yaratılmış adeta. Forbes Dergisi'nin bu güçlü ekibe "Müziğin İntikamcıları" adını vermesi boşuna değil. Tüm iddiaların aksine "Biz ürün değil sanatçıyız" detayının altını çizen Tidal'cılar aylık abonelik fiyatlarının yüksek olması konusunu da özel şarkılar, konserler yaparak kapatmaya çalışacaklar. Yaz mevsimine yetiştirilmesi beklenen Apple'ın online müzik platformu Beats'den önce ortaya çıkarak savaşa katılması bakalım piyasayı nasıl etkileyecek.











İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR