Sinemayla ilgili ilk hatırladığım şeyleri düşününce, artık iyiden iyiye bir çöplüğe dönüşen hafızamdaki onbinlerce ıvır zıvırın içinde iki küçük anıya ulaşabiliyorum. Biri 6-7 yaşlarında Gaziantep'te dedemlerin evinin damından, yandaki yazlık sinemada izlediğim Kılıç Aslan filmi diğeri ise Nakıp Ali'nin sinemasının önünde Superman için dayımla sırada beklememiz... Tahta sandalyeler, beyaz badanalı taştan sinema perdesi, teneke kova içindeki buzlar arasında satılan Portalin gazozun tadı bu iki anıyla birlikte geliyor zaten.




10-12 yaşında Çemberlitaş Şafak ve İpek Sinemaları'nda izlediğim Star Wars, Kutsal Hazine Avcıları ve Rocky'ler için hafzamı çok da eşelememe gerek kalmıyor doğrusu. Çünkü o yıllarda, kadınlardan önce, sinemaya aşık olduğumu çok iyi hatırlıyorum!




Geçen hafta IKSV'nin raporunda Türkiye'de halkın yüzde 49'unun hiç sinemaya gitmediğini okurken, her hafta sonu Şafak Sineması'nın dev solonunda, kafasını yukarı kaldırmış, gözlerini faltaşı gibi açmış, gri eşofmanıyla merdivenleri çıkan Rocky'yi izleyen çocukluğumla göz göze geldim...




'SILENCE'IN SESİNİ KESTİLER

Ben, ülkenin yarısının hiç sinemaya gitmemimş olmasına dertlenirken sosyal medyada Recep İvedik 5 filmi binden fazla salonda gösterildiği için usta yönetmen Martin Scorsese'nin 'Silence' filmine yer bulunamayıp vizyon tarihinin ertelenmesi tartışılıyordu. "İşte" diyordu insanlar Recep İvedik afişleriyle dolu sinema solanlarının fotoğrafını paylaşıp; "İşte, Türkiye'nin fotoğrafı..."




Merak ettim Silence'ın ABD'de kaç salonda gösterildiğine baktım!




Film genel gösterime 13 Ocak'ta çıkmış. İlk haftasında 1500 civarı salonda gösterilen film şu anda sadece 72 salonda seyirciyle buluşuyor. Silence'la aynı dönemde 'Karanlığın Elli Tonu' 3700'den fazla salonda vizyona girmiş. Yine Silence'tan birkaç hafta önce birkaç hafta sonra seyirci karşısına çıkan Star Wars Rogue One, Lego Batman Movie gibi filmler ise 4 binden fazla salonda gösterilmiş. Silenece'la 'gişe' filmlerinin gösterildiği salonların oranı üç aşağı beş yukarı 3'te 1'e geliyor. Scorsese'nin eleştirmenler tarafından pek beğenilmeyen, Oscar umutları fos çıkan filmi Recep İvedik olmasa ve vizyona girse kaç salonda yer alabilirdi sizce? Silnece'ın vizyon tarihinin ertelenmesi sadece Recep İvedik'e bağlamak biraz hatalı sanki!




İVEDİK'İ DÖVMEDEN ÖNCE!




Bence mesele, "Recep İvedik vizyona girdi Silence giremiyor"dan daha ciddi! Asıl kafa yormamız gereken yer ülkenin yüzde 50'sinin hiç sinemaya gitmemiş olması! Memleketin bazı kentlerinde sinema salonlarının bulunmaması.




"Ne versek seyirci yiyior!" kafasındaki bazı yapımcıların yaptığı 'kötü' ötesi filmlerin seyircileri sinemadan kaçırması.




Sinema sektörünün en büyük 20 ülkesi içinde 2014'te 15. sırada bulunan Türkiye'nin asıl kafa yorması gereken bu sıralamada nüfusu kendisinin 5'te 1'i olan Hollanda'ya neden geçildiğini sorgulamak olmalı önce!


İnsanların neden sinemaya gitmedikleriyle ilgili hafta sonu ekonomi servisinden arkadaşımız Meltem Ersoy güzel bir haber yapmıştı. Orada 4 kişilik bir ailenin bir gecelik sinema keyfinin maliyetinin 174 lira olduğu belirtiliyordu. İngiltere'de de 2015'te sinemaya gitmeyenlerin yüzde 46'sı bunun nedeninin 'para' olduğunu söylemiş.




Türkiye'de son 10 yılda sinema bilet fiyatı yüzde 87 artarken, İngiltere'de yüzde 25 artmış üstelik!


Konu uzun, bir dolu parametresi var ancak Recep İvedik'i dövmeden önce yılda bir kez sinemaya giden onda da İvedik için evden çıkan insanlar olmasa 'Türkiye'de hiç sinemaya gitmeyenlerin oranı kaç olurdu?' onu düşünmek lazım birazda.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR