İstanbul eğlence hayatı durma noktasına gelmişken, sihirli bir değnek değdi sanki... Cep telefonuma son iki haftadır yeniden, ‘Bu gece şurada sahneye çıkıyoruz', ‘Buranın açılışı var', ‘Doğum günümü şu mekânda kutlayacağım, mutlaka bekliyorum' türünde mesajlar gelmeye başladı.




Drone'la başlayalım




Cuma akşamı, bir bakayım neler oluyor dedim. Gece hayatının en eski ve sevilen isimlerinden Nedim Binler'in Karaköy'de açtığı Drone'u çok merak ediyordum, gittim. Karaköy boş gibiydi ama Drone saat erken olmasına rağmen kalabalıktı. Müzik direktörü Can Parlak da beni doğruladı, birkaç hafta öncesine göre müşteri sayısında artış olduğunu söyledi. Oradan Can'la çıkıp Binler'in diğer mekânı Nişantaşı Sess'e gittik. Saat gece yarısına gelmişti ve sanırım yanımda Can olmasa içeriye giremezdim çünkü kelimenin tam anlamıyla tıklım tıklımdı Sess.




Bir kişilik yer yok




Merak ettim, Cihangir Hazine'nin işletmecisi Zeynep Alphan'ı arayıp "Sizde durumlar nasıl" diye sordum. Zeynep dedi ki "İstersen gel, gözlerinde gör, içeride bir kişilik bile yerim yok." Konu Hazine'den açılmışken pek yapmadığım bir şeyi yapacağım, bir restoran önerisinde bulunacağım: Cihangir Hazine bence gece kulübünde ne kadar başarılıysa, restoran kısmında iki kat daha başarılı.




Güzel şeyler de var...




9-19 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek 67. Uluslararası Berlin Film Festivali'ne katılacak tek Türk filmi ‘Kaygı' oldu. Algı Ege, Özgür Çevik, Selen Uçer, Saygı Soysal ve Kerem Kupacı gibi iyi oyuncuların yer aldığı filmi Ceylan Özgün Özçelik yönetti. Festivalin Panorama bölümünde yarışacak olan film, bir medya çalışanının geçmişini araması öykünü beyazperdeye taşıyor. Filmin promiyeri 12 Şubat'ta yapılacak. Ekip, Berlin'e gitmeden once Taksim'de buluştu ve başarılarını kutladı. Gecenin en heyecanlı kişisi yönetmen Ceylan Özgün Özçelik'ti... Bu tür başarıların heyecanını çok az kişi paylaşıyor olsa da bence güzel şeyler de oluyor.




Dedikoduya son vermedeki zarafet




İnsanlar kumaşlarını nasıl da güzel belli ediyor. Misal, Farah Zeynep Abdullah. Kendisini kişisel olarak hiç tanımam ama uzaktan uzağa çok beğenir, işlerini de hayranlıkla takip ederim. Abdullah, ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem' dizisinden rol arkadaşı Caner Cindoruk ile birlikte. Abdullah'ın daha önçe yine aynı setten Metin Akgülder ile de ilişkisi olduğu, Akgülder ile Cindoruk'un da bu sebepten arasının açıldığı konuşuluyordu. Bu iddialara, kendi sosyal medya hesabından, Metin Akgülder'in, Caner Cindoruk'u yanağından öptüğü, kendisinin de bir adım önlerinde durduğu bir fotoğrafla yanıt verdi ünlü oyuncu.




İşte kalitenin gücü




Altına da, "Metin ile ben baştan beri hep çok iyi arkadaş olduk. Metin ile Caner zaten çok yakın arkadaşlar" yazmış. Söylentiler için ne hakaret etmiş ne de ayarını bozmuş Abdullah... Demek ki, kendini ifade edebilecek kelime haznesine sahipsen, kendinden eminsen, ne kadar saygı gösterirsen o kadar saygı göreceğini biliyorsan, sosyal medyanı sana ‘kalitesiz hayranlık' (bkz. Alain De Botton-Haberler) besleyen, zekâ seviyesi de koyunla eş değer olan fanlarına teslim etmezsen, işte böyle tek bir fotoğraf ve birkaç cümle ile hem saygınlığını koruyabiliyor hem de mesajını net olarak verebiliyormuşsun.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR