Modacı Barbaros Şansal'ın hepimize kendi pisliğimizde boğulmamızı temenni ettiği videoyu izlerken hayli öfkelendim...




"Sen boğul inşallah kendi pisliğinde" diyerek geçtim gittim. Çünkü ben bir yetişkinim. Eğer öfkem fiziksel eyleme giderse, ben dürtüleriyle hareket eden, beynini sadece bir organ olarak vücudunda tutan, gelişmemiş bir canlı türü olarak hayatıma devam ediyorum demektir.




Farkınız kalmadı ki...




Sosyal medyadan Şansal için linç çağrıları yapanlar -ki içlerinde çok sevdiğim arkadaşlarım da var-, Şansal'a havalimanında saldıranlar... Ne farkınız kaldı otobüste kıyafetini beğenmediği için genç kadına tekme atan meczuptan?




Şu yazıyla bir şekilde dokunabildiğim herkesin, Psikiyatr Engin Geçtan'ın 1983'te kaleme aldığı ‘İnsan Olmak' adlı kitabını altını çize çize okumasını o kadar isterim ki...




Şu günlerde ihtiyacımız olan tek şey ‘insan olmak'...




Hiciv mi bu şimdi?




İki satır da Barbaros Şansal'a... Avukatı demiş ki, "Müvekkilim hiciv yapıyordu..." Edebiyat ve sanatta bir kişi, bir olay ya da durumun iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerde eleştirildiği bir türe hiciv deniyor ve bunu da herkes yapamıyor işte...




Hiciv en başta, bir zeka, bir bakış açısı, bir duyarlılık gerektiriyor. Neyzen Tevfik'in ismini altın harflerle yazdırdığı bir ekolden bahsediyoruz.




Şansal, hiciv değil düpedüz zevzeklik yapmış...




Kimdir bu Döndü?




Aslında Ata Demirer'in yakın çevresinin bir yıldır çok iyi tanıdığı bir karakter. Ünlü oyuncunun arkadaşınız mesela, telefonunuz çalıyor, üzerinde "Cevap ver, Ata" yazıyor. Siz "Efendim Atacığım" diye açıyorsunuz telefonu ama karşınızda 60'larında Egeli bir kadın tatlı tatlı konuşuyor. Bir süre sonra kanıksıyorsunuz, aynı telefondan Ata da arayabilir, Döndü Teyze de... Siz de ona göre konuşursunuz.




Hep aralarındaydı




Ata Demirer ‘Olanlar Oldu' filmini yazmadan önce, kendi arkadaş ortamında var etmişti aslında Döndü Teyze'yi. O kadar ki bir mevzu konuşulurken "Döndü Teyze'nin de fikrini alalım" demeye kadar varmıştı iş. İşte bir karakteri yaratmak böyle başlıyor. Döndü ne yer, ne içer, nereye gider, neleri sever, nasıl konuşur, nasıl düşünür...




İşte o Ata Demirer'in ve arkadaşlarının Döndü Teyze'si, 20 Ocak'ta vizyona girecek olan ‘Olanlar Oldu' da Kaptan Zafer'in annesi...




Boşanıyorlar çünkü...




Birce Akalay ile Sarp Levendoğlu çok beğendiğim iki oyuncu. 2014 yılında, ‘Küçük Ağa' dizisinde birlikte rol alırken ilişki yaşamaya başlamış, kısa sürede de evlenmişlerdi. Şimdi boşanıyorlar...




Ne oldu peki? Aslında bu ayrılığın şifresi, evlendikleri dönemde Sarp Levendoğlu'nun verdiği bir röportajda gizli. Demişti ki:




"Yaptığımız iş; saatleri çok uzun, başka bir sektörde çalışan insanın anlayamayacağı türden zorlukları olan bir meslek. Bu yüzden birbirimize anlayış gösterebiliyoruz. Karımla çalışıyor olmaktan çok mutluyum. Yoksa görüşemezdik herhalde biz. İnsanın en çok sevdiği insanla bir arada olması çok güzel. Her zaman onun fikrini alıyorum. Ama tam olarak birbirimize 'Onu yap, bunu yapma' gibi müdahalelerimiz olmuyor. Bizim evde demokrasi var."




Hop sıradaki gelsin!




Devir değişti, dizi bitti. "Onu yap, bunu yapma" dönemi başladı ve pek tabii üzerine de görüşememek eklendi... Eğer iki insanın hayattan zevk aldıkları alanlar farklıysa, mesela, biri gece dışarı çıkmak, diğeri evde oturmak istiyorsa, biri yaz aylarını tatil yaparak diğeri çalışarak geçiriyorsa, temelin de çok sağlam değilse, yürümüyor işte...




Bu küçücük gibi görünen farklı istekler büyüyüp, içinden çıkılmaz sorunlar haline geliyor. Ve iki taraftan biri ki çoğunlukla erkek tarafı, bu sorunu çözmeye yanaşmıyorsa ayrılık kaçınılmaz oluyor.




Levendoğlu tüm yaz Datça'da kaldı, tatil yaptı, tutkunu olduğu sörfe daldı. Birce Akalay ise İstanbul'da sette çalıştı. Yaz başından beri bir araya gelmediler, sorunlarını çözmediler. Buraya kadar anlayabilirim ama durun bir, bu aceleniz ne? Daha bir tarafı bitirmeden ‘Sıradaki gelsin' diye yeni bir ilişkiye başlamak?




Levendoğlu'nun şu ‘Datça' günlerinden bu yana hayatında yine kendi sektöründen ve magazinden, aşklarıyla da çok tanınan bir başka kadının olduğu doğru.




Levendoğlu keşke evliliğine bir parça saygı duyup, en azından sonlandırdıktan sonra yeni bir ilişkiye başlayacak kadar sabırlı olsaydı...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR