Malum her pazartesi, cuma-cumartesi İstanbul geceleri diye başlıyorum yazıya. Ama bu hafta Buse kına, Neslişah nişan diye başlasam daha yerindeydi. Evet efendim bu hafta sonu bu iki etkinlik


gözdeydi. Cumaya Buse Terim’in Sait Halim Paşa Yalısı’ndaki kınası, cumartesiye de Frankie’deki Neşlişah Alkoçlar ile Engin Altan Düzyatan’ın nişanı damgasını vurdu. Cuma akşamı, Kokosh’ta asıl doğum gününü bugün kutlayacak olan Esra Erol’un yeni yaşını kutladık. Ama kimse sosyal medyaya sürekli fotoğraf yüklemedi. Hatta daha çok eğlendik diyebilirim. Ama Buse Terim’in kınasında, “Lütfen resim paylaşılmasın” dendiği halde #buseterimkınasi hastag ile 700’e yakın foto paylaşıldı. Yani Instagram’a bakan herkes kınaya gitmiş gibi oldu anlayacağınız. Neslişah Alkoçlar ve Engin Altan Düzyatan’ın nişanında herhangi bir hastag açılmadı, herhangi bir uyarı yapılmadı. 700’e yakın foto olmasa da yine çok sayıda fotoğraf paylaşıldı. Yani cumartesi günü de nişanda gibiydim. Tek fark hasta yatağımda yatıyordum. Yani diyeceğim o ki, izleri izleyen, altına yorum yapan birçok kişi evinde, battaniye altında, TV karşısında ya da herhangi bir yerde fark etmez. Aslında sizin çok ama çok içinizde. Bunu bilerek o fotoğrafları paylaşın ya da izin verin. Sonra eleştiri yapılınca, “Bana neden böyle yazıyorlar” diye hayıflanmamak gerek. Tabii hafta sonu bu iki etkinlik önemliydi ama İstanbul’un birçok mekânı da tıklım tıklım doluydu. Cumartesi çıkmamış olabilirim. Ama olan bitenden haberim var. Cumartesi, her yer cumaya göre çok daha kalabalıktı. Cuma günü Tarkan bile konserini iptal etti malum yağmur uyarısı herkesi evinde


vakit geçirme düşüncesine itti.




Rihanna final yapıcak kesin




Geçtiğimiz hafta Rihanna’nın açık fotoğraflarını Instagram yetkilileri kaldırmıştı biliyorsunuz.Takipçileri çok üzgün olsa da Rihanna’nın durmayacağını düşünüyor çok kişi. Hatta birçok kişi “Rihanna final yapacak. En olmayacak fotoğrafını da koyacak ve ‘Öyle yapılmaz böyle yapılır’ diyecek” diyorlar. Yani anlayacağınız bizim memlekette çok kişi Rihanna’yı bekliyor. Yani demem odur ki, bir fotoğraf, bir resim, bir ses kaydı kondukça daha fazlasını istiyoruz. Hep fazlasını istiyoruz. Hep daha fazlasını. Yetmiyor yetmiyor yetmiyor.




Özge Ulusoy yaza hazır




Özge Ulusoy tasarımcılık işine iyiden iyiye gönül verdi. Daha önce denim koleksiyonunu tanıtan Özge Ulusoy şimdi de plaj koleksiyonuyla görücüye çıktı. Koleksiyonunu tanıtan Özge Ulusoy gerçekten güzel mayolar, bikiniler, şortlar yapmış. E tabii benim de Özge Ulusoy gibi vücudum olsa her an o güzelim tasarımları üzerimden çıkarmam. Tabii ben böyle söyleyince Özge de “Esin’ciğim oturduğun yerden olmuyor çalışmak gerek” dedi. Haklı vallahi. Kız gece gündüz çalışıyor bir de üstüne üstlük pilates, spor hiç boş durmuyor. Her gün zaten Instagram’da koyduğu pilates fotoğraflarıyla çıldırtıyor beni. Hatta bütün fotoğrafların altına “Kıskanıyorum Özge” diye yazıyorum. Ama ben bunu yazarken oturuyorum. Yahu kıskanacağına kalk bir şeyler yapsana. Yok tipik Türk insanıyım işte oturduğum yerden çamur atmaya çalışıyorum. Efendim son yazdığım cümle tamamen mesaj yüklüdür. Lütfen ciddiye alınız. Şaka bir yana Özge’nin vücudu artık taş gibi. Öyle ki tam manken vücudu dediklerimizden.




Çok like gelmedi sıkıntısı




- Madem sosyal medyadan konuşuyoruz bazı tehlikeleren de bahsedelim. Şimdi efendim Insagram’da fotoğrafına çok like almadığı için sorun ve sıkıntı yaşayan insanlar var. Son durum aynen şöyle.




- Eskiden “Beni Twitter’da bilmem kim bu kadar takip ediyor” diyen kişiler şimdi “Instagram’da benim fotoğraflarım şu kadar like alıyor” diyor.




- Like eşittir ego patlaması.




- Sosyal medyada güçlü olmak tüm kapıları açıyor.




- ”Beni Twitter’a sokan Allah razı olsun. 600 binin üzerinde takipçim var. Kendi hesabım dışında dört tane fake hesabım var. Hiçbir gazetede yok bu tiraj” diyerek tüm reklamlarını sosyal medya üzerinden yaptığından bahseden de var.




- “Ben sosyal medyayı sevmiyorum. Çok sahte geliyor” diyerek fake hesabı olup oradan gizli gizli insanları takip eden de var.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR