Normalde cuma cumartesi memlekette herkesin evinde oturması hatta dışarıya çıkmaması gerekiyordu. Çünkü malum yeni yılı kutladık bu hafta. Salı gecesi sabahladık. Hatta çarşamba günü pazar gibi, perşembe gününü pazartesi gibi yaşadık. O yüzden de bu hafta sonu boş geçer düşünceleri gerçekten yalan oldu. Memlekette ne çok eğlenmeye doyamayan insan var maşallah. Tıpkı benim gibi. İşte ben de bu hafta sonu sanki yılbaşı yaşamamışım gibi attım kendimi sokaklara. Üstelik gün boyu “Bu hafta beni kimse çıkaramaz” sözlerini bile anında unutarak “Ben Propaganda’yı


çok özledim” sözü çıkıverdi ağzımdan. Evet evet sevdiğim mekânları özlerim ben. Geçen sene


açılan ve kısa sürede sanki yıllardır hayatımızdaymış gibi olan Propaganda da öyle benim için. O yüzden de cuma günü hem yemek yedim hem de inanın deliler gibi dans ettim. Yabancı DJ’in çok geldiği mekânda Indhira Taşpınar da müzik yapıyor. Ki bence harika çalıyor. Yani Türkçe müzik yapan mekânların çok uzağında duran Propaganda’da hiç Türkçe müzik çalmıyor. O yüzden de benim için son yılların en iyi mekânı diyebilirim. Ve kesinlikle kendinizden geçip dünyayı az biraz unutmak istediğiniz bir an varsa gidip Propaganda’da dans edin derim. Bu arada mekân ve sokak çok kalabalıktı. Arkadaşlarım Mustafa Oğuzcan ve Tolga Eroğlu ile ara ara dans etmekten yorgun düşüp soluklanmak için kendimizi kapının önüne attığımızda ise manzara inanılmazdı. Tıklım tıklım. Bu arada sokakta durup dururken ateş dansı yapan kadın ise korkulu anlar yaşattı. Kadın bir anda ateşleri yaktı ve tuhaf gösterisini sundu. İnsanlar çok tepki gösterdi tabii çünkü korkutucuydu. Bu arada ateşi söndürürken de bir küçük kendine zarar verdi diyebilirim. Tamam şarkı söyleyen, müzik aleti çalan, hatta dans eden insanları anlıyorum ama ateş zararlı. Hatta çok zararlı. Aman dikkat.




Ebru keşke devam etmeseydi




“İyi günde kötü günde”, “Her karanlığın bir sabahı vardır”, “Çocuğumun yara almasını istemiyorum” gibi ezberlenmiş, amatörce bir konuşma metni ile “O Ses Türkiye” de izleyicinin karşısına çıkıp duygularını dile getirdi Ebru Gündeş operasyon sonrası. Ama işte keşke hiç devam etmeseydi. Ben “Devam etmemeli” diyenlerdenim en başından bu yana. Ama tabii birçok kişi de benim gibi düşünmüyor. Hatta “Show must go on” diyerek Ebru Gündeş’in işini yaptığını söylüyor. Ama işte olmuyor. Geçen gün “O Ses Türkiye”ye özellikle baktım. Bakalım “Şov devam ediyor mu, Ebru Gündeş işini yapabiliyor mu?” diye. I ıh olmuyor. Reji Ebru Gündeş’i olabildiğince az gösteriyor ve Ebru Gündeş gülmemek, espri yapmamak için var gücüyle çalışıyor. Ve onu da geçtim yanında oturan üç jüri arkadaşını da farkında olmadan geriyor aslında. Ve bu durum da inanılmaz hissettiriyor kendini. Düşünsenize ne olursa olsun Hadise, Gökhan ve Murat espri yaparken daha dikkatli davranıyorlar. Espri yaparken Ebru’ya hem orada gibi hem yokmuş gibi davranmak zorundalar. Yani anlayacağınız sıkıntılı bir durum. Ama ne olursa olsun “Hepinizi seviyorum, devam edemeyeceğim” tadında bir hamle yapsa daha iyi olurdu. Ve görüyorum ki, “Şov devam etmeli” diyen birçok kişi bile bu düşünceye daha da yakınlaşıyorlar program yayınlandıkça.




Son günlerde olup biten




Yıldız Tilbe geçen akşam Twitter hesabından müziği bırakacağını açıklamış. Aman Yıldız sakın. İnşallah bu çıkışın senin diğer esprili twit’lerin gibidir. Çünkü senin şarkıların olmasa biz güzel aşkların yaşandığı hayatları nutacağız. Ekmek parası kazanmanın ne ayıbı olur ne de işin güzelliği. 90’lı yıllara damgasını vuran Grup Vitamin’in solisti Selçuk Aksoy kızı dünyaya geldikten sonra sigortalı bir işe girmiş ve stinye Park’taki Kip Mağazası’nda satış görevlisi olarak çalışıyormuş. Helal olsun. ocuklarına bakmayan, hatta döverek ölümüne sebep veren babaların çoğaldığı günümüzde Gökhan’ı ayakta alkışlıyorum. Gerçekten helal olsun. Tek şarkı yleyerek bile kendini bir şey zanneden anınmadığı halde “Ben ünlü biriyim artık her işi yapamam, sahneye çıkmalıyım” diye inat edip sürünenlere de ders olsun. Gerçekten helal olsun Gökhan. Geçen hafta Adnan Şenses’in mevliti vardı. Haberleri izlerken acayip üzüldüm. Yaşarken ustanın yanından ayrılmayan birçok kişiyi nedense hem cenazede hem de mevlitte göremedim. Netuhaftır ve ne üzücüdür. Hayat ne acımasızdır.




Eğlence demişken




-Kaprisli insanlardan uzak durun.


-Yemekten, içmekten keyif almayan insanla yemeğe çıkmayın.


-“Etraf ne der” zihniyeti olan insanlarla adım bile atmayın.


-Gece boyunca dans etmeyip etrafı kesen insanla görüşmeyin bile.


-Kıyafetinizi, söylediklerinizi, dans etmenizi eleştiren insandan “Tuvalete gidiyorum” deyip kaçın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR