Şimdi diyeceksiniz “Sana ne!” Hatta biraz ileriye gidip “Başka işin yok mu?” da diyeceksiniz. Tamam diyebilirsiniz. Hatta evet diyebilirsiniz. Ama ben sizin sözlerinizin yansıyan tarafıyım. Sizden duyduğum, işittiğim, hissettiğim şeyler yüzünden üzülüyorum. Çünkü bu evlilik hadisesi benim tanıdığım Sinem Kobal’ı derinden yaralıyor. 26 Aralık’ta kesin gözüyle bakılan düğün yine ertelenmiş. Çok fena. Gerçekten çok fena. Neden fena biliyor musunuz? Biz Türk toplumu olarak öyle yaralamaya, incitmeye bayılıyoruz ki, o yüzden fena. O mahalle baskısı yok mu? İşte o baskı içten içe farkında olmadan kemirir Sinem’in içini, yüreğini. O yüzden fena. Bana kalırsa hiç evlenmesinler, bana kalırsa nasıl mutlu olursa öyle yaşasınlar ama maalesef bana kalmıyor. Genci, yaşlısı, “Ah ah vah vah” durumunda yine düğün erteleme haberleri çıktığı gün Sinem’e karşı. O yüzden fena. Çünkü bu memlekette erkek evlenmiyorsa “Vardır bir bildiği” kadın evlendirmeye ikna edemiyorsa “Kesin Sinem birşey yapmıştır” gözüyle bakılıyor. Şimdi de en sık duyduğum “Arda İspanya’da o ortamı gördü neden evlensin ki. Orada güzel kızlar falan” sözleri havada uçuşuyor. Bunu ben duyuyorsam Sinem de kesin duyuyordur. Ve ne acıdır ki, bu sözler erkeklerden değil hep kadınlardan çıkıyor. İşte o yüzden üzülüyorum Sinem’e. Ve Sinem durumunda olan kadınlara. Bu kadar başarılı ve güzel bir kadının son zamanlarda gelen projeleri kabul etmeyip aşkının peşinden gittiği için. Bir erkeğin hayatı için kendi hayatını şekillendirdiği için.




Sosyal medya denen illet




Ah şu insanlarımız demişken. Sosyal medyada bir resim paylaşsan laf, paylaşmasan yine laf. Örnek vermek gerekirse. Dün Ata’mızı andık. Tabii herkes sosyal medyada duygu ve düşüncelerini paylaştı. Bir twit atıp fotoğraf koysan “Senin düşünceni biliyoruz gösteriş yapıyorsun” derler, paylaşmazsan “Ne oldu korktun mu hiçbir şey yazmıyorsun” diyen de var. Sosyal medyada tam bir mahalle baskısı var anlayacağınız. Bu her türlü olayda böyle. İnsanın kendi içinde, beyninde neyi düşündüğünü, neyi savunduğunu asla bilemezsiniz. O yüzdendir ki, biz insanları olduğu gibi kabul etmeye ilk önce kendi içimizde başlamalıyız. Yani ben hiç kimsenin sosyal medyada rahat olduğunu, istediği gibi resim paylaştığını, istediği gibi yazı yazdığını düşünmüyorum. O yüzdendir ki hayatlarımız hep sahte. Hep başkasınınistediği gibi şekillendiriyoruz.




ZORLU KARŞILAŞMALARI




Cuma akşamına Zorlu Ceter Morini’de yemekle başlayayım dedim. Arabadan indim ‘Beymen’ den geçeyim’ dedim Ajda Pekkan’la karşılaştım. Ajda Pekkan yeni evine yemek takımları alıyordu. Önümüzdeki hafta misafirlerini evinde yemekte ağırlayacakmış. Ardından karnı kocaman olan Demet Akalın ve eşi Okan Kurt’ la karşılaştım. Demet Akalın’a hamilelik gerçekten çok yakışmış. Herkes göz ucuyla Demet ne yiyor, ne içiyor diye onu izliyor. Gözler üzerinde. Aman Allah nazarlardan korusun.




ŞEHİRDE OLUP BİTEN




- STELYO Pipis’inde ortak olduğu Chanta ’da cuma akşamı Ömer’in sahneye erkek olarak çıkıp makyajını yapıp yine sahnede kadın olup dans etmesi çok güzel di. Yurtdışında çok örnekleri var. Memlekette de olması güzel.




- HITT Pera ’da bu hafta bu kadar şov başlamış. Mısırlı Ahmet’in öğrencileri olan darbukacı kızlar yüzlerinde maskeyle çıkıp şov yapıyor. Bende bir dönem Mısırlı Ahmet’ten ders almıştım. Mısırlı Ahmet hayranı ve darbuka âşığı biri olarak bu şova bayıldım. Kızlar DJ Mert neçalıyorsa ona eşlik ediyorlar. Süper fikir.




- TOLGA Sezgin Nu Pera’nın içinde Pop diye bir bar açıyor. Ortağıda Lastik Pabuç’ un sahibi Can Soylu olacak. Bu perşembe açılacak mekân 70 kişilik ve üç gün açık kalacakmış.


- NİŞANTASI Park Şamdan’ın barı artık Emre Ergani’ye emanet ve adı ‘The Bar’oldu. Ne zaman gitsem tıklım tıklım. Gezmeyi sevenler iyi şeyin kokusunu hemen alıyor. Mekân gerçekten çok güzel olmuş.




- BUGÜN eğlenmek istiyorsanız Beyoğlu Zarifi’de Şebnem Sönmez, Suzan Kardeş veya semin Göksu şarkıları ve müzikli kabare var. Güzel hikâyeler, anılar ve şarkılar çıkar bu sahneden benden söylemesi.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR