Meryem'den bu yana yaprak kıpırdamıyor




Dikkat ediyorum ya son haftalarda Berk Oktay'ın köpeği tarafından ısırılma ve Ebru Şallı-Sinan Akçıl aşkı haberlerini Habertürk sayfalarında okuduk. Diğer magazin servisleri de haberleri hep devam ettirdi. Hangi gazeteyi açsam, hangi televizyon programına denk gelsem bu haberler konuşuluyor. Demek ki, son günlerde magazin dünyasında yaprak kıpırdamıyor. Eylülün sinirli, gergin, karmakarışık hali magazine de yansıyor diyebilirim.Sonuç olarak Meryem Uzerli'nin acılı, sancılı, üzüntülü röportajının sonrasında magazin camiasında sular duruldu. Ve maalesef artık bu günlerde hiç Meryem Uzerli konuşulmuyor. Uzerli, Türk kadının yarayan kanasına değindi ve yok oldu gitti. O kendi hayatına, bizim yaralı Türk kadını da kaldığı yerden yaralı hayatına devam ediyor.






Ama bunların hepsi yeniyor




Dün Habertürk'ün internet sitesinde "Yatmadan önce bunları yemeyin" diye bir habere denk geldim. Tabii neler olduğunu tahmin ediyordum ama okudukça üzülmeye başladım. İlk sıralarda da makarna, hamburger, çikolata, cips, çerez ve alkol var. Ama bunların hepsi yeniyor hatta birçok kişi gece yarısı yiyor. Ben kendi gözlerimle görüyorum. Taksim Meydan'da bir sürü ıslak hamburger, döner gırla. Üstelik bir oturuşta 20 ıslak hamburger yiyen insanlara hatta kadınlara bile şahit oluyorum. Benim artık önünden geçerken bile midem bulanıyor. Hele sabahları o koku hiç çekilmiyor. Üstelik açıkta satılıyor. Acaba bu yayalaştırma düzenlemelerinde o hamburgercilere de bir şeyler yapmayacaklar mı çok meraktayım. Bildiğiniz dönerler, hamburgerler sokakta. Dışarda yapılıyor. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuyu ele alacaklarını söylemişti. Keşke Gezi Parkı'mız, o muhteşem yeşillikler sağlık deposu parkımız kalsa da o açıkta satılan sağlıksız yiyecekler yok olsa. Kimsenin buna itiraz edeceğini zannetmiyorum. Her gün önünden binlerce kişinin sokağın tozu o yemeklerin üzerinde. Hayır şimdiye kadar yediğim yemekleri düşündükçe midem inanın dünya gibi dönüp duruyor. Ben çok uzun süredir bu yasaklı yiyecekleri yemiyorum. Ama tabii her zaman yemiyorum anlamına gelmiyor. Arada kaçamak yaptığım oluyor ama sokakta toz duman içinde olan yemeklerden kesinlikle uzak duruyorum. Ama tabii bu irade meselesi. Popçu Jale'yi hepiniz hatırlarsanız. Jale mesela akşam yemeği de hiç yemiyormuş. Ben 20 yıl önce onu nasıl tanıdıysam hâlâ öyle. Hiç değişmiyor. Billur Kalkavan da öyle. Akşam yemek yemeyenlerden. Demek akşam yemeği her daim çok fazla etkiliyor bedeni, görüntüyü. Akşamcıların için kötü çok kötü bir haber bu. Sağlıklı bir yaşam için önemli. Dün Osman Mütfüoğlu'nun köşesinde "Çikolata mı mutlu eder mi spor" diye bir haber vardı. Ben bunu yaklaşık iki aydır test ediyorum. Kesinlikle spor mutlu ediyor. Zaten geçen röportaj yaptığım Şeyda Çoşkun da "Mutsuz olduğum zaman yürüyorum" demişti. Ben de öyle. Sevgilimle, eşimle dostumla kavga etmek üzereysem, ya da çok üzgün ve sinirliysem kendimi atıyorum sokaklara. Ya da koşu bandının üzerine, kilometrelerce yürüyorum. Tavsiye ederim.






Kayıp olacağız belli oldu




İrfan Şahin'den bir zarf aldım. Zarfın içinde dün akşam herkesin izlediği ilk bölümü yayınlanan 'Kayıp' dizisinin ilk bölümü vardı. Herkesten önce izlemek keyifliymiş gerçekten. Çünkü benim gibi dizi tutkunu olmayan bir insan için pek hoş oldu. Bir de tabii uzatmalar olmadan, reklamsız falan keyifliydi. Bu dizinin reklamları dönmeye başladığı anda dilime dolandı. Dolunay Soysert, Mete Horozoğlu hayranı olarak merakla bekliyordum. bir de tabii bu dizi için değişik bir starateji uyguladı İrfan Şahin. Geçen hafta 14 dakikalık özel bir gösterim yaptılar. Onu da daha sonra internetten izledim bayıldım. Bir kere oyunculuk yerli yerine oturmuş. 'Kayıp Şehir'de tanıdığımız İlker Kaleli beni şaşırttı. Başarılıydı. Bu sene şansı olan dizilerden. Ama inşallah bir yerde tıkanıp kalmazlar. Ekip çok başarılı. Dizinin çekimleri yabancı dizileri aratmıyor. Ama tabii Türk halkı pek yabancı dizi sevmediği için bir yerde bu dizi de çizgisini bozabilir. Çünkü dizi tutkunu Türk halkına bu görüntüler çok yabancı. Onun dışında dizi izlemeyen beni bile kendine bağımlı yapar. Cuma gecesi benim için saatinde izlemek zor ama sonrasında mutlaka araştırır izlerim.








Siz uyurken




- HITT Pera 03.00 barın kenarında duran bir kadın etrafı süzüyor. Ama mekândaki çapkın gözler de kızı süzüyor. Kız hiç kimseyle ilgilenmedi, eğlendi ve gitti.




- GALATA 02.00 bir kız bas bas bağırıyor. Bir apartmanın önünde durmuş, "Berk Berk yeter artık aç şu kapıyı" diyor. Ama bağırdığı daireden ne bir ses var ne seda. Kız öylesine bağırıyor. Sonra da oturdu apartmanın önüne ve beklemeye başladı.




- ABLAM 02.30 tuvaette iki kız kendi aralarında "Artık çok canımı sıkıyor. Bıktım ondan, gerçekten çok sinirleniyorum. Onunla artık konuşmak istemiyorum ama beni takip ediyor, bırakmıyor peşimi" diye söyleniyordu.

















İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR