Perşembe ve cuma Alanya'da olduğum için gelir gelmez soluğu Gezi Parkı'nda aldım. Gece hayatının en hareketli gecesi olan cumartesi Gezi'de iğne atsanız yere düşmüyordu. Tabii diğer mekânlarda bomboştu haliyle. Çoluk, çocuk, anne, baba, gençler herkes Gezi'deydi. Tiyatro sahnesi kurulmuş. En son gördüğüm günden bugüne çok fazla değişiklik olmuş. Çadır kurulacak yer kalmamış. Bir yanda çadırın içinde uyuyan insanları da görüyorsunuz diğer yandan çöp toplayan gençleri de. Diğer bir tarafta şarkı söyleyen, diğer bir yandan da tiyatro sahnesinde oyun oynayanı da. Oysa ki ben bu gençleri cumartesi gecesi sabaha kadar eğlenirken görüyordum kısa bir süre önce. Bir tuhaf oldum. Bu anı, bu günü yaşadığım için kendimi şanslı hissettim. Bu arada Taksim de neler mi oluyor?




- Bir kere artık şu meşhur ıslak hamburger denilince akla gelen Kızılkayalar yok. Çünkü Kızılkayalar kendi resmi Twitter hesabında kötü bir yazı yazmış. Ve o an itibariyle kapılarını kapatmak zorunda kalmış. Yani Starbucks'ın kaderi Kızılkayalar için de geçerli.




- Bin yıl düşünsem aklıma gelmez ama Galatasaray taraftarının elinde Fener bayrağı, Fenerbahçe taraftarının elinde Galatasaray bayrağı gördüm. Kol kola şarkılar söylüyorlardı. Ve görüntü gerçekten muhteşemdi.




- Çarşı Grubu'nu anlatmaya gerek yok. Destan yazdılar adeta.


Beşiktaş taraftarı Gezi'nin her gününe damgasını vurdu. Tüm taraftarlar cumartesi gecesi sabaha kadar şarkılar söyleyip eğlendiler. Ne bir taşkınlık, ne bir taciz, ne bir kavga.




- Bu arada seyyar satıcılarda Gezi'den çıkarılmış. Yani şu an Gezi Parkı'nda hiç para geçmiyor. Her şey bedava.




Alanya'yı yabancılar ele geçirmiş




Cihangir'de oturan ve Gezi'sine sahip çıkan bir Türk vatandaşı olarak iki gün Gezi'ye ara verdim ve Alanya'da aldım soluğu. Gözümüz Alanya Kalesi, deniz, güneş, kum, turist, kalbimiz, yüreğimiz Gezi ile dolu iki gün geçirdi. Hemen şunu belirtmem gerekir ki, Alanya'da Türkler Türkçe konuşmayı unutmuş neredeyse. Alman, Norveç, Fransız, İtalyan ve Ruslar Alanya Kale içini ele geçirmiş adeta. Her şey turistlere uyarlanmış. Yemekler bile turistlerin ağız tadına uygun hale getirilmiş. Bir şeyin fiyatını


sorduğunuz zaman size Euro olarak yanıt veriyorlar. Yani TL bile konuşulmuyor. İlk kez gittim. Keşke daha önce gitseydim. Muhteşem bir yer. Ben böyle bir güzellik görmedim. Dünyada çok az rastlanan bir güzelliğe ve doğaya sahip. Ve yabancılar tadını çıkarıyor. Hatta öyle ki, birçok evde yine turistler oturuyor. Yerleşmişler.


İçlerinde Müslüman olanların sayısı da bir hayli yüksekmiş. Ne güzel, ne müthiş. Bayıldım Alanya'ya. Yani anlayacağınız enteresan bir yer. Gözüme takılanlara gelince:




- En gözde plaj Kleopatra'yı da turistler istila etmiş.




- 7'den 70'e herkesin elinde kitap var. Herkes okuyor.




- Gazete bayiinde neredeyse Türk gazete yok gibi.




- Plajlarda şezlonglar 2.5 Euro. Bodrum ve Alaçatı'daki gibi 200 TL'den başlamıyor.




- Taksi 3.60 TL'den açılıyor. Gece ve gündüz.




- Banu Alkan ve Ahu Tuğba'nın da Mahmutlar da evi var.




- Üstelik Banu Alkan'ın bir oturuşta bol terayağlı 12 köy yumurtasını yemesi de dillerde.




- Bu arada Türkler ile zaman zaman sohbet ettim. Birçoğunun Gezi olaylarından haberi bile yok. Ama Antalya'da birçok kişi Gezi için sokağa döküldü onu biliyorum.




Bir de tablom oldu




Alanya'ya da yazar Mehmet Mollaosmanoğlu'nun eşi Seher Mollaosmanoğlu ile de tanıştım. Seher Hanım bir ressam ve Turkuaz Resim Atölyesi'nin sahibi. Kimsesiz çocuklar yararına bir sergi açtı Alanya'da. Turistler akın etmiş bir haftada bütün tabloları satın almışlar. Helal olsun, bravo diyorum. Yakında Seher Hanım öğrencileri ile birlikte İstanbul da sergi açacak. Haberiniz olsun.




Gezi Parkı da resim dolu




Belki Seher Hanım resimleri Gezi Parkı'nda da sergiler. Çünkü Gezi Parkı'nda bir Gezi Kütüphanesi sonrasında adeta bir resim atölyesine dönmüş. Çünkü birçok çadırın önünde muhteşem resimler sergileniyor. Adeta bir galeri gibi. Gidin, görün ve resimlere bakın derim.







İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR