Tabii bu sözleri birçok yer için kullanabiliriz. Kişinin o an kiminle gittiği ve ne yaşadığı ile ilgili bence bu seksi şehir durumu.




Ama tabii adet yerini bulsun diye genelde Paris için “Aşk şehri” denir. Belki Venedik için. Ve tabii Prag için.




Neyse Prag’a ilk gelişim. Kim duysa “ah şöyledir, ah böyledir. Keşke sevgilinle gitseydin. Sokaklarda öpüşseydin” falan cümleleri kuruyor.




Enteresan ama evet sokaklarda öpüşen çiftler çok. Demek ki, sadece bizim insanımız söylemiyor bunu. Demek her milletten insan birbirine bu tavsiyede bulunuyor.

Neyse benim Prag seyahatim sevgili ile olmadı iş münasebetiyle oldu. Yani dört yakışıklı adamla buluşmaya gittim. Son zamanlarda tüm dünyada hayran kitlesini çoğaltan İl Divo ile buluştum. İl Divo’nun O2Arena’da verdiği konsere gittim.

Kendileri 27 Eylül’de ülkemize geliyor. Kuruçeşme Arena’da konser verecekler. Ama biz öncesinde Prag da izleyelim sizi hazırlayalım istedik efendim.

Uzun yıllardır arkadaşım olan ve yine uzun yıllardır da Beşiktaş Kültür Merkezi ile de çalışan Selma Semiz’den kurtulamadığım için kendimi Prag da buldum.


A fena mı oldu? Giderken mırın mırındım ama Prag ve İl Divo buluşmasından sonra “Pek de iyi olmuş” diye karar verdim.




Neyse uzatmayayım. Sizin de izleyeceğiniz bu dört yakışıklı bir araya gelip orkestra eşliğinde popüler şarkıları yorumluyor.




Jilet gibi giyiniyorlar. Güzel bakışlar atıyorlar. Eğer vaktiniz olursa kaçırmayın bu konseri derim. Güzel boğaz manzarasında güzel gider sanki.


Garanti Bankası sponsorluğunda memleketimize geliyorlar. Bu arada Garanti Bankası JLO’yu da memlekete getiriyor. Jennifer Lopez de Kasım da memleketimizde.




Ay bu sene Madonna, Leonardo Kohen, RHCP falan filan derken pek keyifli janjanlı geçti maşallah.




Ay ben size bir sürü şey yazıyorum ama benim aklım Charles köprüsünde kaldı. Zannediyorum bu köprü için bir kez daha geleceğim Prag’a. Bir tek burayı sevdim. En çok bu köprüyü sevdim. Saatlerce durabilirim bu köprüde. Uzun suyun akışını izleyebilirim.




O kapılardan geçebilirim. Havanın da etkisi vardı tabii. Heykeller, köprü, kapılar , siyah bulutlar böyle Yüzüklerin Efendisi dağları, tepeleri hissiyatı verdi bana. O yüzden de sevdim sanırım. Tuhaf duygularla ayrıldım oradan anlayacağınız. Yani diyeceğim odur ki, sevgiliniz ile mi arkadaşınız ile mi yalnız mı bilemem ama Charles köprüsü tamamdır.




Sizi bilmem ama benim gittiğim yerlerde bazı fotoğraflar var aklımda. O köprü de bu fotoğraflara eklendi. Bir daha gidip görebilirim. Gözümü kapattığım da kendimi orada hayal edebilirim.


Listeye ekledim.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR