Herkes dört gözle Gülse Birsel’in yeni dizisi “Yalan Dünya”yı bekliyordu.




Yalan Dünya yüzünden çoğu insan işlerini güçlerini, randevularını iptal etti ve geçti televizyon karşısına.




İlk başka şunu söylemem gerekirse gününde bir değişiklik şart.


Gezmeyi eğlenmeyi sevenler gününden şikayetçi.




Çarşamba akşamına alınması daha iyi olur diye düşünüyor eğlence sever.




Çünkü çoğu insan hafta da bir gün o da Cuma akşamları dışarıya çıkıyor. Kimisi de Cuma gününden tatile gidiyor.




O yüzden keşke Cuma akşamları olmasa.




Onun dışında dizi on numara.




Oyuncular, karakterler, diyaloglar espriler tamam.




Gülse Birsel yine on numara bir iş yapmış. Dizi yayınlandığı andan itibaren birçok kişiyi avucunun içine almayı başardı. Herkes diziden bahsediyordu.




Ben de o gün işimi gücümü bıraktım izledim Yalan Dünya’yı. Malum konu Cihangir’de geçiyor. Tanıdık, bildik yerler. Gülse’nin gözünden izlemek tabii çok başka.




Cihangir’i tam da olduğu gibi anlatmış aslında. Eski İstanbullular, sonradan gelenler. Ve tabii oyuncular. Sık sık da zaten “Yalan Dünya” diye de üstüne basa basa dile getiriliyor. Özellikle de oyuncular, dizi, sinema dünyasından konu açılınca.




Yalan da değil…




Pembe bir çam. Ve içinde yaşananlar kocaman bir yalan dünya… Birileri yazıyor, birileri oynuyor ve birileri de izliyor.




Önemli olan da işte o Yalan dünya’nın içinde kaybolup gitmemek.


Bakınız ben hala duyuyorum. Aslında hepimiz duyuyoruz. Televizyonda izlediği hayatlar gibi bir hayat yaşamak için evini, yurdunu bırakın büyük şehirlere gelen kişileri.




Geçen gün 18 yaşında doğu da yaşan bir genç kızın sırf İstanbul’da yaşamak için biriyle evlenmeyi kabul ettiğini duydum.




Evet zannediyorum bir hafta sonra düğünleri var.




O televizyonda izlediği dizilerde gördüğü hayatların yaşandığı zannediyor İstanbul’da.




Diziyi izleyince bu olay geldi aklıma. Çünkü maalesef bu Yalan dünya birçok kişiyi kandırmayı başarıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR