-Erkekler çapkınlık yapmak için Batum'a gidiyor.

-Karadeniz'den herkes Batum'a akın akın gidiyor. Karadeniz kadınları çok dertli, eşlerinin sürekli Batum'a gittiği ve oradan gelmediklerini söylüyorlar.

-Batum'da çapkınlık ve kumar dışında başka hiçbir şey yok.

-Gece herkes kumarhanede onun dışında Batum'da hayat yok.

Bunlar gibi bir sürü şey duydum. Hâlâ da duyuyorum. Hatta birçok kişi "Ne işin var Batum'da, neresi güzel oranın? Seks ve kumar dışında hiçbir şey yok" diye mesaj bombardımana tuttu. Ama asla kabul etmiyorum. Ben hiç bu yönünü görmedim. Şimdiye kadar duyduğum her şeyi unutup çöpe atıyorum. Bir kere Batum bana göre muhteşem güzel. Öncelikle doğası müthiş. Kıbrıs gibi kurak değil. Yemyeşil. Ve sadece kumar ve seks olarak bakarsanız çok yazık etmiş olursunuz. Güzel bir sahil ve her köşesinden sanat fışkırıyor. Sokaklarda heykeller var. Her köşesinde bir heykel. Gerçekten hiç beklemediğim kadar sanatsever bir şehir. Yani demem odur ki nerede neyi görmek isterseniz onu görürsünüz. Bu söylenen Batum için değil bir başka yer için de söylenebilir. Sizin ne yaşamak istediğinizle orantılı.

Yemekleri güzel ve kalorili

BEN bir Türk olarak gittiğim yabancı yerlerde "Türk restoranı nerede" deyip koşanlardan olmadığım için oranın yerel restorantlarına gitmeyi tercih ediyorum. Kaldığım iki gün boyunca da sürekli Gürcü yemekleri yedim. Evet çok güzeller ama acayip kalorili yemekleri. Beş gün kalsam on kilo alır dönerim.



Ali ve Nino'nun aşkı Liman'da

BİZDE malum ucube diye yıkılıyor heykeller. Ama Batum tam bir heykel cenneti. Her köşeden bir sanat eseri fışkırıyor. Özellikle limanda bir ucube var, kopamıyorsunuz Ali ve Nino'yu izlerken. Azerbaycanlı yazar Kurban Sayid'in ünlü romanı ‘Ali and Nino: A Love Story'nin kahramanları Gürcü prenses Nino'nun ve soylu Azeri Ali'nin aşkını anlatıyor. Aşıklar Sovyet Rusya işgali sırasında ayrılıp kavuşamamışlar. Limanda duran ve bu aşkı ölümsüzleştiren heykeli Cenk Eren ve Nükhet Duru'yla birlikte görmeye gittik. Gerçekten harika bir eser. Ben de Ali ve Nino'yu izlerken ikiliye "Aşk sizin için ne ifade ediyor" dedimi, tek cümle istedim.

Nükhet Duru: Aşk kavuşamamaktır.

Cenk Eren: Keşke olsa.



Oteller Karadenizli'den geçilmiyor

SOKAKLARDA pek göremediğiniz Karadenizlileri otelde görmeniz mümkün. Boş vakitlerini lobide geçiriyorlar. Ya da casino'dalar. Ya da SPA'dalar. Onun dışında otel dışına pek çıkmıyorlar. Ben kaldığım iki gün boyunca sürekli sokaklarda yürüdüğüm için kendilerini pek göremedim. Ama tabii yazın muhteşem oluyormuş buralar. Belki yazın kendilerini o muhteşem Black Sea Beach'e atıyorlardır. Eğer atmıyorlarsa gerçekten çok yazık olur. Çünkü gerçekten harika bir beach.

Batum'dan dönüşte aklımda kalanlar

-Gürcistan'ın en büyük ikinci şehri olan Batum beş yıl sonra daha da gelişir, tanıyamayız.

-50 bin dolara ev var. Hem de Batum'un en lüks yerinde.

-Trabzon'dan 210 km, Hopa'dan 15 dakika.

-Tiflis 3 saat. Üç kişilik özel helikopterler servis yapıyormuş sürekli.

-Birçok semtin binaları yenileniyor. Tüm eski yapılar yavaş yavaş yıkılıyor. Şehir adeta yeniden yapılanıyor.

-Dillerini bilmiyoruz diye korkmayın herkes Türkçe biliyor ve konuşuyor.

-Türk parasıyla gidebilirsiniz. Adım başı döviz bürosu var. Para birimleri Lari. 100 dolar 243 lari. Yani Lari, Türk parasından daha değerli.

-Batum'da marka satan dükkânlar yok. O yüzden alışveriş için Trabzon'a ya da Tiflis'e gidiyorlarmış.

-Her yerde sigara içiliyor.

-Meşhur restoranları var. En meşhur yemekleri bizim pidemize benzeyen xachahuri, içinden su çıkan mantı xirtami ve bir börek türü olan sinori.

-Gece hayatı oldukça renkli. Mekânlarda en çok Tarkan ve Serdar Ortaç çalıyormuş.

-Havaalanında tek bir CIP alan var o da TAV Passport'un. Türk Hava Yolları'nın bussiness yolcularını da TAV'da ağırlıyorlar.

-Batum'u bir saatte gezerek bitirebilirsiniz. O kadar küçük.

-Şehirde ilk göze portakal ve limon ağaçları.

-Havaalanı ve şehir neredeyse 10 dakika.




İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR