Sezen Aksu geçtiğimiz cuma akşamı dostlarına evinde özel yemek daveti verdi. İşadamı, doktor ve sanatçıların olduğu yemekte duyduğuma göre sabaha kadar sohbet edilmiş, şarkılar söylenmiş. Tarık Ünlüoğlu, Hakan Altun, Ercan Saatçi ve Emel Müftüoğlu gibi magazin dünyasından ünlü isimlerin olduğu geceden sonra herkes Sezen Aksu'nun değişimini konuşuyordu. Birçok kişi "Sezen Aksu yeniden doğuyor" yorumu yaptı. Bu arada ben de yıllardır Sezen Aksu'nun evindeki yemekleri duyarım, bilirim. Bu yemekler çok meşhurdur. Sanat dünyasından birçok isim bu yemeklerde tanışır, arkadaş olur. Hatta birçok kişinin buluşma noktasıdır Sezen Aksu'nun evi. Aksu anlaşabileceklerine, arkadaş olabileceklerine inandığı birçok kişiyi davet ediyor bu yemeklere. Cuma akşamı da evde 15 kişi varmış.

Dizinin isim babası Murat'mış

GEÇENLERDE Taksim Meydanı'nda karşılaştık Murat Yıldırım ile. Daha sonra da Amsterdam'da ‘Kocan Kadar Konuş'un galasında. Ama dizi çekimleri yüzünden Köln'den gelip hızlıca İstanbul'a döndü ve çok kısa ayaküstü sohbet edebildik. Filmin beğenilmesinden ve ilgisinden memnun. Meryem Uzerli ile rol alacağı dizisi için de heyecanlı. Bu arada dizinin isim babası da Murat Yıldırım'mış. Biliyorsunuz birkaç kere ismi değişti dizinin. ‘Gecenin Kraliçesi' ismini Murat bulmuş.

'ARAMIZDA AŞK ÇIKMAZ'

Murat Yıldırım'a "Bana sürekli Meryem Uzerli ile Murat Yıldırım arasında aşk çıkar mı diye soruyorlar. Ben de ‘Çıkmaz' diyorum. Murat sen ne düşünüyorsun" diye sorduğumda, "Doğru söylemişin çıkmaz" dedi. Ama tabii küçük de bir ihtimal bırakmak lazım. "Tabii bu işler belli olmaz" dediğimde gülüp "Yok yok, çıkmaz" dedi. Bu arada "Aşk var mı hayatında? Seni ne zaman biriyle el ele göreceğiz" dediğimde "Bilemem, kısmet bu işler. İyi olsun güzel olsun geç olsun fark etmez zamanı" dedi. Murat Yıldırım birçok insan tarafından acayip sevilen ve sahiplenilen bir isim.

Garsonların muhteşem sesleri

SİZLERE arada sırada değişik mekânlardan bahsediyorum. Bu sefer de gezgin okuyucularım için Amsterdam'dan bir mekân önerisi. Müdavimleri çok iyi bilir ama ben ilk kez gidebildim Amsterdam'ın meşhur İtalyan'ı Pasta e Basta'ya. Bu mekânın makarnaları, şarapları ve tabii garsonların şarkıları pek meşhur. Güler yüzlü garsonlar size yemeklerinizi getiriyor ve daha sonra tek tek şarkılar söylüyor. Kimi Adele'den söylüyor, kimi opera. Sesleri de muhteşem, servisleri de. Hepsi acayip güler yüzlü ve işlerinde acayip profesyoneller. "Bizim ülkemizde böyle bir mekân olur mu" diye aramızda konuştuk ve olmayacağına karar verdik. Neden mi? Bizim ülkemizde böyle bir mekân olsa hem güler yüzle servis yapan hem de güzel şarkı söyleyen birini bulamazsanız. Güzel şarkı söyleyen birini bulursanız zaten garsonluk yapmak istemez. Şarkıcı olmak ister. Eğer güzel servis yapan birini bulursanız o da o mekânın müdürü olmak ister, servis yapmak istemez. Böyle bir mekân yapsanız bile bu kaliteyi yakalayamazsınız. Kısa bir süre sonra biter, yok olur. Sürer ama kalitesi çok aşağıda olur. O yüzden de size tavsiyem imkânınız varsa bu güzel mekânı yerinde, Amsterdam'da görünüz. Bizim ülkemizde hayal maalesef.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR