Kafasında siyah bandıyla yeni bir moda akımının öncülerinden gibi gözüken erkeklerin Nişantaşı sokaklarında dolaşmalarına alıştık artık. Konu hakkında en ufak fikri olmayan Amerikalı bir arkadaşım İstanbul’daki ikinci gününde beni kenara çekip “Kim bu bantlı adamlar, bir çeşit klan mı acaba” diye sorduğunda çok gülmüştüm. Elin turisti nereden bilsin, canım ülkem estetik cenneti oldu ve en çok da Araplara hizmet ediyor. Dünyadaki fiyatlara nispeten Türkiye’de saç ektirmek daha uygun olunca dünya erkekleri için İstanbul bir başka anlam kazandı. 3-5 günlüğüne bu büyülü şehre gelip hem saç ektiriyorlar hem de alışverişe çıkıyorlar. Sonuçta bizim millet de estetiğe bağımlı neredeyse, liseye geçen kızlarımız dudaklarını doldurmaya, botokslanmaya başlıyor. Müşteri çok olunca pratik yapma imkânı da bir o kadar artıyor ve dolayısıyla doktorlarımız işinde çok iyi. Tabii ameliyatlı kadınları bu kadar kolay göremiyoruz ama erkeklerin bir sıkılması yok. Artık saç ektirmek, botoks yaptırmak gibi sıradan bir şey olmak üzere. Yaş grubu, meslek ve sosyal statü fark etmeksizin herkes bu kolaylıktan yararlanıyor. Bir de gerçekten diğer uygulamalara göre kolay atlatılan bir işlem olduğu için cazip geliyor. Ben de yaptırdığım için konuya tam anlamıyla hâkimim aslında. Ama yine de son gelişmeleri öğrenmek adına Ageless Clinic’in yolunu tutup Dr. Harun Şamiloğlu’na sorularımı sıraladım. Doktor bey çok cool, hastası olduğunu duyduğum birkaç yabancı yıldızın adını soracak oluyorum, gülüp geçiyor. Ben de teknik konulara dönüyorum. Mesela o bant


takılmazsa işlem bölgesindeki serum ve ilaçlar, yani ödem yüze ve göz çevresine iniyormuş. Bu da yüzünüzün şişmesi demek. O yüzden etrafınızda bir sürü bantlı adam var. 3-4 gün dolaşmayın, yatıverin diyeceğiz ama onlar estetik turistleri, otel odasında yatmaya gelmediler buraya. Zaten buradan anlıyoruz ki saç nakli insanları eve ya da yatağa bağlayan zor ve stresli bir iş değil.




Hızlı iyileşme




Dr. Harun Şamiloğlu ile önce iyileşme süresini konuşuyorum. “İşe dönüş süresi 3-4 gün olmakla


birlikte, bir gün sonra çalışmaya başlayan çok sayıda misafirimiz bulunmakta” diyor doktor. Ama bu sefer ödem birikme riski yükseliyor. Zaten kafanızda siyah bantla işe gitmek ne derece akıl kârı onu bilemedim. Onun yerine 3-4 gün izin alıp evden idare etmeniz mantıklı. Zaten ödem geçtikten sonra kafa deriniz de hızla iyileşmeye başlıyor. Sonrası nakil yapılan bölgenin kabuklanıp iyileşmesinden ibaret. Aslına bakarsanız saç ekiminde operasyon sonrası o kadar dert değil. Fakat işlem biraz uzun sürdüğü için o günü hastaneye adamış olmanız şart! Çünkü ekilecek saçlar önce ensenizden ya da kulak arkası bölgenizden toplanıyor. Sonra o toplanan kökler ayrıştırılıyor. Ekim yapılacak alanda bu köklerin gireceği küçük delikler açılıyor ve o saçlar tek tek yerine ekiliyor. Evet tek tek! Bu sayede doğal bir görünüm elde ediliyor zaten. O ekilenler bir süre sonra dökülüp 3-4 ay içinde yeniden çıkıyorlar. Ve bir daha hiç dökülmeyecek tazecik saçlarınıza kavuşuyorsunuz. Tıpkı Jude Law’ın bir süre yarı kel olarak takılmasından sonra yeni saçlarına kavuşması gibi.




Üçü bir arada operasyonlar




Erkeklerin en çok tercih ettiği uygulamaların başında saç nakli gelmekteymiş. Buna şaşırmadım. Ama 80 yaşında bile saç ektirenler olduğunu duyunca yüzüm değişti. O yaşta da yapılabildiğine göre kolay bir uygulama olduğunu anlıyoruz tabii. Saç ekimi için gelip, aynı zamanda burun ameliyatı veya yağ aldırma işlemi yaptıran hastalar da oluyormuş. Erkeklerin saç nakli yaptırdığı dönemlerde


eşlerinin de burun, meme ve yağ aldırma gibi operasyonların yanı sıra botoks, dolgu ve cilt bakımı uygulamaları yaptırması oldukça yaygın bir durummuş. Tabii tüm bu işlemlerin yapılabildiği klinik sayısı oldukça az olup birçok kişi kendi operasyonları ve yakınlarının operasyonları için farklı randevular planlamak zorunda kalıyormuş.




Doktor masası




Sabah ameliyata girmeden konuşma olanağı bulduğum Dr. Harun Şamiloğlu ile kahvaltı masasında sohbet ettik. Fakat masamız az sonra İstanbul Cerrahi’de operasyona girecek doktorlardan oluşunca kalp ameliyatı ve damar sertliği gibi sert konular önümüze düştü. Doktor olunca işin zor, kahvaltı masasında bile muhabbet olarak önüne iç organlar koyuluyor. Bir de çok zor bir konu sonuçta, sürekli değişen teknolojiyi takip etmek işin bir başka boyutu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR