Istanbul Fashion Week'te neler yaşandı?

İlkbahar-yaz 2013 koleksiyonlarının modaseverlerle buluştuğu İstanbul Moda Haftası cumartesi günü son buldu. 4 gün süren etkinlik boyunca 25 tasarımcı ve 9 marka yeni sezon modellerini tanıtma şansı buldu. Defilelerin başladığı gün sizlerle ilk izlenimlerimi paylaşmıştım, şimdi ise geri kalan 3 günde neler yaşandığından bahsedeceğim.




İlk olarak organizasyonu ele alacak olursak uluslararası moda haftaları ile kıyasladığımda yeterince organize olamamamızdan kaynaklanan kaosu hala çözemediğimizi düşünüyorum.




Özellikle konukların oturacağı yeri bulmakta zorlanması ve insanların birbirlerinin yerlerine oturmasından kaynaklanan problemler katılımın yüksek olduğu defilelerde rötarlara sebep oldu.




Haliyle uzun kuyruklarda bekleyen kalabalık zaman zaman gecikmelerden ve kargaşadan şikayetçiydi. Ama yinede geçmiş senelerle kıyaslandığında bu sene duzenlenen etkinliğin en iyisi olduğunu söyleyebilirim.




Organizasyondan sonra defileler ve tasarımlar arasından en beğendiklerimden bahsetmek istiyorum. Kesinlikle tasarım özgünlüğü ve giyilebirliği ile Zeynep Tosun İstanbul Moda Haftası’nda ön plana çıkmayı başardı.




Dünyanın yıkılışına 3 kez tanıklık ettiğine inanılan Anka kuşundan ilham alarak hazırladığı ve “The Hen” adını verdiği bu koleksiyon için favorim diyebilirim. Koleksiyonun en dikkat çeken detayı ise Bartınlı kadınlar tarafından işlenen Anka kuşu desenlerinin uygulandığı tasarımlar oldu.




Geleneksel motifleri modern volümlerle kullanmayı tercih eden Zeynep Tosun sportif ağırlıklı, cool ve sert kadın profiline hitap eden bir koleksiyon hazırladığının altını çizdi. Tasarımların metal kasketler, sivri burun stilettolar ve koleksiyonla uyumlu takılarla kombinlenmesi de “styling” kavramının önemini kanıtlar nitelikteydi.




Fashion Week’te merakla beklediğim defilelerden bir diğeri de Özgür Masur’un hazırladığı “Soul” adını verdiği ilk “Pret a Porter” koleksiyonuydu. Kırmızının cazibesiyle başlayan Özgür Masur beyazın masumiyetine ordan siyahın asaletine geçti.




Sonradan da 70’li yılların canlı renklerine geçerek kendi içinde bir denge yaratmayı başardı. Deri ve ipek kumaşların ağırlık verildiği koleksiyonda, fermuarlar ve metal aksesuvarlar kullanan Özgür Masur kendi tarzını başarıyla ortaya koyarak büyük beğeni kazanan koleksiyonlardan biri oldu.




Bir sonra ki moda haftamızda organizasyondaki ufak eksikliklerinde çözüleceğini umuyorum ve tüm modacılara başarılar diliyorum...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR